''Fenerbahçe derbiyi kaybederse...''

''Fenerbahçe derbiyi kaybederse...''

Şansal Büyüka, Süper Lig'deki son durumu değerlendirdi ve merak edilen soruları yanıtladı.

Lig terazisinde denge, bir Beşiktaş’ın, bir Fenerbahçe’nin kefesine doğru geliyor. Artık kimse kimsenin alacağı sonuçları kestiremiyor.

Tam, “Her şey Kartal’ın elinde” dediğiniz anda Rıza Hoca’nın takımı çıkıyor, “Her şey Fenerbahçe’nin elinde” dendiği anda Aykut Kocaman’ın Konyaspor’u çıkıyor, ligin altını üstüne getiriyor.
Geçen hafta ligin röntgenini çekin istedik, MR’da bile belli olmaz dediniz ve eklediniz: Fenerbahçe’nin iki maçı bazı şeyleri netleştirir.

Bunlardan biri sonuçlandı. Osmanlı maçında iyi oynamadı ama mücadele etti dediğiniz Fenerbahçe’nin futbolunda ne değişti de Torku Konyaspor karşısında bu sonuç geldi?
Spor yazarlığının “Başöğretmen”i, unutulmaz müdürümüz Namık Sevik, maçların oynanacağı gün yorum yaptırmaz, takımları olumlu ya da olumsuz etkileyecek haberlere izin vermezdi. Bu haklı duyarlılıktan şimdilerde eser kalmadı ama biz gene de Galatasaray- Fenerbahçe maçının olduğu bir günde kelimeleri özenle seçip, cümleleri özenle kurmaya çalışalım.
Sevgili Bilal benim anlamadığım, Konya maçından sonra Pereira “Her şeyi yaptık” dedi. Anlamadım, nasıl her şeyi yaptı. Savunma yapamadı, orta alanı tutamadı, hızlı hücuma çıkamadı, şut atamadı, pozisyon bulamadı, baskı kuramadı. Pereira “Her şeyi yaptık” yerine “Hiçbir şey yapmadık” demeliydi. Ancak her türlü faturanın hocaya kesilmesine karşıyım. Hadi hoca, teknikte, taktikte, tertipte hata yaptı; takımın mücadele gücü, hırsı ne oldu? Kötü oynayabilirsin ama kötü mücadele edemezsin. Futbolcunun da oyunun gidişine bir tepkisi olur, bir reaksiyonu olur. Fenerbahçeli oyuncular Konya’ya sanki üç puana değil, etli ekmek yiyip dönmeye gitmişlerdi.

Fenerbahçe, yumuşak karnı olan Aykut Kocaman’dan darbe yedi. Yumuşak karnı diyorum, sarı-lacivertli camiada hâlâ birçok kişi Kocaman konusunda pozitif düşünce içerisinde...
Aykut Hoca’nın oyun anlayışını beğenmiyor olabilirsiniz. Ama kendi ifadesi ile “antrenör takımı yaratmakta” son derece başarılı... İşte son örnek Konyaspor ... Ayrıca unutulmasın; 3 Temmuz sürecinde başkan içeri girdiğinde, yöneticiler ışık hızıyla ortadan kaybolduğunda Aykut Kocaman bu takıma, hem başkanlık, hem hocalık yaptı. Aykut Hoca, düzgün ve karakterli duruşuyla bu ülkenin futbol aleminde saygıyı hak edenlerin başında geliyor.

Geldi çattı Galatasaray maçı... Cim-Bom’un hali meydanda; Fenerbahçe’nin de ortada... Bu ortamda TT Arena’dan ne çıkar?
Fenerbahçe kaybederse, bitime altı hafta kala  puan farkı 6’ya çıkar ki, bu bir anlamda Fenerbahçe’nin şampiyonluğa vedası olabilir. Fenerbahçe için beraberlik bile iyi sonuç değil... Galatasaray’ın “bir atımlık barutu” var. Belli ki onu da Fenerbahçe maçına saklıyor. Kazanırsa, kayıp yılda camiasına bir teselli verebilir. “Fenerbahçe’yi yenelim, şampiyon olmayalım “ anlayışını taşıyanları tatmin edebilir. İki taraf için de zor...

