Penguenlerin Yaşamı

Güncelleme:

Bundan sonra ben de ciddi yazı yok sevgili dostlar. Çünkü ben Tayyip Erdoğan’ ın ‘… kılıyım’ diyen bir seçmenin, temsil edildiği bir parti zihniyeti tarafından hiç istemediğim halde yönetiliyorum. Dolayısı ile bundan sonra paşa gönlümü ve tatlı canımı hiçbir şey için üzemem. O yüzden bu günkü konumuz ‘penguenlerin yaşamı’.

Yalnız bu konu çok önemli bir konu, penguenlerden alınacak dersler var lakin…

Efendim şimdi bu penguenler aslında yüzebilen ama uçamayan bir kuş türüymüş, kısaca iktidarsız muhteris cinsinden…. Hem yüzeme ama ben kuşum diye ortalarda şişine şişine dolaş  dur. Allah Allah pek bir tanıdık geldi ama çıkartamadım şimdi, neyse zihnimi fazla yormayayım. Akşama kızlarla buluşurken yeşil çantamı mı alsam kıyafetime daha yakışır, yoksa oranj olan mı ona konsantreyim kusura bakmayın.

Hiç üşümezmiş bu penguenler, nedenine gelince, derileri kalın bir yağ tabakası ile kaplıymış. Bak şimdi bu da bir yerlerden tanıdık geldi. Biz de de mesela, bazı gazeteci takımının da derileri pek bir kalın oluyor, onlar da mesela hiç utanma duygusu hissetmiyor, yüzleri falan hiç kızarmıyor. Bu da  doğanın bir parçası olan insan özelliği bakımından, önemli bir özellikmiş demek ki…

Devam; bu penguenlerin karınları beyaz, sırtlarının siyah olma sebebi, saman altından su yürütme özelliğinden geliyormuş. Bunlar, böyle canlarının istediği  gibi derin sularda yüzer, bir arkaya, bir öne döner hatta yanar döner bir hal alırlarmış. Duruma göre değişirler döne döne yüzerlermiş ama amaç çok masumane bir sebepmiş, canlarını daha büyük hayvanlardan korumak mesela deniz aslanları, katil balinalar vs. Öyle utanmazlıklarından, cibilliyetsizliklerinden değil, sadece can korkusundan böyle yaparlarmış…

Kısa bacakları olmasına rağmen, hızlı hızlı koşarmış bunlar. Yani yahu ben alt tarafı gariban bir kuşum, kendimi bileyim oturayım oturduğum yerde bilgeliği yerine, en hızlı ben koşarım, en hızlı ben yüzerim bir de oradan pazara giderim zihniyetindeymiş. Bunu da çıkartıcam bir yerlerden…

Sanki böyle hem örtünürüm, hem iddialı giyinirim, bir de üzerine güzel bir makyaj yaparım, ya da ben iki kadeh içkimi içerim ama ramazanda içmem, iki bayram arası evlenmem, namazımı kılarım ama Allah ile benim aramda, namazımı kılıp, sonra örtümü çıkartırım başımdan, ancak türbe ziyaretlerinde takarım. İnanç benim değil mi, hem onu yaparım, hem diğerini, her şeyi kendime uydururum. Kendime Müslüman değil miyim? Kime ne?

Ha bir özellikleri var ki bunu hiçbir yerden çıkartamadım.

Penguenler ömürleri boyunca tek eşle yaşayıp, yönlerini güneşe göre ayarlarmış, yollarını güneşe göre bulurlarmış. Mesela biz de böyle bir iç ses dinleme, doğanın parçası olduğumuzu önemli görme özelliği yok. Biz aklımızla hareket eden ve o müthiş zekamızla, doğayı yönlendiren varlıklarız. Hayvan işte sonuçta penguen, o hala yönünü doğadan buluyor, biz ise doğanın kaderini değiştiriyoruz o derece zekiyiz Allah’ a şükür….

Yine bize yabancı özelliklere devam; dişi penguen yılda 1 ya da 2 yavru yavrular ve o yavrulara erkek ve dişi ortaklaşa bakarmış, sorumluluğu ortak üstlenirlermiş.

Onların Tayyip Bey’ den haberleri yok herhalde minimum 3 yavru doğurmaları lazım gelir ama sıkıntı yok çünkü bunlar zaten oy kullanamıyor, hiç yavrulamasalar da bir şey değişmez.

Fakat bir özellikleri var ki buna söyleyecek bir sözüm yok doğrusu; anne penguen yavrusunu tam 2 ay boyunca buzla temas edip üşümesin diye ayaklarının üstünde taşırmış. Burada bitiyorum ve doğaya şapka çıkartıp önünde eğiliyorum….