Türkiye tarihi eserlerin peşine düştü

Türkiye tarihi eserlerin peşine düştü
Güncelleme:

Arşivlerdeki padişah fermanları, tarihi eserlerin nasıl yurtdışına çıkarıldığını, Osmanlı döneminde de kaçırılan eserlerin peşine düşüldüğünü ortaya koydu.

Türkiye kaçırılan tarihi eserleri için Avrupa’dan iade talebinde bulunurken, karşılaştığı, “padişah hediyesi” savunmasını çürütecek fermanlar için kolları sıvadı. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TBMM, ele ele vererek bahse konu tüm fermanlar için inceleme başlattı. TBMM Kaçak Eserlerin İadesini Sağlama ve Kültür Varlıklarını Koruma Tedbirlerini Araştırma Komisyonu’na da gönderilen fermanlar, Avrupa’nın iddiasının aksine, Osmanlı’nın da kaçırılan tarihi varlıklarımızın peşine düştüğünü ortaya koydu. Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre, padişah fermanlarındaki eser kaçaklığına ilişkin tespitler özetle şöyle:

NASIL KAÇIRDILAR BULUN: Sadrazamlıktan (başbakanlık) İçişleri ve Gümrük bakanlıklarına: Sur şehrinde Rahip Paul de Saint-Etienne tarafından keşfedilen 13. yy’a ait bir kitabe, Mısır uygarlığına ait iki büyük tunç heykel vs. hakkında Avrupa’da bilimsel bir makale yayımlanmış olması dolayısıyla Suriye, Fenike ve Filistin gibi önemli tarihi kentlerde ortaya çıkarılan ve yurtdışına kaçırılan bu gibi eserlerin ne şekilde kaçırıldığı araştırılsın ve bunun önüne geçilebilmesi için gerekenler yapılsın.

CAMİ ÇİNİLERİ ÇALINDI: Sadrazamlıktan Konya Valiliği’ne: Konya, Niğde ve Karaman’daki cami ve medreselerden çinilerinin sökülerek İstanbul’a getirildiği tespit edildi. Yapılan araştırma sonucunda Sahip Atâ Camii yanındaki türbenin çinileri bir sene önce çalındığı halde suçlular yakalanamadı. Bundan böyle daha etkili önlemler alınsın.

TAMİR DİYE GÖTÜRDÜLER: Sadrazamlıktan Eğitim Bakanlığı’na: Bağdat’ta Kale-i Şarkat’ta yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserlerden sağlam olanları Müze-i Hümayun’da sergileniyor. Kırık ve tamire muhtaç parçalar ise sandıklarda bekletiliyor. Berlin Müzesi’nin teklifi üzerine bu eserlerin tamir edilmek üzere parti parti gönderilmesi uygun bulundu.

YARISINI BİLE VERMEDİLER: Sadrazamlıktan Dışişleri Bakanlığı’na: Mösyö Farmakofski tarafından Manastır’da Survic denilen yerde yapılan kazıda ortaya çıkarılan eserlerin yarısı Müze-i Hümayun’a gönderilmek üzere teslim edildi. Manastır Vilayeti’nden bildirilmiş ise de bu kazı hakkında Müze-i Hümayun’a herhangi bir malumat verilmediği gibi teslimat da yapılmadı. Çıkarılan bütün eserlerin gözden geçirildikten sonra paylaşılmak üzere müzeye gönderilmesi gerekiyor.

YALAN ÜSTÜNE YALAN: Sadrazamlıktan İçişleri Bakanlığı’na: Hayfa’daki Avusturya Postahanesi’nden Lloyd Kumpanyası vapuruna gönderilirken gümrük memurları tarafından açılan çuvallarda kaçak eski eser bulunması üzerine sürdürülen tahkikatta Avusturya Sefareti’nin, Osmanlı postahanelerinde de gümrük işlemleri yapılmadan sevkiyat yapıldığı yolundaki ifadesinin gerçekleri yansıtmadığı anlaşılıyor.

İHMALE SORUŞTURMA: Sadrazamlıktan Konya Valiliği’ne: Konya’daki tarihi yapıların tahrip edilerek çinilerinin İstanbul ve Viyana’da satıldığı ihbarı üzerine, eğitim müdürünün ihmali tespit edildi. Bir komisyon kurularak eserlerin korunması ve kaçakçılığın önlenmesi için gerekli tedbirler alınsın.

PAPA’YA GÖNDERMİŞLER: Sandıklı civarında bulunup Ermeni Katolik patriğinin arzusu üzerine Müze-i Hümayun’a nakledilmiş olan üzerinde dokuz satır Rumca ibare yazılı bulunan bir taşın muhtevi olduğu mana Hristiyanlığın ilk kuruluş yıllarına ait olmasından dolayı önemli ve Papa’ya hediye edilmeye layık bir eser olduğu. Hediye edilmesinde müzece de bir mahzur bulunmadığı gibi buna karşılık Papalık tarafından Müze-i Hümayun’da oluşturulacak kütüphaneye konmak üzere bazı güzel kitaplar gönderilmesi vaat edildiğinden mütekabiliyet esasının da gerçekleşeceği göz önüne alınarak görüşlerinin bildirilmesi.

ALÇI KOPYA YALANI: Fermanlar bir grup Alman’ın Milet’te kazılarda buldukları eserlerin gümrükten vergisiz kaçırırken yakalanınca “alçı kopyalar” savunmasını yaptığını ortaya koydu. Sadrazamlıktan Gümrük Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, bir grup Alman gezgini tarafından İzmir Gümrüğü’nden kontrol edilmeden ve gümrük vergisi ödenmeden geçirilmek istenen sandığın içinde Almanlar tarafından Milet’te yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserlerin alçı kopyaları olduğu ifade edilmişse de gerekli özenin gösterilerek kontrol edilmesi edilmesi ve vergisinin tahsil edilmesi isteniyor.

‘BASİT’ DAMGASI: Fermanlarla, milattan önceki uygarlıklara ait paha biçilmez eserlerin basite indirgenerek değersizleştirildiği de ortaya çıktı. Fermanda, “belirtilen eski eserler küfegi taşı gibi siyah, çok kaba ve basit taşlar üzerine işlenmiş şeyler olduğundan sıfatça hiçbir kıymetleri olmadığı, ancak milattan birkaç yüz sene evveline kadar yaşayan kavmin eseri oldukları ve bundan on-oniki sene evvel yine aynı kavmin eserlerinden Ciralus’da (Cerablus) ortaya çıkıp Londra Müzesi’ne nakledildiğinden katlanılan bu zahmetin sadece bu eserlerden de müzede bulunması amacına yönelik olduğundan dolayı birbirine benzeyenlerden bazılarının Berlin Müzesi’ne hediye edilerek geri kalanının da Müze-i Hümayun bahçesinin bir köşesine konmasının uygun olacağı” belirtiliyor.

Milliyet