Fenerbahçe kaybederse, bitime altı hafta kala puan farkı 6’ya çıkar ki, bu bir anlamda Fenerbahçe’nin şampiyonluğa vedası olabilir. Fenerbahçe için beraberlik bile iyi sonuç değil...

Pereira’nın dışında oyuncuları da eleştiren Şansal Büyüka, “Fenerbahçeli futbolcular Konya’ya sanki üç puana değil, etli ekmek yiyip dönmeye gitmişlerdi” diye tenkit etti.

Orman mutlu olmalı

Şenol Hoca kazanmak isterken “enteresan” olmuyor da, Hamza Hoca kazanmak isterken niye “enteresan” olsun. Aslında Fikret Başkan, kazanmayı çok isteyen hocaya ve rakibe karşı kazandıkları için mutlu.

Beşiktaş’tan söz ederken hem yarışı hem de Barış’ı (Şimşek) konuşacağız herhalde!

Vodafone Arena’da Bursaspor’u yendi; ancak tribündeki on binler, ekran başındaki milyonlar öldü öldü dirildi. Önce Şenol Güneş’in oyuncu tercihini, sonra da sahaya çıkan Beşiktaş’ı irdelesek...
Beşiktaşlı Olcay Şahan maç sonunda “Sadece puan farkıyla değil, oyunumuz ve kalitemizle de öndeyiz” dedi. Özellikle Beşiktaş’ın oyun olarak farklı olduğuna çok inanıyorum. Bursaspor maçında zorlansa bile çok fantastik ataklar geliştirdi, bazı bölümler oldu, rakibi kendi ceza alanına hapsedip bunalttı. Üstelik İnönü’nün (Vodafone Arena’ya alışamıyorum ve o stadın ruhunu taşıdığını düşünmüyorum) hibrit çimlerine alışkın değil, ilk maçın acemiliği vardı ve karşındaki rakip de Bursaspor’du. Şenol Hoca, belki de “hiç oynamayan Serdar Kurtuluş bu maçta oynatılır mı?” diye eleştirilebilir ama sanıyorum ki hoca, Kasımpaşa maçındaki büyük hataları nedeniyle Beck’e bir fatura kesmiş olmalı...

Bursaspor maçında Barış Şimşek’in yönetimine ne diyeceksiniz?
Barış Şimşek’in Galatasaray- Trabzonspor maçının hakemi Deniz Ateş Bitnel’den sonra bu sezonun en kötü performansını gösteren hakem olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş’ı ayrı bir tarafa koyalım. Rahatça 5-6 gol atabilecek bir oyun oynadı ve rakip antrenörün bile itiraf ettiği gibi galibiyeti hak eden taraftı. Barış Şimşek, ikinci golden önce autu verdi, sonra korneri gösterdi, ikinci gol geldi. Oysa pozisyon auttu. Penaltı yok... Batalla 76. dakikada ikinci sarıyı görürdü. Quaresma daha erken dakikalarda kızarabilirdi. Aslında sorun Barış Şimşek ile Bursaspor arasındaydı. Bursaspor’u oynatmadı.

Ya Quaresma’nın yaptığı! Yardımcı yetişmese Bursasporlu futbolcuyu ne yapardı kimbilir!
Topu taca atıyorsun sarı görüyorsun, oyun bitmişken rakibine dalıyorsun, kızarıyorsun. Çok etkili, çok iyi oynadığı bir dönemde iki maçta bir takımı eksik bırakıyor. Süper yetenekli, bir o kadar da disiplinsiz olduğu kesin... Atsan atılmıyor, satsan satılmıyor...

Fikret Orman’ın, Hamza Hamzaoğlu için söylediği, “Enteresan şekilde çok fazla istekliydi” sözünü nasıl yorumlarsınız?
Fikret Orman’a yakışmayan çok talihsiz bir açıklama... Şenol Hoca kazanmak isterken “enteresan” olmuyor da, Hamza Hoca kazanmak isterken niye “enteresan” olsun. Zaten Şenol Hoca da maç sonu bu konuyla ilgili soruyu cevaplarken “rakip antrenörün kazanmak istemesi son derece  doğal” diyerek, bir anlamda kendi başkanına katılmadığını çok açık ortaya koydu. Fikret Orman gibi  “rolmodel” gördüğümüz bir başkanın, futbolun gerçekleri ile asla örtüşmeyen bu açıklamasını son derece talihsiz ve yakışıksız buldum. Aslında Fikret Başkan mutlu olmalı; kazanmayı çok isteyen bir hocaya ve rakibe karşı kazandıkları için...

