“Bakire çıkmayınca eşimi dövdüm !”

“Bakire çıkmayınca eşimi dövdüm !”

İlginç bir hayat hikayesi.. Eşi bakire çıkmayınca dövdü ve boşadı. Acısını tarikate girerek dindirdi..

Ufak tefek, zayıf, gözlüklü, 33 yaşında olmasına rağmen alnı çoktan açılmış bir adam. 'Dâhi'lere benziyor. Bir tekno markette rastlayabilirsiniz ona ya da bir kitapçıda bilgisayar dergilerini karıştırırken. Başarılı bir bilgisayar mühendisi. Eğitim hayatı boyunca takdir edilen bir öğrenci olmuş. Ailesinin gözbebeği. Ancak yıldırım hızıyla yaptığı evliliği beş ay içinde bitirerek ailesini hayal kırklığına uğratıyor. Karısının 'bakire' olmadığını anladıktan sonra çılgına dönen, kısa süren evliliği süresince karısına eziyet eden, ayrılık sonrası içine düştüğü boşluğu doldurabilmek için kendini dine vererek bir tarikatın kucağına düşen kahramanımız, ailesinin arzusu üzerine psikoloğa gidiyor. 'Normalleştirildikten' sonra, bu kez el değmemiş bir kızla evlendiriliyor. Peki şimdi mutlu mu? Bu konuyu onunla Şişli'deki ofisinde tartıştık.

Duyduğuma göre ikinci evliliğiniz de yolunda gitmiyormuş...

Aslında dışarıdan bakıldığında her şeyin yolunda olduğu söylenebilir. Akıllı bir karım ve afacan küçük bir kızım var. Sıfırdan var ettim kendimi. Bir bilgisayar yazılım şirketine ortağım. İşler her geçen gün daha iyiye gidiyor, bilgisayar yazılım programı konusunda iddialıyım. İTÜ'lüyüm. İyi bir aileden geliyorum. Babam idealist Atatürkçü bir emekli hâkim, annem emekli fizik hocası. Ağabeyim ise başarılı bir akademisyen. Aile bağlarımız güçlü. Güzel bir semtte oturuyoruz, kiradayız ama önümüzdeki yıl krediyle ev almayı planlıyorum. Hayatımda önce kızım, sonra mesleğim geliyor...

Karınız listede yer almıyor...

Alıyor elbette. Ancak kızım kadar vazgeçilmez değil. Kızım ve işim her şeyimdir. Ofisten içeri girdiğim an tüm sıkıntılarım kapının arkasında kalır. Eğer beni biri uyarmazsa kesintisiz 24 saat çalışabilirim.

Karınız çalışıyor mu?

Aslında o bankacı. Biz tanıştığımızda çalışıyordu. Kızımız doğunca işi bıraktı ama birkaç yıl içinde işine dönmeyi planlıyor.

Mutlu musunuz?

Mutluluk denilebilir mi bilmiyorum ama huzurlu olduğumu söyleyebilirim.
Karınıza âşık mısınız peki?
Evlilik ile aşk bağdaşıyor mu sizce? Yalnız da yaşayamıyor insan, eninde sonunda evleniyor. Karıma değer veriyorum.

İlk evliliğinize dair konuşsak...

Beş aylık bir şey. Evlilik denemez zaten. Benim açımdan utanç verici bir durum. Öte yandan, yaşadığım o tecrübe sayesinde kendimle yüzleştim. Ruhumdaki çiğlikleri gördüm. Altı sene önce internette bir kızla tanıştım, uzun süre yazıştık, sonra buluştuk. Benimki yıldırım aşkı.... Rahmetli babamın karşı çıkmasına rağmen üç ay içinde, apar topar evlendik.

Babanız neden karşı çıkmıştı?

'Chat'ten bulunan kızdan hayır gelmez' diye... O, her zaman haklıdır. Kendisi doğma büyüme İstanbulludur, köklü bir aileden gelir ve soyu ile övünür. Bunu ben de övünmek için söylemiyorum. Durumumu izah etmek adına söylüyorum. Mükemmeliyetçi bir ailem var. Babam, karımın Mürefteli olmasına içerledi, 'Taşralı bir kızla yapamazsın' dedi. Hele kayınpederimin bakkal olduğunu öğrenince çok bozuldu. Aileme göre, evlilikte aileler arasında kültür ve görgü farkı olması hayra işaret değildir.

Babamın çok katı kuralları vardı. Herkesi ve her şeyi barkodlardı. Bizi de kendi anayasasına göre biçimlendirdi, baskı altında ezildik, onun doğruları yüzünden ağabeyim de, ben de nefes alamadık, belki o yüzden soluk benizliyim (gülüyor). İlk karımı ailemle tanıştırdığım gün tam filmlik. Babam koltuğunda put gibi duruyor, yüzü asık, dudağını aşağıya sarkıtmış. Annem ise pür telaş, makineli tüfek gibi kızı soru yağmuruna tutuyor. Ben şebekten farksızım. Gelelim sonuca... Ailem ısrarıma yenik düştü. Evliliğe 'Tamam' dediler. Allah için evlilik sürecinde ellerinde ne varsa ortaya koydular.

İlk aşkınız mıydı yoksa?

Evlenene kadar dört kızla çıktım. Bu konuda pek becerikli sayılmam. Kısa süreli ilişkilerdi. Açıkçası fazla bir deneyimim yoktu. Girişken biri değilim. Yakışıklı ve çekici olmadığımın farkındayım. Benim de tıpkı babam gibi kendime özgü kurallarım vardır. Karşıma hep iyi aile kızları çıktı, el ele tutuşma ve öpüşme dışında hiçbir şey olmadı. Evlenmeyi düşünmediğim bir kızla hadiseyi ilerletmek istemedim. Bu tamamen prensip meselesi. Para karşılığında bir kadınla olmadım, bunu düşünmem bile... Karımı ilk gördüğüm an evlenme kararı verdim. O hayallerimdeki kadındı. Herhalde o beni görünce hayal kırıklığına uğramıştır. Zaten sonra ona bende ne bulduğunu sordum.

Niye böyle bir soruyu sordunuz ki?

O kadar güzel bir kız neden beni beğensin ki? Beni zeki, sempatik ve güvenilir bulmuş. Elini tutmam bile uzun sürdü. Bir gün annemler evde yokken bize götürdüm. O kadar rahat davranması kafama takılmamıştı. İnsan âşık olunca gözü kör oluyormuş. O işi ileri götürmek isteyince ben, 'Düğün gecesi' dedim. Tavrıma heyret ettiğini hatırlıyorum. Sonradan bu sahneleri belki binlerce kez geriye sarmış, nasıl tufaya geldiğimi anlamaya çalışmışımdır.

Radikal [ Şule ÇİZMECİ ]

text-ad