''Seçimlerde hile yapılabilir''

''Seçimlerde hile yapılabilir''

Araştırma şirketi Sonar’ın başkanı partilerin son durumunu ve yaklaşan seçime dair çarpıcı açıklamalar yaptı.

HABER3.COM ÖZEL /
Ebru Eğinlioğlu’nun Röportajı


Sosyal, politik ve ekonomik konularda danışmanlık hizmeti veren ve pek çok seçimde doğru tahminlerle siyasilere yön veren Sonar Araştırma Şirketi Başkanı ve Sözcü gazetesi yazarı, tarihçi Hakan Bayrakçı ile Haziran ayında gerçekleşecek genel seçimler ve siyasetçilerin karnesi üzerine konuştuk.

Pek çok televizyon kanalında 2 binden fazla canlı yayına katılan Bayrakçı, tüm sorularımızı büyük bir içtenlikle yanıtladı.

SONAR, geçtiğimiz referandumda, oyların genel dağılımını doğru isabet ettiremedi. Yanılma payı hakkında neler düşünüyorsunuz? Neden böyle oldu?

eferandumda saha araştırmasından kaynaklanan nedenlerden dolayı yanıldığımızı söyleyebilirim. Bunun dışında büyük rekorlara imza attık. 1991, 1995, 1999, 2002 ve 2007 seçimlerinde başarılı tahminlerde bulunduk. Örneğin, 2002 seçiminde hiç kimse inanmazken AKP, CHP ve parti barajı tahminlerinde tam isabet kaydettik. 1991 seçimlerinde Demirel’in % 27,8 ve 1999 seçimlerinde Ecevit’in % 23 oy alacağını biliyorduk.

2011 YILINDA İNGİLİZCE BİLMEYEN BAŞBAKAN OLMAMALI

AKP’nin görüşlerini eleştirdiğinizi biliyoruz. Bu durum SONAR’ın tarafsızlığına nasıl etki ediyor?

Hiç etmiyor çünkü rakamlar ortada... Eleştirilerimden biri, 2011 yılında İngilizce bilmeyen bir başbakan olamayacağı yönünde... Bu bir hakaret değil, hatta doğru bir tespit... Aynı zamanda da ciddi bir eleştiri... AKP’ye oy verenlerin bile söylediklerimi onayladıklarını görüyorum. Bunlar benim SONAR’ı bağlamayan kişisel görüşlerim böyle bir hakkım olabilir herhalde değil mi... Örneğin, “Türbanın siyasi bir yönü olduğunu” ifade ediyorum, “örtünmenin gereksiz olduğunu” söylemiyorum. 1920’lere kadar dünyadaki tüm Müslümanların halifesi Osmanlı padişahlarıydı. Son padişah Vahdettin bile bütün İslam dünyasının halifesiydi. O dönemin fotoğraflarına bakın. Onların eşlerinde türban göremezsiniz. 1850’lerden beri modern ve zarif bir çizginin var olduğunu görürsünüz.

1.20110107001159.jpg

Ama onlar saray halkı, sokakta yaşayan insanlar ise İslam Devleti olduğu için çarşafla geziyordu. Bunu savunduğum için söylemiyorum.

2007’de seçime 4 ay kala, bir basın kulübünde arkadaşlarımla sohbet ediyorduk. Ben AKP’nin % 40’ın üzerinde, CHP’nin % 20, MHP’nin de % 12 oy alacağını söyledim. Ancak herkes şaşırdı ve itiraz etti.

Peki hep sizi televizyonlarda tartışma programlarında görüyoruz, siyasete aktif olarak girmeyi düşünüyor musunuz?

Bu mesleği seçme nedenim de bu... Tüccar bir aileden geliyorum ama işimi severek yapıyorum. Hatta 1988’de “SONAR’ı kuruyorum” dediğimde babam bana çok kızmıştı. O zaman araştırma şirketi falan boş işler gibi geliyordu.

Peki şirket sahibi olmanız, siyasi yolculuğunuzda önünüze bir engel olarak çıkabilir mi?

Engeller 23 yıldan beri karşıma çıkıyor. Ben bu zamana kadar 8 başbakan, 14 parti lideri gördüm. Sonra da olabilir ama bunlar beni inandığım değerlerden geri bırakamaz.

Bu güne kadar kimlerle çalıştığınızı öğrenebilir miyiz?

