Bayram

Güncelleme:

Osmanlı artık bitmiş, ülke’de saltana son verilmiş, 1923 yılında cumhuriyet ilan edilmişti.
Atatürk cumhuriyete ayrı bir önem veriyordu ve yoktan var ettiği, yeşertip, bir çocuk gibi büyüttüğü cumhuriyetin ilelebet yaşamasını, yaşatılmasını, cumhuriyetin kollanmasını, korunmasını istiyordu. Bu yüzden Cumhuriyeti yarının güvencesi çocuklara emanet etti.

Dünya’nın sayılı asker ve siyaset adamlarından birisi olan Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilen dünyanın tek çocuk bayramı 23 Nisan.

Sanırım övünebileceğimiz tek gerçek bu!

Cumhuriyetin derin anlamında olduğu gibi Türkiye’de de halk artık kendi kararlarını verebilecek, kendi kendisini yönetecek ve tek kişinin, tek zümrenin sözü emir telakki edilmeyecek, kendi kararlarını halkın kendisi verebilecekti.

Ama olmadı… Olmaya çalıştı belki ama hep birilerinin çıkarlarına kurban edildi, görmezden gelindi ve hep yara aldı. Cumhuriyet treni hep yoldan çıkartıldı.

Uzun uzadıya düşünmeye, laf cambazlıkları yapmaya gerek yok. Ülkemizde, son birkaç yıl değil belki otuz yıldır, kırk yıldır, halk kendi kararlarını vermiyor, kendi vekilini seçmiyor. Seçilen vekillerin çok büyük kısmı halkın değil parti başkanının vekilidir.

Bu gerçek tüm siyasi partilerde yüzümüze tüm kederiyle çarpıyor. Ve halkın kendi kendini idare etmesi  lafı süslü bir entel deyimi maalesef!

Geldiğimiz noktaya bakın bir.

Toplumsal ahlaksızlık içinde büyüyor çocuklarımız. Boyu, yaşı, kilosu büyümüş ama kafası ve kafasının içindeki bir gramı geçmeyen amcalar, dedeler, başkalarının çocuklarını taciz ederken, hatta tecavüz ederlerken yüzleri kızarmadan devam ediyor yaşantısına hala.

Evet, kim bilir kaç çocuk daha tacize uğradı kim bilir kaç küçük yürek kan ağladı?

Çocuklarımızı tacizlerden, tecavüzlerden koruyamayan bir devlet yapısı var bu ülkede, hantal, geçmişten ders çıkarmayan ve bürokratik engelleri bir türlü aşamayan.

Çocuk gelinler bu ülkenin kanayan yarası. İnternetten çocuk pornosu izlemede dünyada sayılıyız!
Okula gidemeyen, bağda, bahçede, tamirci yanlarında çalışan çocukların yüzlerindeki kederli bakış aslında bu ülkenin acı tebessümü!

Tinerci çocuklar, taş atan çocuklar, hapishanede kader mahkûmu çocuklar… Yaşı küçük daha az ceza alır diye suç işletilen, üzerlerine suç atılan çocuklar. Hepsi bu ülkenin acı geleceği!

Çocuklarımız eğitim adı altında karmaşık bir sistemin içinde yok edildiler, araştırmadan, düşünceden uzak tutuldular, hepsi duyarsız, sadece sınava ve diplomaya odaklı birer makineye dönüştürüldü. Bu ülkede toplumsal anlayış yaratılamadı geçmişine sahip çıkan, geçmişten ders çıkaran toplumsal bilince hiç ulaşılamadı.

Biz buyuz, kabul edelim… Ne çocuklarımızı koruyabiliyoruz ne cumhuriyeti! Ve sırf bu yüzden çoğumuzun 23 Nisan bayramını kutlamaya yüzü yok!

Mesele yılda bir kere kameralar karşısında çocuklara koltuk devretmek olmamalı. Mecliste, resmi törenlerde bildik, beylik lafları tekrarlamaktansa çocuklarımız ve çocuklarımıza emanet edeceğimiz ülkemizin yaşadığı sorunlardan ders çıkarabilmek ve gerekli düzenlemeleri yapmak her büyüğün, her siyasetçinin, her yöneticinin vatan, millet ve yürek borcu olmalı.

Ha dünün çocukları ha bugünün, ha dünün gençleri ha bugünün, hiç fark etmez.
Ha dünün büyükleri ha bugünün, hiç fark etmez.

Herkes için 23 Nisan sadece tatil ifade ediyor, maalesef acı ama gerçek bu!

SONUÇ:
Sağlam birer birey yaratamazsanız güçlü bir topluma ulaşamazsınız!.

SON SÖZ:
Yaşı hiç fark etmez, yüreği bu ülke için atan tüm çocukların bayramını kutlarım.

http://www.twitter.com/yolagiden

Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar