8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ -DP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI KAHVECİ: -KADINA KARŞI CANİCE İŞLENEN CİNAYETLER, ÇOCUKLARA VE KADINLARA ŞİDDET VE TACİZ SANKİ TOPLUMDA YAŞAMIN BİR PARÇASI GİBİ OLAĞANLAŞTI

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ     -DP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI KAHVECİ:     -KADINA KARŞI CANİCE İŞLENEN CİNAYETLER,     ÇOCUKLARA VE KADINLARA ŞİDDET VE TACİZ SANKİ     TOPLUMDA YAŞAMIN BİR PARÇASI GİBİ OLAĞANLAŞTI

Demokrat Parti (DP) Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşegül Dalkır Kahveci, kadına karşı canice işlenen cinayetlerin, çocuklara ve kadınlara şiddet ve tacizin toplumda yaşamın bir parçası gibi olağanlaştığını öne sürdü.

Demokrat Parti (DP) Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşegül Dalkır Kahveci, kadına karşı canice işlenen cinayetlerin, çocuklara ve kadınlara şiddet ve tacizin toplumda yaşamın bir parçası gibi olağanlaştığını öne sürdü.

Kahveci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de kadın haklarının çağdaş ülkelerdeki seviyeye ulaşamadığını iddia etti.

Türkiye'nin kadın hakları bakımından 2005-2010 yılları arasında 21 sıra gerileyerek 134 ülke arasında 126'ncı sırada yer aldığını ileri süren Kahveci, Türkiye'de kadınlara haklarının verilmesinin Cumhuriyet'in ilanıyla başladığını anlattı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kadına verdiği önemin 78 yıl önce kadın hakları konusunda Avrupa'da ikinci ülke olmasıyla ortaya çıktığını ifade eden Kahveci, şimdi ise dünyada sondan 9'uncu olmanın iyimserlik oluşturmayacağını savundu.

Kahveci, Türkiye'de kadın girişimciliğinin yeterli seviyede olmadığını ve çoğunlukla kadınların çalışmasının erkekler tarafından istenmediğini öne sürdü.

Buna eğitimdeki eşitsizlik ya da feodal ataerkil aile yapılarının neden olabileceğini bildiren Kahveci, şöyle devam etti:

"Türkiye toplamında yani 74 milyon içerisinde kadın girişimci sayısı henüz 100 bin bile değil. Bu oran ABD'de nüfusun yüzde 45'ini buluyor. Yani Türkiye olarak bu konuda da çok gerideyiz. Devlet tarafından kadının girişimci kılınması gerekiyor. Yani devletin kadına özel iş alanları açıp mevcut alanlar için sermaye desteği vermesi lazım. Kanunlarla desteklenecek bir ekonomik program dahilinde eğitilecek kadınlarımız girişimcilik ruhunu yakalarsa rahatlıkla meslek sahibi ve işveren konumuna gelebilir. Bu da mevcut şiddetin ekonomik boyutunu engelleyecek en önemli etken olabilir.

Türkiye'de çalışan kadınların yarısı tarım alanında istihdam edilmekte ama onlar da kayıt dışı ücretsiz geçim işçisi. Tarım sektörünün daralması nedeniyle kadınlar artık bu sektörde de yer bulamayacak. Kadına yönelik mikro krediler yeteri kadar anlatılamıyor, yaygın değil veya sadece belli alanlarda ve gruplarda kullanılıyor. Kadınların iş hayatında daha fazla yer alabilmesi eğitim düzeyine paralel olmakla birlikte eğitimsiz ve meslek sahibi olmayan kadınların da istihdama katılabilmesi için ailede kadın üzerinde olan çocuk, hasta ve yaşlı bakımı gibi yüklerin devlet tarafından hafifletilmesi gerekiyor."

-KADINA KARŞI ŞİDDET, TACİZ VE CİNAYETLER-

Kahveci, 2001 yılındaki ekonomik krizin ardından son 10 yılda kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayetlerin arttığını savundu.

