Çalık ile Ciner, Doğan’ı Dövebilecek mi ?

Güncelleme:

Medya’da uzun süre sonra yeniden medya savaşı başladı. Çalık Grubu, Ciner Grubu destekli kroşelerle Aydın Doğan’ı nakavt etmeye çalışıyor. Peki Doğan nakavt olacak mı ?

Medya savaşları, Türk basın tarihinin, ayrılmaz parçasıdır. Bu savaşlarda, son 25 yılda kavga eden her iki tarafta biri, daima Aydın Doğan olmuştur. Aydın Doğan genel olarak da, ilk kurşunu atan taraf olmuştur.

Medyada rekabetten pek hoşlanmayan  Aydın Doğan, palazlanan rakiplerine, ilk açığını  bulduğunda çakmıştır. Tabi  bu çakmalar asla medya savaşı olmayıp !! daima temiz medya adına yapılmıştır : ))

Son 5 gündür yeni bir medya savaşı başladı. Ancak bu kez Aydın Doğan  ilk kurşunu atan değil, kurşunu yiyen. Ahmet Çalık’ın Sabah Gazetesi Aydın Doğan’a  vurup duyuruyor.

Konu malum. Doğan grubu gazete kağıtlarını direk olarak değil, kendine ait yurt dışındaki off-shore firmalar  üzerinden ithal etmişti. Böylece Aydın Doğan 10 yılda yaklaşık150 milyon doları cebine atmıştı. Bu 150 milyon doların yarısı, halka açık olan gazetelerin diğer küçük ortaklarından çıkmıştı. 

Aydın Doğan gazeteleri, “ Buı dava kapandı, berrat ettik “ diye yırtınırken, Sabah; “ Siz öyle zannedin, yeni dosyalar açıldı “ diye cevap  veriyor.

Tabi bu arada Sabah gazetesinin amiralı Erdal Şafak yemin ediyor:

“  Bu asla bir medya savaşı değildir. Halkın haber alma özgürlüğüne hizmet ediyoruz.”

Ne ilginçtir. Çalık Grubu kamu bankalarından çuvalla kredi alıp, Sabah ve ATV’yi TMSF’den satın alırken, bu kez Doğan medyası Ahmet Çalık’a çakıyor ve “ Valla billa, bu bir medya savaşı değil. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyoruz. “ diyordu.

Zaten bizim dev medya grupları daima kamu çıkarı için, rakibi medya gruplarına çakar, bu asla medya savaşı değildir. Buna biz de kefiliz : ))

Neyse.

Bu savaşın bir de “ İLK i var. Eskiden daima iki medya grubu kavga eder, diğerleri “ Oh ne güzel ikisi de yıpranıyor “ diye ellerini kavuşturarak  keyifle seyrederlerdi.

Ama bu kez farklı. Ciner Gruba da  bu kavgaya yandan girerek, bu tür kavgalar konjusunda deneyimli olmayan  Çalık Grubu’na destek  ve editoryal taktik veriyor. Tabi onlara sorarsanız böyle bir şey asla yok. Habertürk’ün paşası Fatih Altaylı  bu durumu şöyle açıklıyor:

“Biz bu savaşın parçası değiliz.Ancak bu konuyla ilgili bizim ekonomi gazetemizde de haberler yer alıyor.Bu haberlerin amacı savaşta saf tutmak değil, bu medya savaşmda kafası karışan okurlara "doğruyu" aktarabilmek. HT Ekonomi ise bu noktada hakemlik yapıyor.”

Ehhh.. Yerseniz işte...

Doğan Grubu’nun Ciner’i medyadan silmek için gösterdiği ve az kalsın başarılı olacağı yayınları hatırlayanlar için, Fatih Altaylı’ nın  bu açıklaması sadece dudaklarda gülümseme yaratıyor.

Aydın Doğan’ın yoketmek için büyük çaba gösterdiği bir diğer rakibi Karamehmet ise şimdilik bu savaşı seyretmekle yetiniyor. Bıçağını ise,  gelecek yıl yapılacak yapılacak  Turkcell süper lig ihalesinde yaşanacak Digitürk – Dsmart ihalesi için biliyor.

Peki, ilk kez ikili bir cepheye savaşan Aydın Doğan yıkılır mı ?

Petrol Ofisi’nin avusturyalı ortağa satışından oluşan yaklaşık 1 milyar dolarlık cezadan kurtulmasa bile, yıkılması hayli  zor. ( Hemen not düşelim, bu olayda verilen cumhuriyet tarihinin en büyük cezası, sözkonusu gecikmiş beyan için çok çok ağır ve  buram buram siyaset kokuyor. )

Aydın Doğan’ın PO cezası ile yıkılması neden çok zor ? Çünkü hem PO’in bir kısmının avusturya’lı gruba satılmasından, hem de Doğan Yayın Holding’in bir kısım hissesinin  almanlara satılmasından kaynaklanan ciddi bir nakiti var Doğan Grubu’nun. Aydın Doğan. çok zorlanırsa, PO’in kalan hisselertini de elden çıkartıp, nakit gücünü arttırabilir ve AKP’ye karşı daha dik durabilir.

Zaten bu yönde, yani PO’in elden çıkartılması için ciddi görüşmeler var. Bu satış her an bitebilir. Global kriz olmasa, bu iş çoktan bitmişti bile..

Ama kağıt işi ciddi. Savunulması öncelikle etik açıdan çok zor. Kağıt alımını kendi firmaları üzerinden yapıp, ek kazanç sağlaması hiç şık değil. Üstelik iş SPK’ya dayandığı için, işin ucunda hapis cezası bile var ki, sözü bile dehşet verici.

Aslında  bu numara, halka açık şirketlerin çoğunda yapılan, ucunda  tatlı kazanç olan bir iş. Ama Aydın Doğan gibi yüzlerce milyon doları olan, her an iktidarla kavga edebilen bir duayen medya patronu, nasıl olur da bu işe onay verir, anlamak  mümkün değil.

İnsanın sorası geliyor:

“ Değer mi hiç Aydın Bey ? “