Op. Dr. Levent Duman: Fark Edilmeyen Miyomlar Düşük Ve Kısırlık Nedeni Olabilir

Op. Dr. Levent Duman: Fark Edilmeyen Miyomlar Düşük Ve Kısırlık Nedeni Olabilir

Özel Çorlu Reyap Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Levent Duman, kimi zaman belirti vermediği için fark edilmeyen miyomların düşük ve kısırlık nedeni olabileceklerini söyledi.

- Özel Çorlu Reyap Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Levent Duman, kimi zaman belirti vermediği için fark edilmeyen miyomların düşük ve kısırlık nedeni olabileceklerini söyledi.

Rahim miyomları rahim dokusundan kaynaklanan, çapları genellikle 1 ila 15 santim arasında değişebilen iyi huylu tümörlerdir diyen Op. Dr. Levent Duman: “Miyomlar, kadın genital organlarının en sık rastlanan tümörleridir. 35 yaşın üzerindeki her 4 kadından 1`inde muayene ya da ultrasonla saptanabilecek büyüklükte miyomlar mevcuttur. Miyomlar genellikle östrojen etkisi ile büyürler menepozda ise küçülüp inaktif bir hal alırlar” dedi.

Miyomların doğum yapmamış bayanlarda, kilolu bayanlarda ve ailesinde miyom olanlarda daha sık görüldüğünü belirten Duman: “En sık görülen ve kadınları en çok rahatsız eden belirler adet kanamalarına olan olumsuz etkidir. Miyomlar adet kanamalarının miktarını arttırabilirler ve bu nedenden dolaylı olarak kansızlığa neden olabilirler. Adet kanamalarının süresini arttırabilir ve adet kanaması dışında ay içinde başka kanamalara yol açabilirler. Miyomlar ayrıca adet sırasında ve adetle ilişkisiz olarak karın alt bölgesinde ve kasıklarda ağrı yapabilirler. Sırt ve bacak ağrısı, cinsel ilişki ile ağrı oluşması, sık idrara çıkma kabızlık ve gaz gibi belirtileri de olabilmektedir. Miyom tanısı yapılan basit bir jinekolojik muayene ve USG ile konabilir” diye konuştu.

Miyomların tedavi edilmemesi halinde ne gibi sonuçlara yol açacağını da aktaran Duman: “Aşırı ve düzensiz kanama görülür. Çok büyüyen ve karın boşluğuna doğru genişleyen miyomlar idrar kesesi ve kalın barsak gibi çevre dokulara baskı yapabilirler, bu nedenle idrar ve dışkı yapmada zorluğa neden olabilirler. Rahmin iç yüzeyine doğru büyüyen miyomlar ilaçla tedavi edilemeyen kanama düşüklerin ve kısırlığın bir nedeni olabilirler. Miyom hastalarında tedavinin amacı, hastanın ağrı ve kanama gibi şikayetlerini azaltmak ya da ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle, belirgin şikayetleri olmayan hastalarda herhangi bir tedavi gerekmez. Şikayeti olan hastalar için dört tedavi seçeneği vardır. Hormon tedavisi yönteminde yumurtalık başkalaşarak östorojen üretmeleri engellenir böylece, miyomlarda küçülme ve miyomu besleyen damarlarda incelme görülebilir, buna bağlı olarak hasta şikayetleri azalabilir. Ancak bu iyileşme kalıcı değildir. Hormon tedavisi kesilirse, miyomlar hızla büyürler ve damarları da hızla eski haline döner. Ayrıca bu ilaçlar uzun süre kullanılırsa, hastada kemik erimesi ve şiddetli menapoz belirtileri görülebilir. Bu nedenle, hormon ilaçları miyomların kalıcı tedavisi için kullanılamaz” dedi.

Diğer tedavi yöntemlerini de sıralayan Özel Çorlu Reyap Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Levent Duman: “Miyomektomi yönteminde anestezi altında rahimdeki miyomların ameliyatla teker teker dışarı alınmasına işlemidir. Bu şekilde, rahim alınmadan miyomların tedavisi sağlanabilir ve özellikle genç kadınlarda doğurganlık potansiyeli korunabilir. Miyomektomi, genellikle karından açık cerrahi şeklinde yapılır, ancak laparoskopik ya da histeroskopik olarak da uygulanabilir. Miyom sayısı arttıkça ameliyat güçleşir ve sonuçları daha az yüz güldürücü olur. Çok sayıda miyomu olan hastalarda, ameliyatla tüm miyomları temizlemek güçtür, ayrıca hangi miyomun hasta şikayetlerine yol açtığını saptamak da zorlaşır. Bu nedenle bu tür hastalarda, ameliyat başarıyla yapılsa bile hastaların yaklaşık yüzde 20 - 25`inde hasta şikayetleri tekrarlar ve ikinci bir ameliyat genellikle de histerektomi gerekebilir. Histerektomi de ise Genel anestezi altında rahimin tümü ameliyatla dışarı alınır. Hasta eğer 40 yaşın üzerindeyse, genellikle yumurtalıkların da alınması tercih edilmektedir. Genellikle, çok sayıda miyomu olan, menapoza girmiş ya da artık hiçbir şekilde hamilelik istemeyen hastalarda uygulanır. Radikal bir tedavi yöntemidir, rahim alındığı için tüm miyomlar tedavi edilmiş olur, ayrıca rahim ve yumurtalık kanseri riski ortadan kalkar. Hastalar ameliyat sonrası kontrol altında hormon tedavisi görebilirler. Histerektomi ameliyatı, günümüzde rahim miyomları için en çok uygulanan tedavi yöntemidir. Bir diğer tedavi yöntemi olan embolizasyon da ise, lokal anestezi altında, ince bir kateterle rahimi besleyen atardamarlara girilir ve bu damarları tıkayıcı tanecikler verilir. Embolizasyon denen bu izlemle, rahim zarar görmekten sadece miyomu başlatan damarlar tıkanarak, miyom kesilmesi ve buna bağlı şikayetlerin tedavi edilmesi mümkündür” şeklinde konuştu.