Erdoğan: ''Enflasyonu hızla düşürme kabiliyetimiz var''

Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 yılının başından bu yana rekor üstüne rekor kırarak vatandaşın kabusu olan enflasyon için "Enflasyonun nispeten yüksek seviyeye çıkması bazılarını şaşırtabilir. Ama hızla düşürme kabiliyetimiz var" dedi.

Dolmabahçe Ofisi'nde Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi modeline ve enflayona ilişkin açıklamalarda bulundu. 

TÜİK'in açıkladığı resmi rakamlarda bile yüzde 80'e dayanan enflasyon hakkında "Enflasyonun nispeten yüksek seviyeye çıkması bazılarını şaşırtabilir. Ama hızla düşürme kabiliyetimiz var" diyen Erdoğan, "Bizim yaptığımız iş, dünya ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri en doğru şekilde analiz ederek kendimize en doğru şekilde yol çizmek olmuştur" ifadelerini kullandı. 

Son olarak 3 Eylül'de enflasyon istatistiklerini açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu enflasyondaki rekoru gözler önüne sermişti. TÜİK rakamlarına göre Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %80,21, aylık %1,46 oldu. TÜFE'deki (2003=100) değişim 2022 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre %1,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre %47,85, bir önceki yılın aynı ayına göre %80,21 ve on iki aylık ortalamalara göre %54,69 olarak gerçekleşti.

Tüketici Fiyat Endeksi, Ağustos 2022
TÜFE değişim oranları (%), Ağustos 2022
Tüketici Fiyat Endeksi, Ağustos 2022

TÜFE yıllık değişim oranları (%), Ağustos 2022

 

Erdoğan'ın satırbaşları şöyle:

"Salgınla başlayıp savaşla genişleyen küresel ekonomik kriz karşısında sergilediğimiz dayanıklılık ve gösterdiğimiz atılımlarla doğru yolda ilerlediğimizi ispatladık.

Yeni ekonomi yaklaşımımızını temel mantığını paylaşmak istiyorum; Türkiye, bir asır önce 600 yıllık dev bir imparatorluktan bugünkü sınırlarıyla yeni bir cumhuriyete geçerken en çok ekonomi politikalarını oluşturmakta zorlandı. Bir asırdır yaşadığımız sorunların sebebi ya da sonucu hep ekonomiye bağlandı. Hükûmete geldiğimizde, ülkemizin asırlık demokrasi ve altayapı eksiklerini gidermek için kapsamlı bir program başlattık. Her alanda ülkemizi baştan sona yeniden inşa eden adımlar attık. 

Bizi siyasi istikrarsızlığa, sosyal kaosa, terör bataklığına sürüklemek gibi niyetlerle kurgulanan senaryoların tek amacı, Türkiye'yi demokrasi ve kalkınma rayından çıkartmaktı. Milletimizin desteği ile bu oyunların her birini bozduk. 

Ülkemize yönelik senaryoların son sahnesi ile ekonomik yıkım üzerine kuruldu. Dünyada, ortada savaş, gerilim olmadığı halde açıkça ekonomisi mahvedilme tehdidi ile karşı karşıya kalan sanıyorum tek ülke biziz. Dünyada, uluslararası toplumun resmen terör örgütü olarak kabul ettiği yapıların, isim değişikliği ile kendisine karşı alanen desteklendiği tek ülke biziz. Daha bölgemizdeki insani krizlerin yükünü, kayda değer destek almadan taşıyor oluşumuzu, bunun yol açtığı siyasi, ekonomik bedelleri saymıyorum bile... Böyle bir dönemde, ülkemiz ekonomisini, faiz, kur, enflasyon kıskacına alıp yerle yeksan etme girişimlerine karşı kendi ekonomi programımızı oluşturduk.

"DÖVİZ KURU OPERASYONLARININ YOL AÇTIĞI SIKINTILARI..."

Önce aldığımız tedbirler ve teknik mekanizmalarımızla, ülkemize kurulan tuzakları boşa çıkardık. Ardından programın odağını yeniden belirledik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yolu ile büyüme modeli üzerinden Türkiye'de bir ekonomi modelini oluşturduk. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada büyüme oranlarının gerilediği, resesyonun bir dönemde, ülkemizin rekor büyüme oranları ile yoluna devam etmesinin gerisinde bir hikaye vardır. Bu süreçte aldığımız yaralar da var elbette. Döviz kuru operasyonlarının yol açtığı sıkıntıları, alternatif yöntemlerle çözüme kavuşturduk. Dünyadaki geleneksel üretim ve tedarik kanallarında yaşanan bozulmalara karşı güçlü altyapımızla genç ve zengin insan kaynağımızla, esnek iş yapma modellerimizle öne çıktık.

Enflasyon oranımızın nispeten yüksek seviyelere çıkması, bazılarını şaşırtıyor olabilir. Biz aynı enflasyonu, hızla düşürecek kabiliyete sahip bir ülkeyiz. Bunu geçmişte yaşadık, sonra da düşürdük. İstihdamı tarihimizin en yüksek seviyesine çıkarırken, enflasyonun yol açtığı refah kayıplarını telafi edecek tedbirleri de alıyoruz. 

2011'de ilan ettiğimiz, ülkemizi dünyanın 10 ekonomisi arasına çıkarma sözünü yerine getirmeye adım adım yaklaşıyoruz. En başta da söylediğim gibi, burada uyguladığımız programın mantığını sizlerle paylaşmaya çalıştım."