İyi Müslüman olmanın ilk şartı, "insan" olmak

Güncelleme:

Türkiye’de bir siyasetçi tarafından nutuk atılacağı zaman kurulan cümlede “Yüzde 99’U Müslüman olan bir ülkede” şeklinde mutlaka bir ezber yer alır.

İslam, Allah ve peygamber inancından sonra, iyi huy, üstün ahlak, kaliteli yaşam ve eşitliğin önemsendiği yüce bir din. Hayatımızı belirleyen, yönlendiren İslam ahlak kuralları ile hayatımızı yaşıyoruz.

Peki, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede Müslümanlığın yüce değerlerini hayatımıza adapte edebiliyor muyuz? Biraz özeleştiri yapmak ister misiniz? Maalesef bu konuyla ilgili internette biraz araştırma yapmak bile bizi karamsarlığa yetecek düzeyde… Nereden başlamalı bilemiyorum.

Mesela…

Allah’ın ilk emri "oku" olmasına rağmen, ülkemizde ve neredeyse tüm İslam coğrafyasında okuryazar oranı, ya da diploma sahibi olmasına rağmen cehalet düzeyinin yüksek oluşu bu emre uyulmadığının bir kanıtı değil midir?

Mesela…

Kuran’da hırsızlık ile ilgili çok sayıda ayet olmasına rağmen hırsızlık bu ülkenin gündeminden uzun yıllardır hiç düşmemiştir. Konu ceza olduğunda insanlar ya bir şekilde aklanmış, ya da sözde cezalarla geçiştirilmiştir. Şeriat yasalarında el-ayak kesme şeklinde cezalar vardır ama bu ilk gerekli olan şey değildir. Müslümanlığı ile övünen bir insan için İlk gerekli olan kuran hükümlerine uyulmasını sağlayarak, hırsızlık yapılmasının önüne geçilmesidir. Yani gerçek Müslüman gibi davranılarak cezaya gerek duyulmamalıdır.

Mesela…

İçişleri bakanlığının açıkladığına göre 2012 yılında işlenen suçların dörtte birini hırsızlık oluşturuyor! Bu açıklamada verilen rakamlara göre 2008'de 256 bin 562 olan hırsızlık suçu, 2009'da 304 bin 570'e, 2010'da 344 bin 87'ye, 2011'de 351 bin 838'e ve 2012'de 405 bin 405'e yükseldi.

Giderek bir artış söz konusu!

Sadece hırsızlık da değil; 2002'de ülke genelinde cinsel saldırı suçuyla ilgili 8 bin 146 dosya açılırken, 2011'de 32 bin 988 dosya açıldı. Bazı illerde ise bu oran yüzde 400 artış gösterdi.

Türkiye’de kadınların yüzde 38’i yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddetten birine maruz kalıyor. Türkiye'nin toplumsal cinsiyet eşitliğinde 136 ülke arasında 120. Sırada.  Türkiye'de 2015 yılında öldürülen kadınların sayısı 39! Resmi olmayan rakamlara göre 2013 yılında 214 kadın ve 10 çocuğumuz öldürülmüş, 167 kadın ve çocuğumuza ise tecavüz girişiminde bulunulmuş!

Türkiye’de her gün ortalama 5 kadın erkekler tarafından öldürülüyor. Kadın cinayetleri 2002 ila 2009 yılları arasında yüzde 1400 artış gösterdiği açıklandı. 2002 yılı kayıtlarına 66 olarak geçen kadın cinayet sayısı, 2007 yılında 1011’dir.Kadın cinayetlerinde en büyük ortak özellik öldürenlerin erkekler olmasıdır.

Rakamsal detaylara gerek yok ama medyaya yansıyan verilerine göre bu ülkede kendi ailesinden “kadın” aile mensubuna kötü muamele giderek artıyor

Ülke genelinde kayıtlara geçen suçlara göre kadın kaçırma, kadına müstehcen hareket, kadın ırza geçme, kadına evlenme vaadiyle aldatılarak kızlık bozma, kadın fuhuşa teşvik suçlarını da giderek artmaktadır. 

Tecavüze uğrayanların % 50’si 18 yaş altında ve bunlardan % 10’u erkek çocuk gerisi ise kız çocuktur.

Düşünebiliyor musunuz, erkek ve küçücük kızlar tecavüze uğruyor bu ülkede! Medyaya yansıyan haberlere göre hayvanlar bile payını alıyor!

Ve yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin, Müslüman büyükleri bu suçlara, bu ahlaksızlıklara engel olma yolunda çalışma yapma gereği görmüyor. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin hukukçuları bu düzeysizlikle savaşma ahlakını gösteremiyor. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin siyasetçileri bu ahlaksızlıkları görmezden geliyor. Müslüman ülkenin Müslüman hukukçuları, kurulan mahkemelerde Müslüman suçluların suçlarına gerekli cezayı vermiyor!

Yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de her 3 kadından 1'i şiddete maruz kalmaktadır.

2005 yılından 2011 yılına göre 4000 kadın ölümü kayıtlara geçmiş.

Yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde, Müslüman iş yeri sahipleri, Müslüman çalışanlarının çoğunun sigortalarını ya hiç yatırmıyor ya da gerektiği şekilde yatırmıyor, çalışanların maaşını ödemiyor.

Müslümanlık sözde değil, özde uygulandığı zaman gerçek anlamını bulacaktır. Bunun için sadece sakal bırakmak yetmez ve bazı gösterişlerden kaçınarak İslam’ın emirlerini içten, gönülden bir şekilde yerine getirmek gerekmektedir.

Kimse hırsızlık suçlamasını kabul etmez, kendi çocuğuna, karısına ahlaksızlığı içine sindirmez. Fakat toplumda bu derece artan bir düşük ahlak karşısında sessiz kalmak ve kabullenmek, suça ortak olmaktan başka bir şey değildir.

İnsan olmak, insanlığın evrensel değerlerini uygulamak için Müslüman olmaya gerek yok.

Fakat Müslümanlık insanı yüceltiyor, iyi huy, ahlak ve yüce değerleri önemsiyorsa ve biz Müslümansak bu suçların ciddi anlamda düşmesi gerekmektedir. Bunun için önce “insan” olunmalıdır.

Samimi bir şekilde dinin yaşayan İslam’ın güzel ahlakını kendi ahlakı yapabilmiş yukarıda saydığım ve din tüccarları gibi olmayan tüm Müslümanların Ramazan ayını kutlarım.

BABALAR GÜNÜ

Evinden uzaktaki babaların, babasını yitirmiş içi yanan çocukların, çocuğunu kaybetmiş babaların, çocuğunu babasız büyüten annelerin babalar günü kutlu olsun.

www.twitter.com/yolagiden

Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar