Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (3)

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (3)

"Kumpas lafını ben söyledim. Bu kamu vicdanının sesini dile getirdim. Yüzlerce kişi göz altına alındı, bir sürü

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Kumpas lafını ben söyledim. Bu kamu vicdanının sesini dile getirdim. Yüzlerce kişi göz altına alındı, bir sürü kişinin ailesi yok edilmiş, kariyeri yok edilmiş, geleceği çalınmış. Düşünün yüzlerce kişi casus olmakla suçlanıyor. Bir deniz kuvvetlerini çökertiyorsunuz, yani bir ülkenin milli istihbarat teşkilatına operasyon yapıyorsunuz, milletin seçtiği hükümete operasyon yapıyorsunuz, milli ordusuna operasyon yapıyorsunuz ve bir sürü kişi uydurma delillerle içeriye atılıyor" dedi.

Akdoğan, Kanal 7'de yayınlanan "İskele Sancak" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Akdoğan, "Paralel yapıyla mücadele etmek için darbecilerle iş birliği yapıyor" eleştirilerine ilişkin bir soru üzerine, söylemlerin çok haksız olduğunu ve eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını kaydederek, bunun bir yakıştırma olduğunu söyledi.

"Ortada bir sorun vardı, çok fazla kişi göz altına alındı, tutuklananlar oldu, dalgalar oldu" diyen Akdoğan, "Bunlar olurken de Recep Tayyip Erdoğan 'bu dalgalar Türkiye'yi boğar' dedi. Kumpas lafını ben söyledim. Bu kamu vicdanının sesini dile getirdim. Yüzlerce kişi göz altına alındı, bir sürü kişinin ailesi yok edilmiş, kariyeri yok edilmiş, geleceği çalınmış. Düşünün yüzlerce kişi casus olmakla suçlanıyor. Bir deniz kuvvetlerini çökertiyorsunuz yani bir ülkenin milli istihbarat teşkilatına operasyon yapıyorsunuz, milletin seçtiği hükümete operasyon yapıyorsunuz, milli ordusuna operasyon yapıyorsunuz ve bir sürü kişi uydurma delillerle içeriye atılıyor" diye konuştu. 

Akdoğan, operasyonların yapıldığı süreçte kendisine yüzlerce dosya, avukatlarından davalar geldiğini ve yanlış bir şeyler olduğunun görüldüğünü ifade ederek, "Bu yüzden ben böyle bir eleştiri getirdim. Burada bir darbe girişimi varsa bu bize karşı, biz bunun mağduruyuz, birileri yanlış birşey yapıyorsa ki ben bazı şahısların, bazı yapıların yanlış birşeye girdiklerini de düşünüyorum açıkçası. Hiçbir şey yokmuş gibi bakmak da doğru değil diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Yanlış yapanların cezasını çekmesi gerektiğini, ancak sapla samanın birbiriyle karıştırılmaması gerektiğini dile getiren Akdoğan, operasyonların Türk ordusuna zarar verecek bir noktaya taşındığını söyledi. 

Akdoğan, AK Parti'nin darbeci anlayışla, vesayetçi anlayışla kesinlikle işbirliğine giremeyeceğini belirterek, varlık sebeplerinin bu darbeci ve vesayetçi anlayışa karşı olduğunu aktardı. 

"Paralel yapı" ile mücadelede gelinen aşamanın sorulması üzerine Akdoğan, mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini söyledi. 

