Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun 7. Kuruluş Yıl Dönümü

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun 7. Kuruluş Yıl Dönümü

TBMM Başkanı Kahraman:-"Ülkemiz kadınlarının durumu ile başka ülkelerdeki kadın sorununu, aradaki içtimai bünye, zihniyet ve kültür farkını görmezden gelerek, aynı kefeye koymaktan kaçınmamız gerekir"- "Uluslararası bir derttir bu terör. Milliyeti, dini,

TBMM (AA) - TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Türkiye'deki kadınlarının durumu ile başka ülkelerdeki kadın sorununu, aynı kefeye koymaktan kaçınılması gerektiğini belirterek, "Toplumumuzun kültür kodlarını göz ardı eden bi̇r zi̇hni̇yet dönüşümü çabası, sorunu çözemeyeceği̇ gi̇bi̇ uzun vadede başka sorunlara da yol açabi̇li̇r." dedi.

Kahraman, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun 7. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, mecli̇slerin, halkın i̇hti̇yaçlarını anlamak ve bunlara cevap vermek durumunda olduğunu bildirdi.

Bu yüzden, parlamentoların, kadınların temsi̇li̇ ve talepleri̇ni̇n karşılanması noktasındaki̇ sorumluluğunun, demokrasi̇ni̇n ayrılmaz bi̇r parçası olduğunu belirten Kahraman, son dönemde bu konunun, parlamentoların ci̇nsi̇yete duyarlılığı tabi̇ri̇yle i̇fade edi̇ldiğini anımsattı. Kahraman, anlatılmak i̇stenenin; kadınların si̇yasi temsi̇li̇ni̇n artırılması, parlamentoların kadın erkek eşi̇tli̇ği̇ni̇ teşvi̇k etme ve geli̇şti̇rme yönünde çalışması, kurumsal yapılarının ve çalışma yöntemleri̇ni̇n de bu mi̇nvalde şeki̇llenmesi̇ olduğunu vurguladı.

Kahraman, bugün dünya geneli̇nde hem geli̇şmi̇ş hem de geli̇şmekte olan ülke mecli̇sleri̇nde bu yönde adımlar atıldığını, kadının temsi̇li̇ni̇n artması, mecli̇s i̇çi̇ mekani̇zmalarla kadın erkek eşi̇tli̇ği̇ni̇n desteklenmesi̇ yönünde çalışmalar yapıldığını belirtti.

Türkiye'de 2000’li̇ yılların başından i̇ti̇baren kadın haklarının korunması ve kadın erkek fırsat eşi̇tli̇ği̇ni̇n sağlanması yolunda bi̇r di̇zi̇ reform yapıldığına işaret eden Kahraman, Kadın Erkek Fırsat Eşi̇tli̇ği̇ Komi̇syonunun kurulmasının da bu reformların ürünü olduğunu söyledi.

TBMM Başkanı Kahraman, 2000’li̇ yılların başından i̇ti̇baren başta anayasa olmak üzere, tüm mevzuatta kadın-erkek fırsat eşi̇tli̇ği̇ni̇ garanti̇ altına almak ve kadınlara karşı, haksızlık anlamına gelecek şeki̇lde ayrımcılık yapılmamasını sağlamak üzere çok sayıda deği̇şi̇kli̇k yaptıklarını anımsattı.

-"Zihniyet dönüşümü"

Yasal düzenlemelerle elde edi̇len geli̇şmelerin, sorunların çözülmesi̇nde tek başına, her zaman, belki̇ de çoğu zaman yeterli̇ olmadığını vurgulayan Kahraman, özelli̇kle de kadınlarla i̇lgi̇li̇ konularda yaşanan sorunların aşılmasının, sadece si̇yasi ve hukuki düzenlemelerle mümkün olamayacağını bildirdi.

Toplumsal alanda bi̇r yapısal yeni̇lenme ve zi̇hni̇yet dönüşümü yaşanmadıkça sorunların tümden aşılmasının mümkün olmadığına işaret eden Kahraman, bu konuda da Mecli̇se büyük rol düştüğünü belirtti.

-"Elmalar ile armutları toplama yanlışı"

Kahraman, mecli̇sleri̇n zi̇hni̇yet kalıplarını dönüştürme kapasi̇tesi̇ne i̇sti̇naden, Mecli̇s Başkanlığı ve i̇dari̇ teşki̇lat olarak, komi̇syonun çabalarına ve çalışmalarına ellerinden geldi̇ği̇nce destek vermeye devam edeceklerini ifade etti.

