Kandilli'den beklenen İstanbul depremi için yeni açıklama

Kandilli'den beklenen İstanbul depremi için yeni açıklama
Güncelleme:

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Doğan Kalafat 44 bin canımızı yitirdiğimiz asrın felaketinin beklenen büyük İstanbul depremini öne çekip çekmediğine dair soruya yanıt verdi.

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Doğan Kalafat, merak edilen ‘Kahramanmaraş depremi İstanbul depremini tetikledi mi?’ sorusuna yanıt verdi. Kandilli Rasathanesi Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Doğan Kalafat, İstanbul'da yüksek olan deprem riskinin Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle daha da artmadığını söyledi.

Euronews'in haberine göre, Kandilli Rasathanesi Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Kalafat, İstanbul'da yüksek olan deprem riskinin Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler sonrası artmadığını ifade etti. Kalafat, "İstanbul'da risk artmadı çünkü tamamen farklı sistemlerden bahsediyoruz" derken, son sarsıntının Doğu Anadolu fayı olarak adlandırılan başka bir fay üzerinde gerçekleştiğini belirtti.

Kalafat, birçok mahallenin yumuşak zemin üzerine inşa edildiğini vurgularken, ayrıca inşaatlarda da kalitesiz çimento kullanıldığını kaydetti.

"SAĞLAM ZEMİN ÜZERİNE DEPREME DAYANIKLI EVLER İNŞA EDİLMELİ"

İstanbul'u "çok sayıda kötü inşa edilmiş binaya sahip çok büyük bir şehir" olarak tanımlayan Prof. Kalafat, olası büyük bir depremi beklerken "zamanın iyi değerlendirilerek sağlam zemin üzerine depreme dayanıklı evler inşa edilmesi" gerektiğinin altını çizdi.

1868'de kurulan Kandilli Rasathanesi'nde toplam 110 bilim insanı, 43 bin 500'den fazla insanın ölümüne yol açan yıkıcı depremlerden bu yana oluşan artçı sarsıntıları sekiz saatlik vardiyalarla 24 saat takip ediyor.

"6 Şubat'tan bu yana Türkiye'de dokuz bin artçı deprem meydana geldi" diyen Kalafat'ın hesaplamalarına göre, İstanbul'u da içine alan bölgede 2030'dan önce 7'den büyük bir depremin meydana gelme olasılığı yüzde 64'te bulunuyor. Bu olasılık 50 yıl içinde yüzde 75'e, 90 yıl içinde ise yüzde 95'e yükseliyor.

"BURADA BÖYLE BİR İMKANIMIZ YOK"

Bir depremin ne zaman gerçekleşeceğini önceden tahmin etmenin mümkün olmadığını aktaran bilim insanı, "Belli bir hata payıyla depremin nerede meydana gelebileceğini ve ne büyüklükte olabileceğini gösterebiliyoruz" ifadelerini kullandı ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:


"Erken bir uyarı en fazla 7 ila 8 saniye kazandıracaktır ki bu da insanların güvenli bir yere ulaşması için yeterli bir süre değildir. Buna karşılık, böyle bir sistem, fay hattından daha uzakta bulunan ve 11 Mart 2011'deki yıkıcı deprem ve tsunaminin vurduğu Japonya'nın Tohoku bölgesinde 45 saniyeden fazla zaman kazandırabilir. Ama orada vatandaşlara uyarı mesajı gönderebiliyorsunuz. Burada böyle bir imkanımız yok."