Galatasaray kımıldamıyor bile!

Galatasaray Yönetimi’nin önümüzdeki sezon için ne yapmak istediğini anlayabilmiş değilim. Belki de her şeyi çok gizli yapıyorlar!

Galatasaray’da yine gelmeyen bir galibiyet, yine taraftarın yönetim aleyhine istifa sesleri... Belki bu durum sezon sonuna kadar böyle devam edecek. Belki de bugün alınacak iyi bir sonuç, Cim-Bom’u güllük gülistanlık hale sokacak.

Çaykur Rizespor maçından öte, bu maç sonrasında 2. Başkan Cengiz Özyalçın’ın sözleri daha çok yankı buldu. Hem “taraftar haklı” diyor, hem de sağduyulu genel kurul üyelerinin kendilerine devam dediğini hatırlatıyor. Taraftar haklıysa üyeler mi haksız?
Seyirci hep kazanan bir takım görmek ister, hele buna alıştıysa... Ancak her maç sonrası başkanı ve yönetimi istifaya çağırmak da bir çare değil... Dursun Özbek istifa etse ne olacak, ortada Galatasaray’ın sorunlarını, mali yapısını sahiplenecek ve bunları çözecek bir aday ya da bir ekip var mı? Seyirci kadar, genel kurul üyelerinin de mutsuz olduğunu düşünüyorum. Ama önlerinde bir seçenekleri, bir alternatifleri yok. Galatasaray’ı kurtaracak başkan adayı vardı da  seçmediler mi?

Galatasaray, gelecek sezonun teknik direktörünü seçme konusunda biraz ağır mı kalıyor sizce...
Biraz mı ağır kalıyor! O kadar ağır kalıyor ki, yerinden kımıldayamıyor. Galatasaray Yönetimi’nin önümüzdeki sezon için ne yapmak istediğini, neler düşünüp planladığını anlayabilmiş değilim. Şaşkınlık yaratan bir durumları var. Ya da her şeyi çok gizli yapıyorlar, kimsenin haberi olmuyor.

Trabzonspor sil baştan

Trabzonspor açısından konuşulacak fazla bir şey kalmadı. Avrupa defteri neredeyse kapandı, takımdaki hırs ve istek havada kaldı. Belki de tek konuşulacak; kaleci Esteban...
Onur’un yalnızlığında, Esteban iyi bir kurtarıcı oldu. Trabzonspor’un sorunu, Hami Mandıralı ya da tek adam, tek başkan, tek yönetim sorunu değil... Koca bir kentin sorunu... Öyle görünüyor ki, anlayış olarak Trabzonspor’a bir “sil baştan” gerekiyor...

11-12 takımın hedefi var

Ligde şampiyonluk ve Avrupa yolculuğunu kovalayanlar kadar, düşme hattında çırpınanlar var. Kalan haftaları da göz önünde bulundurduğunuzda nasıl bir yorum yaparsınız?
İyi bir lig oynuyoruz. İki takımın şampiyonluk yarışı var. Dört takım, kümede kalma mücadelesi yapıyor. En az altı takım Avrupa Ligi’ne oynuyor. Baktığınızda 18 takımlı ligin en az 11-12 takımının bitime altı hafta kala ciddi hedefleri var. Sonuncu Mersin’in bile hala ligde kalma umudu  var. Kayserispor özellikle ikinci yarıda bol keseden harcadığı puanları son haftalarda çok arayabilir.

Haftanın takımı: Torku Konyaspor, Gençlerbirliği, Medicana Sivasspor
Haftanın futbolcusu: Charles Itandje (Çaykur Rizespor), Esteban Alvarado (Trabzonspor), Ruud Boffin (Eskişehirspor), Harun Tekin (Bursaspor), Djalma Campos (Gençlerbirliği), Ömer Ali Şahiner (Torku Konyaspor), Tiago Pinto (Osmanlıspor)
Haftanın teknik direktörü: Aykut Kocaman (Torku Konyaspor), İbrahim Üzülmez (Gençlerbirliği), Mesut Bakkal (Medicana Sivasspor)
Haftanın hakemi: Bulamadım.

Milliyet