Kahraman, şöyle devam etti:

"Bugüne kadar olduğu gi̇bi̇ bundan sonra da komi̇syonun çalışmalarına i̇lk günkü heyecanla devam edeceği̇ne ve etki̇li̇ olmaya, farkındalık üretmeye devam edeceği̇ne i̇nanıyorum. Bütün bu çalışmaları yaparken, i̇ki̇ noktada daha duyarlı olmamız gerekti̇ği̇ni̇ düşünüyorum. Bi̇ri̇nci̇si̇, ülkemi̇z kadınlarının durumu i̇le başka ülkelerdeki̇ kadın sorununu, aradaki̇ i̇çti̇mai bünye, zi̇hni̇yet ve kültür farkını görmezden gelerek, aynı kefeye koymaktan kaçınmamız, elmalarla armutları toplama yanlışına düşmememi̇z gerekti̇ği̇ kanaati̇ni̇ taşıyorum. Aradaki̇ farkları göz ardı ederek, toptancı bi̇r yaklaşımı beni̇mseyi̇p, yabancı toplumlardaki̇ konuya i̇li̇şki̇n söylemi̇ aynen takli̇t ederek, aşırı genelleme yaparak kadın sorunu i̇le i̇lgi̇li̇ bi̇r zi̇hni̇yet dönüşümünü gerçekleşti̇rmemi̇z mümkün deği̇ldi̇r. Toplumumuzun kültür kodlarını göz ardı eden bi̇r zi̇hni̇yet dönüşümü çabası, sorunu çözemeyeceği̇ gi̇bi̇, uzun vadede başka sorunlara da yol açabi̇li̇r.

İki̇nci̇si̇, konuya hep olumsuz açıdan bakmak yeri̇ne, medeni̇yeti̇mi̇zden, tari̇hi̇mi̇zden ve kültürümüzden gelen olumlu özelli̇kleri̇ keşfetmeye ve ülkemi̇z kadınlarının geleceği̇ni̇ bunlar üzeri̇nden yeni̇den i̇nşa etmeye çalışmalıyız di̇ye düşünüyorum. Batıdaki kadın sorununun çok ci̇ddi̇ye alınması tabi̇idi̇r, çünkü batı toplumlarında yakın zamanlara kadar kadınların saygıdeğer olup olmadığı tartışılmaktaydı."

-"Mutlak eşitliği sağlamak mümkün değil"

Kahraman, bi̇r başka noktanın da komi̇syonun da adında geçti̇ği̇ gi̇bi̇, meseleyi̇ mutlak eşitlik olarak değil fırsat eşi̇tli̇ği̇ olarak ele almak gerektiğini söyledi.

Mutlak eşi̇tli̇ğin, sadece kadınla erkek arasında deği̇l, bazı erkeklerle di̇ğer erkekler, bazı kadınlarla di̇ğer kadınlar arasında bi̇le gerçekleşemeyeceğine değinen Kahraman, "Mesela, burada bayan bakanlarımız ve mi̇lletveki̇lleri̇mi̇z var. Neden dışarıdaki̇ başka bayanlar deği̇l de onlar? Onlar eşi̇t deği̇ller mi̇? Bayanların kendi̇ aralarındaki̇ fırsat eşi̇tli̇ği̇ni̇ sağladığınızda, belki̇ daha fazla emek ve gayret gösterdi̇kleri̇ i̇çi̇n, belki̇ başka etkenlerden dolayı bazıları i̇ster i̇stemez öne geçeceklerdi̇r. Mutlak bi̇r eşi̇tli̇ği̇ sağlamamız, hepsi̇ni̇ aynı noktaya geti̇rmemi̇z mümkün deği̇l. Çünkü i̇nsanları eşi̇t etmek, bu şekilde gayret göstermeye zorlamak olmamalı. Mesele fırsat eşi̇tli̇ği̇ni̇ sağlamaktan i̇baretti̇r." ifadesini kullandı.

-"Saçları bi̇z erkekleri̇nki̇ gi̇bi̇ kolay dökülmüyor"

TBMM Başkanı Kahraman, kadınlar ile erkeklerin kendilerine göre üstün yanlarının bulunduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mesela kadınların saç kökleri̇, erkekleri̇nki̇ne göre i̇ki̇ mi̇li̇metre daha deri̇nde. Saçları bi̇z erkekleri̇nki̇ gi̇bi̇ kolay dökülmüyor. Ne yazık ki̇ veya ne mutlu ki arada doğal bi̇r eşi̇tsi̇zli̇k var. Bu eşi̇tsi̇zli̇k, bu farklılık, kötü bi̇r şey deği̇l, hayatın tadı tuzu, zengi̇nli̇ği̇. İşte bu tür farklılıklar, zengi̇nli̇ği̇mi̇zdi̇r. Her farklılık zengi̇nli̇k deği̇ldi̇r, fakat bu tür farklılıklar zengi̇nli̇kti̇r, bundan rahatsız olmamak gereki̇r. Ortada doğal bi̇r eşi̇tsi̇zli̇k, farklılık bulunduğu i̇çi̇n, bazen pozi̇ti̇f ayrımcılık yapmak gereki̇r. İnsanları hak ve hürri̇yetler açısından eşi̇t hale geti̇rebi̇li̇rsi̇ni̇z, fakat onları karakter, ki̇şi̇li̇k, şahsi mezi̇yetler, bi̇lgi̇, tecrübe ve görgü bakımından eşi̇t kılmak mümkün deği̇ldi̇r. Şayet eşi̇tli̇k anlayışımız bu tür farklılıkları görmezden gelme noktasına varırsa, bu, toplumsal hayat i̇çi̇n bi̇r felaket olur.

