Reynmen yabancı mı, Türk mü?

Güncelleme:

Reynmen yabancı mı, Türk mü? - Resim : 1Reynmen hadisesi

Dün Reynmen isimli youtubber fenomeni bir çocuğun bir şarkısının 150 milyon kere tıklandığını ve bundan 150 milyon kazandığını duydum. Hemen bir bakayım dedim bir süredir de İnstagram’ da görüyordum ama ne iş yaptığını algılamamıştım. İzledim şarkıyı ve klibi görseller fena değil, dağ da çekmiş, kurt falan var prodüksiyon güzel ama şarkı bildiğiniz arabesk müzik gibi. Hayır arabesk müzik kötü demiyorum ama yani altı üstü arabesk demeden de geçemeyeceğim. Ama 150 milyon tıklamanın üstüne çıkan bir Michael Jackson’ı gördüm neredeyse o da artık, efsanelerin efsanesi bir zahmet uçsun izlenme sayıları. Yalnız şöyle bir gözlemim var. Toplumun bir kısmı var ki çok kolay beğeniyor, küfürlü esprilere gülüyor, fazla seçici davranmıyor. Onlar zaten kaymak tabakayı değil, tabanı oluşturuyor. Genel profil ve tüketici eğilimlerini belirleyen kalabalık güç onlarda. Hatta bazı yorumlar var şarkının altında, diyor ki yav her gün gelip bakıyorum 1 milyon 1 milyon artıyor. E zaten öyle baktığınız için de artıyor şarkının  çok olağanüstü olmasından değil. Her neyse gençlerin başarılı olması iyi bir şey ne olursa olsun….

Stil programları ya da güzellik yarışmaları gerçekten olması gerektiği gibi mi

Aslında bu konu biraz bıçak sırtı bir konu çünkü tamamen yozlaşmış da denemez ama çok masumane de denemez. Çünkü gerçekten bu yarışmalara girdiği gibi çıkmış da pek çok insan vardır. Bir takım menfaatler uğruna, tavizler verenler de. Sadece şu var ki her gördüğünüz ‘birincinin’ bileğinin hakkıyla kazandı denmesi sizin bu sektörü ve piyasayı bilmediğinizi gösterir. O işler o kadar pir-ü pak olmuyor. Keşke olsaydı ama yıllar önce genç bir haber spikeri iken görüşmeye gittiğim  halkla ilişkiler duayeni beyefendi demişti ki ; haber spikeri olmak istiyorsunuz ana akım medyada haber okumak istiyorsunuz ama bunu isteyen milyonlarca yetenekli ve genç, güzel hanım var neden sizi tercih etsinler? Ben de dedim ki yani ben başarılıyım, çalışkanım diksiyonum ve ekran görüntümde fena değil, bunlar yetmez mi? Yetmez demişti o beyefendi ben de bayağı bir hayal kırıklığına uğramıştım. Çünkü o yıllarda hayatı biraz daha fazla idealize ediyorsunuz ve tabii ardından da büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Zaman zaman bu programlar ve yarışmalarla ilgili de bazı duyumlar alıyorum. Eskiden böyle konularda kadınlara uygulanan tacizlerden bahsedilirdi, şimdi maalesef erkekler de tacize uğrayan kesimden oluyor. Yani değişen bir şey yok hatta bir tık daha kötü her şey. Yine de şunu diyebiliriz; siz sağlam durur, ne istediğinizi bilirseniz belki bir yarışma kazanıp bir yerlere gelmezsiniz ama en azından kendinizi kaybetmemiş olursunuz. Hayatta başarılı olmanın çok çeşitli yolları var tek yol popüler olmaktan geçmiyor.

Ayşenur Arslan’ın Halk Tv de ki programı

Ayşenur Arslan benim her sabah uyandığımda izlediğim ve gündeme dair yorumlarını izlediğim bir gazeteci bana göre de Son Mohikan gibi. Bizim haberciliği, habercilik gibi yaptığımız dönemlere ait bir isim ve Ali Kırca’nın haber spikeri olduğu dönemde haber koordinatörlüğü yapmıştı yanılmıyorsam. Gündemi okumayı ve yorumlamayı çok iyi biliyor, muhalif ama eleştirinin dozunu da çok güzel ayarlıyor yaptığı programlar da amiral gemisi kanallarında olmasa da, o imkanlarla olabilenin en iyisini yapıyor. Başka hiçbir haber programı izleyemiyorum ya fazla yandaş ya da daha az yandaş zaten muhalif kanal yok işte bir de Ulusal Kanal var sanırım ama çoğu programda muhalefetin dozu kaçıyor. Eleştirinin kaale alınması için de bir düzeyinin olması lazım. Yoksa Metin Akpınar’ın dediği gibi ayağından asarlar muhabbeti oluyor, emekli seyirciler alkışlıyor, benzer laflara gülünüyor falan güzel olmuyor. Zekice de değil. İyi laf söyleyebilen eleşitirisini de yapar pek de bir şey olmaz. Yani en azından eskiden olmazdı, şimdi olur mu dersek herhalde olur diyelim….

Aforizma; Bir adamın adamlık  ölçütü, güçle ne yaptığıdır.Platon (M.Ö. 427-347)