Fettah Tamince servetini nasıl yaptı?

Fettah Tamince servetini nasıl yaptı?

Başbakan Erdoğan'ın da tatil yaptığı Rixos Otelleri'nin sahibi Fettah Tamince servetini nasıl yaptı?

Bugünlerde en çok konuşulan mekanlardan biri "Rixos otelleri" Erdoğan'ların tatil mekanı olduğu için adından sıkça söz ediliyor. Peki Başbakan Erdoğan'ın tatil yaptığı oteller zincirinin sahibi genç işadamı Fettah Tamince kimdir? Reha Muhtar yazdı. Kürt açılımının gündemde olduğu bu günlerde Van'dan çıkan bir Kürt genci bu serveti nasıl yaptı. İşte açıklaması..

İNGİLİZCE KONUŞ DEDİM KÜRTÇE'Yİ YUVARLA DEMEDİM
Dün yerim dar geldi... Yüzerken denizde karşılaştığım Fettah Tamince'nin Van'dan çıkıp milyar dolarlık cirolara ulaşan hayatının ilginç anekdotlarından bazılarını bugüne sakladım...

Okuldaki İngilizce öğretmeni bakıyor ki Fettah, İngilizce kelimeleri telaffuz edemiyor, sınıfın ortasında “Oğlum sana sana İngilizce konuş dedim...” diyor... “Kürtçeyi yuvarla demedim...”

İNGİLİZCE KELİMELERİ KAĞIDA YAZIP OKUDU

Bu laf kızlarla dolu sınıfta genç Fettah'ı fiştekleyen, onun İngilizce kelimeleri kağıda yazarak cebine koyup, çıkartıp çıkartıp okuyarak İngilizce'yi yüzlerce insanın önünde irticalen konuşacak düzeye gelmesinin nedenidir...

Dubrovnik'te otelinin açılışında yüzlerce davetli Van'dan çıkan bu genç adamın İngilizce'yi nasıl olup da bu kadar rahat konuştuğunu elbet anlayamazdı...

“Oğlum sana İngilizce'yi konuş dedim... Kürtçeyi yuvarla demedim...”

BU SERVETİ NASIL YAPTI

Fettah Tamince Almanca'yı da “çok halı satıp, çok komisyon alabilmek” için öğreniyor... Antalya'da dayısının halıcı dükkanına göz kulak olması için konduğunda, bakıyor ki parayı dükkana gözkulak olanlar değil, halı satan tezgahtarlar kazanmaktadır... Çünkü her halının satışından yüzde 10 alıyordu tezgahtarlar o günlerin Antalya'sında... Müşteriyi dışardan kendi çekip dükkana getirmişse yüzde 50'si komisyon olarak satana kalıyordu...

HALI SATMAK İÇİN ALMANCA ÖĞRENDİ

Genç Fettah, iki gün sonra dayısının karşısına çıktı; “Ben halı satmak istiyorum” dedi... O sırada Antalya'ya Alman turistler geliyor ve halı alanlar onlar... Dayısı terslendi: “Oğlum sen Almanca bilmezsin ki neyle satacaksın halıları?..” “Sen merak etme” dayı dedi... Almanca bilen birisinden sol elinin içine ihtiyaç duyduğu iki üç kelimeyi Almanca olarak yazdı... Nasıl olsa, o bir alışveriş sihirbazıydı... Van'ın köylerine kumaş satarken, karşılığında canlı hayvan alıp para kazanmamış mıydı?.. O gün de öyle yaptı ve başladı Alman'lara halı satmaya...

HALI SATIYOR PARA KAZANAMIYORDU

Allem ediyor kallem ediyor ve Alman turistlere durmadan halı satıyordu...
Satışlar patlamış, ancak genç Fettah'ın geliri artmamıştı... Çünkü dayısı onu kendinden gördüğünden bir maaşla çalıştırmaya devam ediyordu...

HALICI DÜKKANINDAN TRANSFER TEKLİFİ...

Bunun üzerine genç Fettah kendisine gelen transfer tekliflerini değerlendirmeye başladı... Futbolcu, televizyon starı transferi çok görülmüştü bu ülkede ama astronomik rakamlarla halı satan tezgahtar transferi hiç görülmemişti... Transfer teklifinde bulunan halı dükkanı sahibi, genç Fettah'a bir araba ve hemen bir ev satın almayı teklif ediyordu... Ayrıca sattığı halılardan normal komisyonu işleyecekti...

ALMANYA'YA GİTTİ ÜNİVERSİTEYA KAYIT OLDU

Yıllar sonra, milyar dolarlarla oynayan o genç adam bana belki de onun için “Ben girdiğim sektörü değil, alışverişi bilirim...” diyecekti... Genç Fettah dayısı devreye girdiğinden o dükkana değil, bir başkasına transfer oldu, halı satıp para kazanırken Almanca'yı öğrendi... Bir süre sonra halı alıp Almanya'ya gitti Almanya'da satmaya başladı halıları... Orada bir üniversiteye kaydını yaptırdı... Almanya'yla bütünleşmiş, Almanca'yı mükemmel konuşmaya başlamıştı...

GİTTİ HALI GELDİ MÜCEVHER

Halı işlerinin yavaş yavaş düştüğünü gördüğünde yine hayattaki şaşmaz kuralını işletti: “Ben sektörü değil, alışverişi bilirim...” Halı işini bırakıp, mücevher alıp satmaya başladı... Yine Antalya'da mücevher işini yaparken bir de baktı ki Alman'lar alacakları bir saat veya mücevheri iki saat düşündükten sonra zorla bir tane alıyorlar...

VE RUSYA..

Alman'ların teker teker aldığı şeyi, Rusların bir beğenişte 10'ar 10'ar aldıklarını gördüğünde, Almanya'ya nokta, Rusya'ya ise açılmaya karar vermişti bile Fettah Tamince... Ama yine bir sorun vardı... Rusça bilmiyordu...

Çünkü Fettah Tamince'ye göre, karşındakinin dilini bilmezsen, onunla göz teması kuramazsan, onu etkileyemez, güven sağlayamaz satışı gerçekleştiremezdin...

Rusya'ya gittiğinde, Türkiye'den giden herkes gibi onun da Azeriler, Kazak Türkleri etrafını sardı... Onların tercümanlığıyla Rus'larla iş yapacaktı...

RUSÇA'YI DA ÖĞRENDİ

Bunun olmayacağını hemen anladı, çünkü Rus'larla Kazak'lar ve Azeriler yoluyla göz iletişimi kuramıyordu... Mimik alamıyordu... Yine işbaşa düşmüştü... Fettah Tamince mücevher satabilmek, iş yapabilmek ve para kazanabilmek için Rusça öğrenecekti... Aynı hırsla Rus'çayı öğrendi...

TÜRKÇE'Sİ KÜRTÇE'Sİ ARAPÇA'SI ÇOCUKLUĞUNDANDI

Türkçe'si, Arapça'sı ve Kürtçe'si çocukluğundandı Fettah Tamince'nin...
Almanca'sı, İngilizce'si ve Rus'çası ise kendisini alışveriş sihirbazı olarak tanımlayan bu adamın, o alışverişi hakkıyla yapabilme arzusundan...

Belki de Antalya'da bir lisede bir İngilizce öğretmeninin bütün sınıfın ortasında söylediği ve hala kulaklarında çınlayan o sözden: “Oğlum sana İngilizce konuş dedim... Kürtçe'yi yuvarla demedim...”