Necmettin Erbakan ve Tayyip Erdoğan dışında herkesle çalıştım.

En beğendiğiniz lider kimdir?

Hepsi farklı özelliklere sahipti. Örneğin Bülent Ecevit çok kibardı. Kim olursanız olun sizi mutlaka kapıya kadar yolcu ederdi. Size değer verdiğini hissettirirdi ve ciddi bir entelektüeldi. 70’li yıllarda efsane olması da bunun bir göstergesi...

1.2.20110107001159.jpg

CHP böyle bir lidere hasret mi kaldı sizce?

Tabii ki... Çok kesin bir ifadedir bu... Demirel’in de muhteşem bir hafızası vardı. Örneğin, biri kendisini aradığında hal hatır sorar, yaşadıklarıyla yakından ilgilenirdi. İlginç bir huyu da vardı. Söylediklerinizi not almışsa sizi dinlememiş, not almamışsa sizi dinlemiştir. Hatta sizinle tartışmışsa size değer vermiş demektir.

Peki CHP’de en çok desteklenen isimlerden biri olan Kemal Kılıçdaroğlu ile tanıştınız mı? Lider olarak nasıl bir profili var?

Kemal Bey ile TV’deki canlı yayınlar aracılığıyla görüşme imkanım oldu. Ruhat Mengü’nün artık yayında olmayan “Her Açıdan” programında kendisiyle konuşmuştum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kaybettiği bir dönemdi, seçimlerin üzerinden 5 ay geçmişti. Lider olduktan sonra iki defa görüştüm. Genellikle suskun bir insandır kendisi…

ALPARSLAN TÜRKEŞ’ İN YUMUŞAK BİR TARZI VARDI

Mesela Son yıllarında Alparslan Türkeş’in başdanışmanıydım. O dönem “12 Eylül’den önce ölen bütün gençler bizim gençlerimizdir” diyecek kadar yumuşak bir tavır takınmıştı. Böyle davranmasında benim de büyük emeğim vardır.

MHP’nin 1994 seçim kampanyasını biz yürütüyorduk. Ben son derece ılımlı bir kampanya hazırlattım. Afiş, broşür ve slogan önerileri üzerine bir sunum gerçekleştirdim. Ancak nazik bir dille pek çok eleştiri gelmeye başladı. Sonunda Türkeş kurmaylarına dönerek “MHP, bu söylem nedeniyle % 4 barajını aşamadı. Bu seçimde SONAR’ın ifade ettiklerini aynen uygulayacağız” dedi.

1.2.3.20110107001159.jpg

Bu, MHP’nin imajını değiştiren gerçek bir başarıdır. Ben aynı zamanda tarihçi de olduğum için objektif bir insanım. Türkeş, MHP’nin merkeze yakınlaşmasında olumlu bir rol oynamıştır.

TAYYİP ERDOĞAN’IN İKTİDARA YÜRÜDÜĞÜNÜ BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE ANLAMIŞTIM

Tayyip Erdoğan ile görüştüm ancak bir çalışmam olmadı. O dönem hapisten yeni çıkmış, AKP’yi hazırlama çabaları içindeydi. Toplumun büyük bir kesiminden oy alacağını o gün tespit etmiştim. Kişisel olarak muhafazakar partilerle çalışmayı tercih etmiyorum, çünkü ben Atatürkçü, Cumhuriyetçi, laik ve ulusalcı bir yapıya sahibim.

Erdal İnönü ile ilgili bir anımı anlatayım. SHP’nin köyden oy alamadığını, gecekondudan da oy alamamaya başladığını ifade etmek istiyorum. Belki 30 yaş tecrübesizliğiyle belki de sözü fazla uzatmaktan dolayı derdimi yirmi dakikada anlattım. “Yani siz şimdi gecekondu ve köyden oy alamayacağımızı söylemek istiyorsunuz” dedi. Benim teknik bir anlatımla ifade ettiklerimi, o tek cümleye sığdırmıştı. Çok pratik zekalı bir insandı. Artık sosyal demokrat bir anlayış yok... CHP birçok kalesini kaybettiğinden beri elit kesimden oy alıyor.

CHP “DİN KARŞITI PARTİ İMAJINI” YIKAMIYOR

AKP de benzer bir politikayı benimsiyor ve oy oranlarını sürekli yukarıya taşıyor. Yakın zamanda yapılan bir ankete göre, AKP’nin oy oranı % 40’ın üzerinde görünüyor. CHP de aynı yaklaşımları göstermeye çalışmasına rağmen oy oranlarını değiştiremiyor. Bunun nedeni ne olabilir?

