Halkçı ekonomi=Akılcı Ekonomi!
Bu ekonomik düzen vatandaşın alım gücünü "silip süpüren", varlıklı kesimlerin ülkenin kaymağını adeta "yalayıp yuttukları" bir sistemdir...
Sil süpür, yala yut; kalkınmayı, refahı, gelir adaletini, tüketici haklarını unut!
Maaşlara 1 lira zam olunca market çarşı pazara anında 2 lira zam geliyor.
Bir tür eşel mobil(!) otomatiğe bağlamışlar yala yut sil süpür sistemi...
Bu böyle gitmez...
Halkçı bir ekonomiye, akılcı bir ekonomiye ihtiyacımız vardır.
Öte yandan devlet vergi harç ceza prim ne varsa gerçek enflasyon oranının üstünde artış yapıyor, bu da enflasyonu tetikliyor, adeta harakiri döngüsü meydana getiriyor...
Gelir dağılımı öylesine bozuk ki, bilgisayara yüklesen de 'düzelt' desen, mazallah kısa devre yapar!
Zengin daha zengin (yala yut)..Fakir daha fakir (refahı unut!)
Durgunluk içinde enflasyona gömülüp, morotoryuma sürüklenirsek, yabancıya, özele, sattığımız bankalar mı bizi kurtaracak?
Derhal aklımızı başımıza toplamalıyız...
Tasarruf, yatırım, üretim, istihdam ve teknolojik temelli dış satım, şart...
Toplum, siyasetten daha gerçekçi;
Örneğin, orta vadede gün gelecek elektrik üretim ve dağıtımı devleştirilecektir.
Buna da KOBİ'ler, milli sanayiciler ve çiftçiler ile aklı başında sendika ve meslek örgütleri öncülük edecektir.
Bunun siyasetten çok hayatın tunç yasasıyla ilgisi vardır.
Öte yandan "dolar çıktı, dolar indi" bu da karın doyurmuyor...
Borsa ile toplumsal esenlik yok, banka faizi ile toyekun kalkınma yok!
Bu olumsuz durum, umarım gözden geçirilir, tarımda enerjide milli politikalar izleğinde çarklar çevrilir; yurttaş biraz olsun nefes alır hale gelebilir.
Fedakarlığı hep birlikte paylaşmalı, yapıcı olmalıyız.
Türkiyenin iki değişmez önceliği ve gündemi: Ekonomi ve milli birlik / ulusal güvenlik, olmalıdır.
Ele güne muhtaç olmamak için, el birliği yapmalıyız...