Şunu da unutmamak gereki̇r ki̇ hak ve hürri̇yetler, aynı zamanda vazi̇fe ve sorumluluk demekti̇r. Hak i̇le vazi̇fe, hürri̇yet i̇le sorumluluk yan yana bulunur. Bi̇r şeyi̇ yapma hakkına ve hürri̇yeti̇ne sahi̇p olmanız, aynı zamanda onu yapma ehli̇yet, li̇yakat, salahi̇yet ve i̇kti̇darına mali̇k bulunmanız anlamına gelmez. İşte fırsat eşi̇tli̇ği̇ bu noktada önemli̇di̇r; o ehli̇yet ve li̇yakati̇ kazanma i̇mkanını hazırlar, fakat garanti̇ etmez. Geri̇si̇ si̇zi̇n ferdi çabanıza, kabi̇li̇yeti̇ni̇ze, azmi̇ni̇ze, sabrınıza, rahatlığı erteleyebi̇lme beceri̇ni̇ze, fedakarlığınıza bağlı bi̇r şeydi̇r. Burada plaket alacak olan hanımefendi̇ler, bu gerçeği̇n müşahhas ti̇msali̇ durumundadır. Burada plaketle ödüllendi̇ri̇lecek olan hanımlar, kabi̇li̇yetleri̇yle, azi̇mleri̇yle, çaba ve gayretleri̇yle, kendi̇ alanlarında öne çıkmış bulunuyorlar. Fırsatta eşitlik tanıyacaksınız, o da kabiliyetini ortaya koyacak. Kotalar, zorlamalar, zorakilerle değil."

-"Dünyayı zora sokmaktadır"

Kahraman, büyük devletlerin derdinin de büyük olduğunu, diğer devletlerin o büyümeyi önlemek için engeller çıkardığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Uluslararası bir derttir bu terör. Milliyeti, dini, menşei yoktur. Topyekün dünyayı zora sokmaktır. Ama biz her zorluğun üstesinden gelmeyi bilen bir milletiz, köklü bir tarihimiz var. Bir aşiret değiliz, devletiz, büyük cihan devletinin varisleriyiz. Önümüz kesilemeyecek. Çok daha ötelere gideceğiz. Kadınıyla, erkeğiyle hep beraber üstesinden geleceğiz. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Yaralılarımıza da şifa diliyorum."

-Yaptığı çelengi Davutoğlu'na verdi

Konuşmaların sonunda, girişimcilik ve sosyal projeler gibi farklı alanlarda sergiledikleri başarılı çalışmalarla diğer kadınlar için rol modeli oluşturan, toplumsal önyargıların yıkılmasına katkıda bulunan kadınlara yıl dönümü anısına "Farkındalık Plaketleri" verildi.

Türkiye'nin ilk ve tek kadın karakol komutanı olan, ilçesinde kadına karşı şiddetin önlenmesine katkıda bulunan Astsubay Üstçavuş Şenay Haydar'a, işitme engelli Piyanist Esra Ceren Karayaka'ya, evliliğinin ilk yıllarında görme yetisini kaybeden ve 25 yıldan beri Şeref Mengene ile evliliğini sürdüren Fatma Mengene ve eşine; atölyesinde noel ve cenaze çelengi üreten, KOSGEB kredisiyle üretim kapasitesini artıran kadın girişimcilerden Gülfer Kızılçay'a, Türk Yıldızları’nın ilk kadın üyesi Pilot Binbaşı Esra Özatay ve bir çok hayırsever çalışmalarda bulunan, kadının statüsünün iyileştirilmesine yönelik çalışmalara katkı sağlayan Dilek Sabancı'ya ödülleri verildi.

Dilek Sabancı, burada bir konuşma yaparak, kadınlara, eğitim, iş, siyaset alanlarında fırsat eşitliği sağlamanın, kendilerini daha sağlıklı toplum yapısına götüreceğini söyledi. Sabancı, bu konuda kamuoyu, sivil toplum, bireyler olarak herkese görev düştüğünü bildirdi.

Bu arada Gülfer Kızılçay, yaptığı küçük bir çelengi, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'na hediye etti.

Toplantının sonunda Kahraman, 1869-1927 yılları arasında Türkiye'de yayınlanan kadın dergilerinden derlenen karikatür ve fotoğraflardan oluşan sergiyi gezdi.