Kayıp derneği kaybolmak üzere !

Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlBugüne kadar kaybolmuş birçok kişinin bulunmasını sağlayan YAKAD maddi krizin eşiğinde..
Akli dengesi bozuk olan oğlu Abdülhamit'in kaybolması üzerine İsmet Özbilici, Türkiye'nin birçok ilini dolaşarak oğlunun izini sürmeye başladı. İsmet Özbilici, gittiği her yerde kendisi gibi aynı kaderi paylaşan bir yakınını, bir arkadaşını keybetmiş olan insanlarla tanışmaya başladı. Kayıp insanların sayısı Türkiye'de azımsanmayacak kadar fazlaydı. Bu gerçeği Özbilici başına geldikten sonra anlayabilmişti. Bir şekilde kendi durumda olan insanları biraraya getirmeyi kafasına koyan Özbilici, 1994 yılında 25 civarında kayıp yakını ile birlikte Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği'ni (YAKAD) kurdu. Dernek çatısı altında buluşan aileler sadece kayıplarını aramakla yetinmediler. Çevrelerindeki herkese içlerine düştükleri durumu anlatmaya çalıştılar. Çünkü çevredeki insanlar da, yakınlarını kaybeden insanların yaşadıkları durumu bilemezlerdi. Bu nedenle ilk olarak acıyı göstermek istediler. Kimi zaman toplu halde evinden uzaklaşıp sokakta yatan bir kayıp gibi sokaklarda sabahladılar. Bazen yağmurun altında titrediler. Çünkü soğuku anlatmak yetmezdi. Titremeyi yaşamak ve göstermek gerekiyordu.
350 KAYIBI BULDULAR
Derneğin kurucusu İsmet Özbilici 1999 yılında hayatını kaybedince derneğin bayrağını oğlu Zafer Özbilici aldı. 2005 yılına gelindiğinde derneğe kayıtlı üye sayısı 2 bin 500 kişiyi bulmuştu. Dernek kurulduğundan beri 350 kayıbı bularak aileleri ile buluşturulmuştu. Türkiye'de bürokrasi çarkında ezilen aile yakınları birbirleriyle kaynaşmaya bir kayıp bulunması için yapılacak herşeyi birbirleriye paylaşarak eksiksiz olarak yerine getirmeye başlamışlardı. Her kayıp yakınının kayıbını bulmak için yapmaya çalıştığı herşey bir diğeri için farklı bir eğitim, bir diğeri için ise tecrübe haline gelmişti. Dönemin tek kayıp yakınları derneği bir marka haline gelmişti. Valilikler, polisler, belediyeler, medya bu dernekle işbirliği içerisinde etkinlikler yapmaya başlamış ve kısa sürede kayıplara ulaşılmıştı. Dernek, hiçbir devlet kurumunda olmayan bir işlevi daha yerine getirmeye başlamıştı. Umut kapısı olan YAKAD'a gelen insanlar kendilerini dinleyen ve yaşadıklarını çok iyi anlayan insanlarla karşılaşmıştı. Bir anlamdada rehabilite oluyorlardı.
OTOBÜSÜ TÜM DÜNYA TANIDI
YAKAD gerçek anlamda tanıtımını ise 1996 yılında hayata geçirdikleri Umut otobüsü projesiyle yaptı. Kiraladıkları bir küçük otobüse kayıpların resimlerini yapıştırarak Anadolu yollarına düştüler. Bu proje medyanın dikkatini çekti ve ses getirdi. Dünyaca ünlü yabancı ajanslar Umut otobüsünü tüm dünyaya tanıttılar. Bu sayede YAKAD bir anlamda dünyüyü da açılmış oldu. Birçok ülkede birçok farklı dinden insan kayıpların bulunması için dua bile ettiler. Umut Otobüsü AB içinde bir örnek proje oldu ve benzer projeleri kendileri içinde istediler.
HER ŞEYİ CEBİNDEN ÖDÜYOR
Başkan Zafer Özbilici, "Bu yola amatör bir ruhla çıktık ve öyle devam ediyoruz. Maddi imkansızlıklar nedeniyle derneğin telefon, elektirik ve su parasını bile kendi cebimizden ödeyerek ayakta durmaya çalışıyoruz. Devletten zaten beklemiyoruz ama vatandaşlardan da yardım alamıyoruz. Bizimle işi olan insanların yüzde 98'i gariban insanlar. Eğer bir çevre derneği olsaydık durumumuz çok daha iyi olurdu. Yardımlar hat safada yağardı. Çünkü hiçbir fabrika bir çevre örgütü ile ters düşmek istemez" diye konuşuyor.
'UMUT'A KİLİT VURMAYALIM
Türkiye'de kayıtlı 130 bin dernek olduğunu belirten Zafer Özbilici, AB yetkilileri veya sivil toplum örgütleri bir görüş almak veya bilgilenmek istedikleri zaman irtibat kurdukları 10 Türk derneğinden bir tanesinin kendileri olduğunu söyleyerek, "Ülkemizi AB'ye şikayet edecek durumumuz yok. Yabancı medya mensupları bile bizimle röportaj yapmaya geldiğinde bu durumumuzu onlara göstermemek için elimizden geleni yapıyoruz" diyor.
Sonuna Kadar
Özbilici şöyle konuşuyor: "Derneğin sorunu sadece Umut Otobüsünün yürümemesi değil, dernek üyeleri kayıpları ararken sokaklarda buldukları kimsesizleride dernek merkezine getirerek bakımlarını yapıyorlar ve kısa sürelide olsa barındırıyorlar. Ancak bu bölüm de maddi olanaksızlıklar nedeniyle artık kullanılamaz durumda." Zafer Özbilici, "Bu dernek yakınları kaybetmiş insanlar için bir umut kapısı. Bir rehabilitasyon merkezi. Bu derneğin merdivenlerini öperek 'siz olmasanız ben nerelere giderim' diyen insanlarla karşılaşıyoruz. Bir umut kapısına kilit nasıl vurulur. Kapanmaması için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bazı büyüklerimizin umurunda olmayabilir. Çünkü kayıp insanlar oy veremez. Bir şey üretemez. Yardım parası aldığımızı düşünenler olabilir. Bu insanlar zaten maddi zorluklar içerisinde yüzüyor. Derneğimize gelecek yol parasını bile borç alıyorlar. Kimi zaman bu insanlara biz kendi cebimizden para veriyoruz" dedi.
Sabah [ Murat KEKLİKÇİ ]
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol