Uzman isim Yedisu fayına dikkat çekti: 8 büyüklüğünde deprem üretebilir

Uzman isim Yedisu fayına dikkat çekti: 8 büyüklüğünde deprem üretebilir
Güncelleme:

Yedisu fayında 1784’ten bu yana hareketlenmenin olmadığını belirten Dr. Kenan Bayram, “Yedisu fay zonu, Erzincan fayı ile birlikte 8 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahiptir. Yani deprem tekrarlanma aralığını düşündüğümüzde 250 yıllık, eli kulağında büyük bir deprem olabilir." dedi.

Kahramanmaraş merkezli depremler Türkiye'yi derinden sarsmış ve gözler 7'nin üzerinde deprem üretecek yerlere çevrilmişti Kuzey Anadolu Fayı ile benzerlik gösteren Yedisu fayının 8 büyüklüğünde deprem üretebileceğini belirten Bingöl Üniversitesi Enerji, Çevre ve Doğal Afet Araştırma Merkezi Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Kenan Akbayram "Eli kulağında büyük bir deprem olabilir" diyerek Erzurum, Diyarbakır, Elazığ, Bingöl, Muş, Erzincan ve Tunceli'nin etkileneceğini ifade etti.

"3 TANE ÖNEMLİ FAY HATTI VAR"
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından uzmanlar, 3 fay hattının kesiştiği ve geçmiş dönemlerde yıkıcı depremlerin yaşandığı Bingöl’e dikkat çekti. Bingöl Üniversitesi Enerji, Çevre ve Doğal Afet Araştırma Merkezi Müdürü, İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Kenan Akbayram, incelemelerinde, Bingöl’de deprem riskinin her zaman var olacağını söyledi. Kentte 30 yıllık aralarla yıkıcı depremlerin yaşandığını ifade eden Akbayram, “Bingöl çok fazla fayın bir araya geldiği bir bölgedir. Burada üç tane önemli fay hattı var. Bunlardan biri Doğu Anadolu fay zonu, diğerleri kuzey Anadolu ve Varto fay zonlarıdır. Bunun dışında, Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu fay zonu arasındaki bölgede oluşmuş bir sürü fay var. Bingöl, bu yüzden birçok deprem tehlikesi taşıyor. Bingöl 1971 ve 2003 yıllarında iki büyük yıkıcı deprem yaşadı. Bu depremlerde ciddi can ve mal kaybı oldu. Bingöl'de 30 yılda bir yıkıcı bir deprem oluyor” diye konuştu.

"ELİ KULAĞINDA BÜYÜK BİR DEPREM OLABİLİR"
Yedisu fay zonunun deprem tekrarlama aralığının, Kuzey Anadolu Fay zonu ile aynı olduğunu ifade eden Akbayram, “Türkiye'nin genelinde de faylar harekete geçti, diyebiliriz. Bunun önemli bir nedeni, 2 tane büyük depremin, Doğu Anadolu fay zonunun Kahramanmaraş ile Malatya güneyi ile Hatay arasındaki kesişiminin kırılmış olmasıdır. Bunun dışında, Malatya’dan batı yönüne doğru başka bir fayın kırılmış olması ve bunların çok büyük depremlerle kırılmış olması, yani 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki büyük depremle kırılmış olmasıdır. Anadolu bloğunun hemen hemen her yerindeki faylarda, küçük ve orta düzeyde depremlerin oluşmasına neden oldu. Aynı şekilde bizde de yani Bingöl'de de aktif faylar değişti. Tabii bu aktivite bir süre sonra belki duracaktır ama Bingöl'ün kendine ait tehlikeleri var. Yedisu fay zorunda, çok uzun süredir deprem bekliyoruz. Yedisu depremi en son 1784 yılında gerçekleşmiş. Bunun üzerine 250 yıl koymamız gerekiyor. Çünkü Kuzey Anadolu fay zonuna ait olan Yedisu fay zonunda deprem tekrarlanma aralığı Kuzey Anadolu fay zonu ile aynı. Yani deprem tekrarlanma aralığını düşündüğümüz zaman 250 yıllık, eli kulağında büyük bir deprem olabilir” ifadelerini kullandı.

EN AZ 7 İL ETKİLENECEK
Yedisu fayında oluşacak büyük depremde en az 7 ilin etkileneceğini belirten Akbayram, şunları söyledi:

“Erzurum, Diyarbakır, Elazığ, Bingöl, Muş, Erzincan ve Tunceli bu illerin etkileneceği kesin ama hangi oranda etkilenecek? Şehrin hazırlanıp hazırlanmadığı önemlidir. Bingöl'ün tehlikeleri yüksektir. Tabii tehlike yerinde duruyor ama risk alıp almadığımız da önemlidir. Bingöl'ün zeminine uygun binalar yapıyor muyuz? Tekrarlanma periyoduna uygun binalar yapıyor muyuz? Zemini iyi araştırıyor muyuz? Biz ona bakmalıyız. Çünkü illaki bir deprem olacak. Yani yarın da olabilir, belki 15 yıl, 20 yıl sonra da olabilir. Önemli olan mühendislik olarak hazır mıyız? Şimdi çevre iller anlamında bazı yaklaşımlar var. Depremin merkez üssünden 100 kilometre civarındaki illerin zarar gördüğü söyleniyor. Fakat bu çok doğru değil, çevre illerin her birinde zemini iyi araştırılmamış, zemine uygun yapılmamış binaların bulunduğu alanların hepsi tehlike altında ama şu var; bütün bir ilin tehlike altında olduğunu diyemeyiz. Hatta bunun daha ötesinde de iller etkilenebilir. Zemin yumuşaksa ve o zemine uygun yapınız yoksa o zeminde, 150 kilometreye belki 200 kilometre, hatta Meksika depremini örnek verirsek, 400 kilometre mesafede bile olsanız zarar görebiliyorsunuz.”