"Bu, AK Parti'nin illegal bir yapıyla kavgası değil, devletin verdiği bir mücadeledir" diyen Akdoğan, "Çünkü bu ulusal güvenlik meselesidir. Bütün devlet aygıtının, hukuk içerisinde bu mücadeleyi vermesi gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın bu iradeyi güçlü bir şeklide ortaya koyması, devletin başı olarak bütün kurumların uyumundan da sorumlu kişi olarak, bu perspektifi ortaya koyması mücadeleyi önemli bir aşamaya getirdiğini söyleyebiliriz. Burada önemli olan farkındalığın oluşmasıdır. Yani bu yapının deşifre olmasıdır, bu yapıya olan güvenin sarsılmasıdır. Bu güven sarsılmasını hepsinden daha çok önemsiyorum. Çünkü bunların bir kutsalı yok, kendi menfaatini kendi vesayet yapısının bir şekilde gelişmesini amaçlayan bir şey bu, her yolu mübah gören bir anlayış. Bu zaten sapkın bir anlayıştır" değerlendirmesinde bulundu. 

Akdoğan, İslam tarihinde de bu yapıya benzer bir çok örnekler olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:  

"Siz kendinizi hakikatin merkezine yerleştirip, herşeyi herkesi kurban edilebilir görürseniz, herşeyi araçsallaştırırsanız o zaman yanlış bir takım şeyler yapmaya başlarsınız. Bunlar kişisel olarak tek tek baktığınızda çok mübarek görülebilir. Zaten hastalıklı anlayış, o mekanizma o sisteme herşeyi mübah görmeleri. Başka bir amaca hizmet etmek faaliyet gösterdiklerini görüyoruz. Şeytanla bile iş yapabilir, her yola başvurabilir, Türkiye'yi de batırabilir, hükümet gitisn de ne olursa olsun yaklaşımına sahipler. Burada tabii istihbarat oyunu, siyaset mühendisliği, bu işlere bulaştığınız zaman herkesi dinleyeyim, kaydedeyim, gözleyeyim, fişleyeyim, şantaj yapayım... Bunun üzerinden siyasete yön vereyim... Devlet aygıtını kullanıyor, hukuk sistemini kullanıyor, içindeki aktörleri kullanarak vatandaşa operasyon çekiyorsunuz, devlete operasyon çekiyorsunuz. Böyle bir yapıya Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu, kararlı duruşu olmasaydı, bunlar başarılı olurdu ve Türkiye bir vesayet rejimine dönerdi. Hiç kimse sesini çıkaramazdı, konuşamazdı, hiçbir parti gerçek iktidar olamazdı. Türkiye uçurumun eşiğinden dönmüştür."

- "Milletin iradesiyle baş edemezler"

Bir gazetecinin "Paralel yapı operasyonel gücünü kaybetti mi?" sorusuna Akdoğan, yapının belden aşağıya vurma gücünü muhafaza edebileceğini ancak devletin imkanlarını kullanarak operasyon yapma kabiliyetini kaybettiğini ifade etti.

Akdoğan, bu yapının seçim sürecinde herkesle ittifak yapabileceğine dikkati çekerek, hiç kimseyle işbirliği yapmaktan çekinmeyeceklerini ve düne kadar altını oymaya çalıştıkları ne kadar yapı varsa hepsiyle kol kola girebileceklerini vurguladı.

Vatandaşların bu ittifaklarla ilgili herşeyi bildiğini ve anladığını kaydeden Akdoğan, "Millet hep oyunları bozdu. Ben diyorum ki bir oy oyunu bozar. Vatandaş gidiyor o bir oyuyla oyunu bozuyor. Bu güne kadar uluslararası ortaklar, çevreler, medya, sermaye, kim varsa bütün bu konsorsiyumu, yerli, yabancı hepsini bozdu. Milletin iradesiyle baş edemezler. Böyle bakınca çok kaygı duyulacak bir tablo olduğunu da düşünmüyorum. Sandık olduğu sürece, millet hür iradesini ortaya koyduğu sürece, millet iradesinin bileğini kimse bükemez" şeklinde konuştu.

- "Bizim esnafımız, çiftçimiz güleryüzlüdür"

Akdoğan, bir gazetecinin "Muhalefetin, seçim kampanyasının odağına, hedefine sayın Cumhurbaşkanını yerleştirmesinin kaynağı nedir?" sorusuna karşılık, bu durumun yeni birşey olmadığını belirterek, AK Parti hareketinin liderinin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ve ona karşı bir kutuplaşma ürettiklerini söyledi.

