Serra Yılmaz Çarşaflılara Öcü Demiş..

Güncelleme:

Serra Yılmaz çarşaflılara öcü gibi demiş niye demiş, densizlik etmiş falan filan. Olabilir, öyle düşünebilir, düşünce özgürlüğü ve istediğini söyleme hakkı yok mu? Herkes toplumun istediği şekilde davranmak, samimiyetten uzak, kendi fikirlerini gizlemek zorunda mı?

Kadın doğru demiş, bu devirde kara çarşafa bürünmüş, yıllar önce kaldırılmış bir örtünme biçimini beğenmek ya da beğeniyor görünmek zorunda mı? Yok efendim aşağılayıcıymış.

Yani herkes bu kadar geri kalmış bir örtünme biçimine saygı duymak zorunda mı? Hayır hiç de değil. Mahalle baskısı ya da toplum baskısı ile insanları politik görünmeye, gerçek fikirlerini söylemeden sahtekarca durmaya kimse zorlamasın.

Yıllar önce hatırlıyorum; 14-15 yaşındaydım sanıyorum. Oturduğumuz apartmanda mutaassıp, başları eski Anadolu kadını imajında örtülmüş, Müslüman bir aile oturuyordu. Onların kızı ve ben de birbirimizi çok seviyor, arkadaşlık ediyorduk.

Bana yurt dışından teyzem kısa dizin bir parmak üstünde pembeli, mavili bir elbise getirmiş, altında da pembe bez ayakkabılarla ama spor dümdüz bir şekilde kombin yapmıştım.

Tam bir genç kıza yakışacak ölçüde ve sevimli bir kıyafetti. Dedi ki bu aşağıdaki mutaassıp ailenin kızı bu kıyafetimi gördükten sonra; ağabeyim seninle sokakta dolaşmamı istemiyor ama evde görüşebilirsiniz diyor.

Neden dedim…

Çünkü sen frapan giyiniyormuşsun, bizim çevremizde, senle konuştuğumuzu görürlerse laf söz olurmuş …

Hayatımda bu kadar aşağılandığımı, utandığımı hatırlamıyorum. Tabii ki evlerine de gitmedim o olaydan sonra.

Bu cehalet ve örtünme işini işte dizginlemezseniz maalesef, yapılan baskı bu boyutlara kadar gidebiliyor.

Bu olayın geçtiği semt de Teşvikiye. Öyle Mahmutpaşa ya da Bayrampaşa değil…

Şunu demek istiyorum; ben inançlı bir insan değilim, insanın değerli olmasının bir takım zorlamalarla ve şekillerle olacağına inanmıyorum. Öyle olsa bütün dindar insanlar, müthiş kişiler olur, dünya da cennet gibi bir yer olurdu. Ama öyle değil tam tersi, insanların birbirini incittiği, kırdığı, paranın ve egoların savaştığı bir yer. Demek ki, bir şeyler yanlış gidiyor.
Tüm bunlara rağmen, inançlı ama belli bir ahlak ve kaliteye sahip insanlara da kendim inanmadığım halde  saygı duyuyorum.
Kendime yapılmasını istemediğim davranış ve sözleri başkalarına sarf etmiyorum.

Ama kalkıp da birisi yok çarşaflılar öcüye benziyor ya da inançsız insanlardan bir şey olmaz dediği zaman sözleri yüzünden baskı görmesini doğru bulmuyorum…

Düşünceyi kısıtlamak, durdurmak, yargılamak bence yapılabilecek en ağır hakaretten daha kötüdür. İnsanı, hayvandan ayıran düşünme ve konuşma yetisini yargılamak benim inancıma göre günahtır…
Kaldı ki, bırakın karşıt görüşler fikirler söylesin, uzlaşsın ya da uzlaşmasın ama herkes birlikte düşünceden korkmadan yaşamayı öğrensin…