Anadolu'da kız çocukları yetiştirilirken, "Erkek ne yapsa yeridir" algısının hakim olduğunu söyleyen Kahveci, şunları kaydetti:

"İşsizlik, yoksulluk ve köyden kente göçün oluşturduğu beklentilerin karşılanamaması, yaşamak için iş bulamama ve daha birçok konu, Anadolu'daki giyimle şehirlerdeki giyim tarzı bile kadına karşı işlenen cinayetlerde olgulardan bazılarıdır. Yani sınıfsal değişimler bu şiddeti ani olarak körüklüyor. Bir siyasetçi, kadın ve hukukçu olarak şu ana kadar kadına karşı işlenen cinayetler konusunda siyaset kurumunun veya devletin tepesindekilerin bir açıklama veya bir kınamada bulunduğuna tanık olmadım. Umarım bundan sonra beklentileri karşılayacak bir şeyler yaparlar.

Çocuklar, kadınlar ve erkeklere taciz, şiddetini daha da artırmış durumdadır. Bu bahsettiğimiz tipler ruhsal bozukluk içerisinde ve toplumda bizimle yan yana yürüyorlar. Sokakta taciz olağanlaştı. Özellikle son ekonomik kriz toplumsal olarak ciddi travmalara ve ruhsal bozukluklara yol açtı. Bunun tedavi edilmesi gerekiyor. Yani öyle ki, kadına karşı canice işlenen cinayetler, çocuklara ve kadınlara şiddet ve taciz sanki toplumda yaşamın bir parçası gibi olağanlaştı."

Kahveci, bir kadının hastane odasında ve polis koruması altındayken canice öldürüldüğünü anımsatarak, bunun siyasi ve hukuksal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu gösterdiğini anlattı.

Kadın sığınma evlerinde konaklama süresinin 3 ay ile sınırlandırılmasının yanlış olduğunu öne süren Kahveci, caydırıcı önlemler alınması gerektiğini belirtti.

Kahveci, Türkiye'de kadın ve erkek eşitliğinin bulunduğu söylemlerine inanmadığını dile getirerek, "Kadın ve erkek eşitliği için 550 milletvekilinin yarısının kadınlardan oluşturması gerekiyor. Bunun yapılması belki kadına karşı yapılan ayrımcılığı bitirmez ama minimize eder" dedi.

Kadın ve erkek eşitsizliğini önlemek için atılacak ilk adımın eğitim seferberliğine girişmek olduğuna dikkati çeken Kahveci, kadınlarla birlikte erkekleri, öğrencilerle birlikte velileri eğitmek gerektiğini söyledi.

-KADINLARA AYRILAN MİLLETVEKİLİ ADAYI KONTENJANLARI-

Kahveci, yaklaşan Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde bazı kadın derneklerinin TBMM'de daha fazla kadın milletvekili bulunması konusunda çalışmalar yürüttüğünü hatırlattı.

Tam demokrasi için fiili eşitliğin olmazsa olmaz koşul olduğunu, milletvekili sayısının da yarı yarıya kadın ve erkeklerden oluşması gerektiğini ifade eden Kahveci, şöyle konuştu:

"Kadınların siyasette çokluğu, ülkemizin yıllardır çözülemeyen birçok konusuna esin kaynağı olur. Çünkü bakış açıları ve çözüm yolları çoğalır. Özellikle kadınlarla ilgili konularda kararları erkekler değil, kadın ve erkekler beraber alır. Asla kadınların erkeklerden üstün olması gerektiği iddiasında değiliz. Sadece eşit haklara sahip olmak istiyoruz. Kurtuluş Savaşı'nda analarımız olmasaydı kim cepheye mermi taşıyacaktı? Türk kadını gerektiği zaman vatanını bile savunmuş. Olmayan bir şey için mücadele edilir. Kadınların da oyu var. Niçin kadınlar TBMM'de tam temsil edilmesin? Aday kontenjanında kadınlara siyasi partiler maksimum imkan tanımalı. Bunu ifade ederken İstanbul gibi bir metropolde son 10 sıraya kadın adayları koyarsanız ne ifade eder? Serpiştirme yapacaksınız. Her bölgenin sevilen erkek adayları olacağı gibi kadın adayları da vardır. Bu seçimler, kadınların gerek listelerde gerekse partiler açısından seçim sonucunu etkileyecek en önemli siyasi aktörler olacağı bir dönem olacak. Bunu hep beraber göreceğiz."

Kahveci, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladığını sözlerine ekledi.