CHP bu konuda ciddi bir sıkıntı içinde... Bu son derece haklı bir soru... AKP’nin en büyük avantajı, 1930’lardan itibaren CHP’nin dine karşı olduğu yönündeki algıdan beslenmesi... CHP bu görüşü kıramıyor. Şu anda geçmişte olduğu gibi sağ-sol çekişmeleri yaşanmıyor. İkilem şu: AKP’nin muhafazakar çizgisini mi tercih ediyorsunuz, yoksa CHP’nin çağdaş çizgisini mi benimsiyorsunuz? Cevap çok basit... Referandumda oy dağılımına baktığınızda, Türkiye’nin sahil şeridinin hayır oyu verdiğini görürsünüz. Bu bölge, Batı ile daha fazla entegre ve sosyo-kültürel seviyenin yüksek olduğu bir bölge... Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu’da ise muhafazakar yapı halen hüküm sürüyor.

1.2.3.4.20110107001159.jpg

Ülkemiz bu döngüyü değiştiremiyor ne yazık ki... Üniversitelerde Atatürkçülükle ilgili birçok konferans verdim. Ne olursa olsun, Atatürk’ü anlamamız ve sevmemiz lazım. Bu ülkenin modernleşmesini ona borçluyuz.

İstanbul önümüzdeki seçimlerde de Türkiye geneli için bir model olabilir mi? Çünkü oy oranları İstanbul’da nasılsa, Türkiye genelinde de dağılım aynı şekildeydi.

Referandumda öyleydi ama bu bir gösterge değil... Seçime 5 ay kala önemli bir konjonktürel gelişme olmazsa, şu an itibarıyla AKP’nin oy oranı Türkiye genelinde % 45’in üzerinde görünüyor.

SEÇİMLERDE HİLE YAPILABİLİR

Seçimlerde hile yapılabileceğiyle ilgili öngörüler var. Hatta siz de yazdınız Sözcü’deki köşenizden. Böyle bir duyum mu aldınız yoksa?

Hayır duyum falan almadım ama olabilecek bir şey olduğunu söyledim. Bu teknik bir konu... Örneğin, muhtarın gözetiminde sandık kurulu seçimi yapılırken belli bir siyasi görüşe yakın olan insanları bir araya getirebilirsiniz. Oylar sayılırken sandık kurulu başkanının yanında bulunan görevliler caydırıcı olur. Oy sayımını not alan kişiler de etkilidir. Oylar bir torbaya konup mühürlenerek zabıt tutulur, sandık kurulu başkanı vasıtasıyla ilçe seçim kuruluna gider. Yoldayken polis gözetimindedir. Polise vicdanen güvenebilirsiniz. Bilgisayara veri girişinde de tüm partilerden birer kişi görev alır.

Oy sayımında daha güvenilir ve ileri bir teknolojiden yararlanılabilir mi?

Avrupa ve ABD’de böyle uygulamalar var, ancak bu çok pahalı bir sistem... Hemen değil ama ileride olabilir.

Siyasete hangi partiden girmeyi düşünüyorsunuz?

AKP ve marjinal partiler hariç, merkeze yakın duran her partiye açığım. Doğal olarak CHP’yi benimsediğimi söylemeliyim. Dünya görüşüme uyan bir parti olduğu için...

Geçtiğimiz günlerde,  Metropoll'ün son araştırmasına göre, kararsızlar dağıtıldıktan sonra, dört partinin oy oranları şöyle: AK Parti yüzde 45.3, CHP yüzde 30.7, MHP yüzde 13.8, BDP ise yüzde 6.5 olarak açıklandı. Buna göre AKP yine iktidar olabilir mi? Ve BDP’ nin durumu ne olur?

Bu durumda AKP tek başına değil ama koalisyonla iktidar partisi olur. BDP de bağımsızlardan olmak üzere 25-30 milletvekili çıkartır.

Peki mesela HEPAR’ın durumu ne olur?

Vallahi aslında o partiye gençler arasında çok inananlar var, ancak insanlar oylarının bölüneceğinden korktuğu için başka partilere kayıyor. Böyle bir korku olmasa aslında çok daha yüksek oy alır.