İmamoğlu: ''Ayasofya benim için 1453'ten beri cami''

İmamoğlu: ''Ayasofya benim için 1453'ten beri cami''
Güncelleme:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ayasofya’nın kendisi için 1453’ten beri cami olduğunu belirterek karar çekinceli yaklaştı.

Danıştay 10’uncu Dairesi, açılan bir dava sonrası Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli bakanlar kurulu kararını iptal etmişti. Aynı gün, Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek cami yapılması kararlaştırılmıştı. 24 Temmuz’da namaz kılınacağı duyurulmuştu.

Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e konuşan İBB başkanı, Ayasofya’nın kendi aklı ve vicdanında 1453’ten beri cami, aynı zamanda İstanbul medeniyetinin dünyaya mal olmuş bir değeri olduğunu ifade etti.

Tüm konuşmalarındaki ifadesinin ‘Ayasofya Camii’ olduğunu aktaran İmamoğlu, Danıştay’ın kararı sonrası, konuyla ilgiliymiş gibi davranan birçok kişinin Ayasofya’nın statüsünden bile habersiz olduğunu dile getirdi.

İBB başkanı, “İlk ezan okundu” ya da “İlk namaz 24 Temmuz’da” dendiğini anımsatarak, Ayasofya’daki Abdülmecit Mescidi’nde 30 yıldır namaz kılındığını, beş vakit namaz kılındığını aktardı.

İmamoğlu, ‘kafa yorulması’ gereken konuyu şu sözlerle anlattı: “‘Ayasofya kararı iyi mi kötü mü’ diye sorgulamak yerine, sorgulanması gereken şey şu: Sadece bir yıl önce; ‘Bu kararın getirisi götürüsü nedir? Burada bunu açıklamam doğru olmaz. Bunun bir götürüsü var. Bizim için faturası çok daha ağırdır, unutmayalım. Şu anda dünyanın çok çeşitli ülkelerinde bizim binlerce camimiz var…’ Acaba bunu söyleyenler bu camilerin başına ne gelir bunu düşünüyor mu? Bunu söyleyenler dünyayı tanımıyorlar, muhataplarını bilmiyorlar. Onun için, ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim’ denilirken bir yılda ne değişti?

Şimdi ben sormak isterim: Dünyanın çeşitli yerlerindeki camilerimiz bu kararla riskli bir duruma düşmüş müdür? On binlerce Müslümanın, gurbetçi kardeşlerimin huzur içinde ibadetlerini yaptığı bu camilerin başına bir şey gelir mi? O ülkelerin yöneticileri böyle adım atarsa ve ‘Camilerle ilgili kararımıza yönelik ithamları, doğrudan egemenlik haklarımıza saldırı sayarız’ derse ne olacak? Sadece bir yıl arayla doğan bu zıtlığın nedenlerini muhakeme etmeyeceğiz ama Danıştay’ın sonuç kararına ‘siyah ya da beyaz‘ diyeceğiz… Bu olmaz. Bu, aklıselim milletimizce mutlaka muhakeme edilecektir. Ben insanların bunu tartmasını çok isterim ve tartacaklardır da. Eğer Ayasofya’daki bu değişiklik benim ülkeme, milletime hem maddi hem manevi zenginlik katacaksa, milyonlarca işsizin derdine derman, üniversite mezunu milyonlarca gencime iş imkânı yaratacaksa ve dünyada ülkeme saygınlık ve muhabbet kazandıracaksa ben bu kararın sonuna kadar arkasındayım.”

Cumhuriyet