1000 Genç Arıyorum!

Güncelleme:

Cumhuriyetini gençlere emanet etmiş, Dünyanın “en genç nüfuslarından birine” sahip bir ülkeyiz.
Gençlerin, eğitim, yurt-barınma, iş bulma ve kendilerini ifade etme açısından bir dolu sorunları var.
Buna karşılık, her alanda son derecede iyi yetişmiş pırıl ışıl gençlerimiz var.
Gençlerimizi yüreklendirmek, onlara güvenmek ve güven vermek gerekiyor.

Bu bağlamda yazıyorum: Gelin 1000 noktaya 35 yaş altında gençleri atayalım; buna da kamu yatırım iştirak ve işletmelerinden başlayalım…
Yapabilir miyiz? Evet! Bulabilir miyiz? Evet! Başarılı olurlar mı? Kesinlikle, evet!
Çünkü gençlik, idealizm demektir, olumlu enerji demektir, dürüstlük ve insan ve doğa sevgisi demektir. 

Bizim demokrasimiz de, ekonomimiz de, yönetsel anlamda “yaşlı”! Şöyle bir düşünelim: Siyasette, genel müdürlüklerde, yatırımcı kuruluşlarda, dahası akademik yaşamın yönetiminde neredeyse “70’liklerden” geçilmiyor.

Oysa çağ geometrik hızla değişti, teknoloji kendisini üretiyor; yeni meslekler yükseliyor
Bu koşullarda “ilerici olmak” ülkenin de dünyanın da gereksinimleri doğrultusunda davranmayı zorunlu kılıyor.

Geleneğimizden gelen yapıcı değerleri taşıyan, Atatürk ilkelerine saygılı, demokrasiye bağlı 1000 değil yüz binlerce yetenekli gencimizi bulmak öyle zor değil… Yeter ki işin içine kayırma ve buyurma karışmasın…

Gençlerin, en başta da tüm iktisadi kuruluşlarda çok önemli katma değerler sağlayacağına inanırım.
Kaldı ki, bizim kurumlarımızın çoğunun, yanı sıra, yasal alt yapımızın yenilenmesi elzem.
Bu “yenilenmede, yeniden yapılandırmada” gençler, gerçek bir sosyal ve düşünsel kaldıraç işlevi de görebilirler.

Öte yandan Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde gençler zaten siyasette ve bürokraside iktidar!
Bizim gençlerimizin bu rekabeti karşılayacaklarına ve gereken performansı sergileyeceklerine eminim. Zaten pek çok gencimiz de, eğitim ve iş yaşamı alanında yurt dışında başarılar sağlamıyor mu?

Bugün yozlaşmış, rüşvet ve irtikaba bulaşmış, çürümüş, çözülmüş, çökmüş, kokuşmuş bir düzenden hep birlikte şikayetçiyiz. Bu düzenin gelir dağılımı ve hayatın olanaklarının bölüşümü açısından dayattığı eşitsizliklerin bedelini en çok ödeyen kesimlerin başında gençler geliyor.

Dolayısıyla hangi görüşten olursa olsun toplumsal temel değerleri yüreğinde ve bilincinde taşıyan tüm gençlerimiz, eğer ellerine yetki verilirse, bu çarpık düzeni beraberce değiştirebilirler…

Dönelim önerimize somutlayalım: KİT'ler gençlere emanet edilmelidir! 
Kadim KİT'lerin, verimli üretici Kamu Birliklerinin başına kırk yaşını aşmamış, okullarını layıkıyla bitirmiş ve mesleklerinin kabiliyetini hakkıyla öğrenmiş gençler atanmalıdır. 

Örneğin Fiskobirlik, Çukobirlik, Panko-birlik, TARİŞ, Sümerbank, Şekerbank, Etibank, SEKA ve TANSAŞ gibi kurumlar yeniden değerlendirilerek ihya edilmeli ve tüm yönetimleri gençlere verilmelidir.
Tabii bu alandaki kurumsal hafıza ve tecrübelerden de en üst düzeyde yararlanılmak koşuluyla…

O arada DPT ve GAP gibi kamusal kurumların ve de enerji piyasası ile tarım kooperatiflerinin başına da gençlerimizin getirilmesi düşünülmelidir.

Bir zamanlar “Genç Cumhuriyetimiz” dünyaya örnek olmuş, üst üste büyüme rekorları kırarak, denk hatta artı veren bütçeleriyle muazzam yatırımlar yapılmıştı…

 Haydi o zaman bizlerde, gençlere güven içinde ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel açıdan kalkınan gençliğin elinde dünya kupası gibi yükselen yepyeni bir Türkiye, dileğinde birleşelim…

 

 

Diğer Yazıları
İnsanlığın 1 Mayıs'a ihtiyacı var...
Akıl Sağlığını Yitirmekte olan Toplum!
Bir asırlık çınar nasıl batırılır ?
Belediye Encümenleri Böyle mi olmalıydı?