Öteki

Güncelleme:

"Dünyanın en dürüst canlısı insan bedenidir! O, istemeden katlandığı ilişkileri kusar, yanlış insanlarla temasta kaşınır, sevmediği işlerde uyuklar!"
Agah Aydın

Diyoruz ya ‘Mahalle Baskısı’ diye böyle bir tabir var. Durduk yerde de söylenmemiş. Bizim topluma ait değil yalnızca, Amerika’ da da var, Avrupa’ da da. Kısaca insana özgü bir durum ama var işte…

Yani bu durumu küçümsemek ve az gelişmiş topluluklara fatura kesmek, bu baskının varlığını azaltmıyor.

İnsan ‘öteki’ ile var olan bir yaratık. Doğada yalnız bulunamıyor, kendini ve varlığını hep diğerinin gözünden görüyor. Diğerinin tepkileri ile kendini var ediyor. O diğeri ilk başlarda annesi, sonraları sevgilisi ve belki çocuğu  vs  diye gidiyor.

Ama hep bir ‘öteki’ var.

‘Öteki’ varsa onun sözleri, düşünceleri, duyguları var.

Tek başına ben böyle ‘iyiyim’ demek bir şey ifade etmiyor.

Ben yazımı yazıyorum, yazımın etkinliğini okunma sayısından ve gelen yorumların niteliğinden, anlamından görebiliyorum.

Hepimiz böyleyiz.

Bakın sosyal paylaşım sitelerine, toplumun gerçekleri tamamen açık bir şekilde orada yer alıyor.

Her ne kadar kendimizi yüceltmeye çalışsak ve olmadığımız ulvi bir varlık gibi görünmeye çalışsak da…

Gerçekte ne olduğumuzu bir tek kendimiz biliyoruz.

Aslında bu yazıyı yazma nedenim, bir arkadaşımın ricası.

Yani dedi ki neden insanların sahte yaşamlarından bahsetmiyorsun? Böyle yaşayan ve mutsuz olan pek çok kişi var. Onları neden anlatmıyorsun?

Peki dedim, dilim döndüğünce, kalemim yettiğince…

Biliyorsun ki, toplum baskısı yaşamlarımızda çok büyük yer tutuyor.

Sırf evlenmiş olmak için evlenenler, yalnız kalmamak için beraber olanlar. Sevmiyorken, seviyor taklidi yapanlar…

Kendini var etmek için bir ‘aynaya’ ihtiyaç duyanlar.

O aynayı da aslında hiç beğenmese de beğeniyor ‘muş’ gibi yapanlar…

Zorla evlendirilen çocuk gelinler, tecavüz ve şiddet mağduru olan ama bunu kendi suçu imiş gibi görüp sessiz kalanlar.

 Yaşım geçiyor artık evlenmeliyim, yoksa konu komşu ne der ‘evde kalmış’ demesinler deyip, hiç tanımadan kısa sürede görücü usulü evlenip mutsuz olanlar…

Ve daha birçokları, bir çoklarımız…

İnsan bedenini kandıramıyor bilesiniz, bütün fiziksel hastalıkların, psikolojik kökenli olduğu konuşuluyor bu günlerde.

Bu gün olmasa yarın, bastırdığımız tüm önemli duygularımız, yüzeye çıkacak ve o zaman onlarla yine yüzleşeceğiz kaçış yok gerçeklerden…

Ruhun aynası bedene kulak vermek lazım, o bedene baktığımız ‘ötekine’ de tabii…

Kendimizi tanıyabildiğimiz, var edebildiğimiz, derinliklerimizi keşfedebildiğimiz güzel bir hafta olsun inşallah, yalansız, riyasız, mutlulukla ve huzurla dolu…