''Bize o çamuru atanlar ülkeye saldıranlardı''

''Bize o çamuru atanlar ülkeye saldıranlardı''
Güncelleme:

Fenerbahçe'nin eski teknik direktörü İsmail Kartal, '3 Temmuz' süreci hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu.

İsmail Kartal... Fenerbahçe'yi en zor, en kritik dönemlerinden birinde, 2014-2015 sezonunda devraldı ve teknik direktörlüğü boyunca gündemden hiç düşmedi. Şampiyonluğu üç puanla kaçırdıkta sonra hedefteki isim oldu; takım otobüsüne Rize deplasmanı dönüşünde yapılan silahlı saldırıda ölümden döndü...

Tek bir sezonda birçok kritik konuyla meşgul olan Kartal'la bir araya geldik ve hem Fenerbahçe günlerini, hem de sarı lacivertlilerin bu sezonki gündem maddelerini konuştuk...

"YANAL İYİ DENİYOR, ORTADA BİR BAŞARI YOK"

Fenerbahçe'deki teknik direktör istikrarsızlığını taraftarın ve camianın şampiyonluk odaklı olmasına bağlayan Kartal, Trabzonspor'daki Ersun Yanal örneğini vererek, "Daha düne kadar Trabzonspor'da Ersun Yanal gönderiliyordu, şimdi herkes 'Ersun Yanal iyi' diyor. Ortada bir başarı yok. 7-8 haftadır galip geliyor, yenilmiyor, biraz iyi mücadele ediyor. Ama ne oldu, 'gitsin, kovalım' denilen Ersun Yanal başarılı antrenörler arasına girdi. Şampiyon mu oldu, hayır. İnsanlar iyi mücadele eden bir takım ve futbolcular gördüğü zaman bunu bile başarılı sayabiliyor. Ama F.Bahçe'de işler böyle değil, İkincilik başarısızlıktır deniliyor. Mutlaka şampiyon olmanız gerekiyor. Yönetimler de işler yolunda gitmediği zaman antrenör değişikliğine gidiyorlar." ifadelerini kullandı. 

Görev yaptığı sezonda yaşadığı zorlukları anlatan Kartal, Ersun Yanal'ın ani ayrılığı sonrası iyi bir Fenerbahçeli olduğu için görevi kabul ettiğini belirterek, süren şike soruşturmasının, maddi problemlerin ve özellikle de otobüse yapılan kurşunlu saldırının şampiyonluk yolunda dönüm noktası olduğunu açıkladı. 

"DÖNÜM NOKTASI OTÜBÜSE YAPILAN SALDIRIYDI"

İsmail Kartal, saldırının oyuncularının psikolojisini çok bozduğunu, o dönemde takımdan ayrılmak isteyen oyuncular olduğunu söyleyerek, takımı yeniden motive etmenin zorluğuna dikkat çekti.

"O dönem bir ivme yakalamıştık ve şampiyonluğa doğru gidiyorduk. Böyle bir şok yaşadık. Vurulma anında otobüste çıkan çığlıklar, kargaşa, can havliyle şoförü tutanlar, araba sallanıyor, savruluyor... 100-150 metre savrulduk. Zar zor durdu. Şoförü doktor ve koruma tuttu. Şoför devrilse otobüs de devrilecekti o anda. O anı yaşamak lazım. Biz anlattığımızda insanlar ilk etapta 'şampiyonluk gidecek buna mı sığınılıyor' filan dendi medyada. Bizden biri vuruldu. Şoför vuruldu. En önemli insan yani... 41 kişiyi taşıyan bir can vuruldu. O olaydan sonra inişli çıkışlı maçlarımız oldu."

Takımdan ayrılış sürecini de anlatan Kartal,  o sezon yaşanan her şeyin kendisini çok yorduğunu, uykusuz kaldığını ve çok fazla fedakarlık yaptığını söyledi. O dönemde oyuncularla yönetimle, taraftarla birlikte çok büyük mücadeleler verdiklerini belirten teknik adam, "Ben de, Aykut Hoca da çok yıpranmıştık. Hatta başkan devre arası üç yıl daha mukavele uzatabiliriz dedi. Ben de kendisine, 'şampiyon olsak da olmasak da ben yoruldum başkanım ayrılmak istiyorum' demiştim." ifadelerini kullandı. 

"BİZE O ÇAMURU ATANLAR BU ÜLKEYE SALDIRANLARDI"

3 Temmuz sürecinde yaşadıkları hakkında da konuşan İsmail Kartal, "Bütün tapeler ortada. Bize bunu yapan savcılar bugün ortada yok. Polisler, medya görevlileri bu işin içinde rol almışlar. Fenerbahçe bu işten aklandı. CAS da F.Bahçe'nin haklı olduğuna karar verdi. Bunlar bugün ülkeyi terk etmişse, bize de bu çamuru bunlar attılar. Kurşunlanma olayının arkasında kim var, hâlâ aydınlanmadı. Akla kim geliyor? Şu an ülkemize karşı saldırıları kim yapıyor, belli. Ben bunun da bu taraftan olduğunu düşünüyorum. İnşallah bunlardan ülkemiz temizlenir bir an önce" dedi.

İsmail Kartal, taraftarın protestoları, Ali Koç'un başkanlık adaylığı, Dick Advocaat'ın performansı ve Aykut Kocaman'ın yeni sezonda takımın başına geçeceği iddiaları hakkında da önemli açıklamalar yaparken, Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş ve Galatasaray Teknik Direktörü Igor Tudor'un performanslarını da yorumladı. 

Milliyet