Yeni bir düşman üretmenin muhalefet için zaman alacak birşey olduğunu dile getiren Akdoğan, "Hazır Gezi olayları ve sonrasında üretilmiş bir şey var. Hep beraber onu yine hedef koyalım, onun üzerinden bir antipati üretelim diye bir çabası var. Fakat anlamadıkları şu; bu millet yüzde 52 ile ona onay verdi. Her türlü iddayı ortaya attılar, dosyalar, kasetler... Ne oldu, milletin yüzde 52 ile destek verdiği bir kişiyi hedef tahtasına oturtarak kalmayın mı diyorsun. Burada Cumhurbaşkanımız tarafsız ama sen onu hedef tahtasına oturtursan millet buna duyarsız kalmaz" diye konuştu.

Akdoğan, CHP'nin seçim kampanyasının içeriğine yönelik soru üzerine, bu söylemin gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, "Gidin köyleri gezin, esnafı gezin çiftçiyi gezin, o reklam Türkiye'nin gerçeği mi. Yani zombileştirilmiş, asık suratlı Türk insanı figürü bu mu. Bizim esnafımız çiftçimiz güleryüzlüdür ve AK Parti icraatlarını da hep alkışlar. Gidip gerçek fotoğrafı çekerlerse icraatları alkışlayan insanları görürler ve güleryüzlü insanları görürler" değerledirmesinde bulundu. 

Yabancı akılla, siyaset yapılmayacağını kaydeden Akdoğan, reklamda "gitsinler" söyleminin AK Parti'ye oy veren insanları aşağıladığını  söyledi.

Akdoğan, muhalefetin üzerinde değerlendirme yapılacak bir kampanyası olmadığını ifade ederek, "Reklam filmini de seyretmedim sadece gördüğüm bir kaç figür var. Türkiye toplumunu yansıtmayan, Anadolu'ya giderlerse orada alkışlayan kişileri görürler. Güleryüzlü insanlar bizim icraatlarımızı alkışlıyorlar" dedi.

Seçimlere ilişkin anket çalışmalarının sorulması üzerine Akdoğan, şöyle devam etti:

"Kritik bir tablo görmüyorum. Medyanın gündemi ile milletin gündemi bir değil. Medyanın buradaki hassasiyetiyle milletin yaklaşımı örtüşmüyor.

Daha önceki seçimlerde de çok temsilci ve yayın yönetmeniyle iddiaya girdim. Bizim 49 aldığımız seçimde, yüzde 30'un altına düşecek diye iddiaya giriyorlardı. Bu kadar basiretli siyasi yorumlar yapabilen bazı yayın yönetmenlerini de gördüm. Böyle baktığımızda 'negatif görünüyor' yaklaşımına sahip değilim. En son gördüğüm anket yüzde 46'yı gösteriyordu.

AK Parti'de herhangi bir gerileme söz konusu olmadığını belirten Başbakan Yardımcısı Akdoğan, şunları ifade etti:

"Herhangi bir gerileme söz konusu değil. Başbakanımız da yüzde 55 olarak hedefini açıkladı. AK Parti 45-50 bandında. Diğer partilerde de herhangi yükselme eğilimi yok. Anketlerin zaten yüzde 1-2 puan hata payı vardır. Milletvekili sayısı, il bazında yapılan çalışmaların dağılımı, Türkiye sonucunu vermez. Karamsar tablo görmüyorum. Tek başına iktidarı görüyorum. Anayasayı değiştirebilecek güce ulaşması HDP’nin baraj altında kalmasıyla söz konusu olabilecek. Bizim güçlü bir şekilde gelmemiz, yeni anayasa için de Çözüm Süreci için de önemli bir nokta."

(sürecek)

 

Kaynak: Anadolu Ajansı