Emine Bulut'un kızına 2 vasi atandı

Emine Bulut'un kızına 2 vasi atandı
Güncelleme:

Kırıkkale'de eski eşi tarafından öldürülen Emine Bulut'un 10 yaşındaki kızı F.B.V'ye dedesi Ahmet Bulut ve avukat Enver Kılıç vasi olarak atandı. Kılıç, yardım vaatlerinin büyük bir kısmının gerçekleşmediğini söyledi.

Kırıkkale'de eski eşi Fedai Varan tarafından öldürülen Emine Bulut’un 10 yaşındaki kızı F.B.V. için Kırıkkale Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yeni bir ‘vâsi’ kararı verildi. Mahkeme daha önce ‘kayyım’ olarak atanan avukat Enver Kılıç’ı çocuğun mali işleriyle ilgili ‘vâsi’; dedesi Ahmet Bulut’u ise resmi kurumlarda temsil yetkisine sahip ‘vasi’ olarak görevlendirdi.

Hürriyet’ten Musa Kesler'e konuşan dede Ahmet Bulut, psikologların tavsiyeleri doğrultusunda torununun günlük hayatını sürdürmesine gayret ettiklerini belirterek şunları söyledi:

‘VAAT ÇOK, YARDIM YOK’

“Torunum okuluna devam ediyor. Dersleri de morali de iyi. Öğretmenleri çok destek veriyor. 15 günde bir Ankara’ya psikoloğa götürüyoruz. Bazen annesi aklına geliyor, ‘Beni annemin mezarına götürün’ diyor. Götürüyoruz. Psikologlar da çocuğun çok sıkılmamasını istiyor. ‘Bırakın ağlasın, rahatlasın’ diyorlar. Mahkemenin kararının düzelmesini bekliyoruz. Kasıtlı ve planlı olarak öldürdüğü belli değil mi? Ağırlaştırılmış müebbet alması gerekir.”

Vâsi Enver Kılıç ise kararı temyiz edeceklerini belirterek şunları söyledi:

“Çocuğun olağandışılığa itilmemesi lazım. Günlük ihtiyaçları dedesi tarafından karşılanıyor. Yapılan yardımlardan kaynaklı bir miktar parası da var hesabında. Ailesinin durumdan bilgisi var. İhtiyaç halinde kullanılacak çocuk için. İşin doğrusu kamuoyunda algılandığı kadar bir bağış da olmadı. İlk günler herkes bir şeyler söylüyordu ancak bu vaatler realize olmadı. Akdeniz bölgesinden bir spor kulübü ve İstanbul’dan bir sanatçı dikkate değer bağışlar yaptı. Kurumsal taahhütler geleceğe dair (üniversite eğitimi gibi) olduğu için henüz yansıması yok. Bu kurumsal taahhütleri kayıt altına almak, yazılı hale getirmek için de harekete geçeceğiz. Bu konuda bir mecburiyet yok tabi ama kamuoyu dikkati bu olayın üzerindeyken insanlar sırf ismim geçsin, böylece bir reklam olsun diye bir duyguyla da hareket ettiyseler bu da büyük bir ayıp ve saygısızlık...”

Hürriyet