Kıdem tazminatında düzenleme

Kıdem tazminatında düzenleme
Güncelleme:

Ali Babacan kıdem tazminatı ve Yunanistan'ın Euro'dan çıkması ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Bankalar Birliği Genel Kurulu'nda konuşan Başbakan Yardımcıcı Ali Babacan, Yunanistan'ın Euro'dan çıkmasının kötü sonuçlar vereceğini belirtti ve devam etti:

Yunanistan’ı kurtarmanın maliyeti belli, bankaları ve kamu hesaplarını biliyorsunuz. Euro Bölgesi'ninin aynı zamanda bir aile olduğunu unutmamak lazım. 'Biz hiç bir ülkeye karışmayız herkes başının çaresine bakar' diyemezsiniz. İflasa izin verilirse ki Euro bölgesinden çıkması tam bir iflastır. Euro bölgesinden çıkmasına, iflasına, izin verilmemesini açık yüreklilikle söylüyoruz. Sen başarısızsın seni aile grubundan çıkarıyoruz denmez.


"EURO'DAN ÇIKIŞ KAPISI BİR AÇILIRSA..."

Yunanistan'ın Euro'dan çıkması Avrupa finans sistemini daha da zayıflatır. Euro'nun kapısı açılırsa bu bir örnek oluşturur, başka ülkelerde kapıdan geçebilir. Her ülke üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Avrupa'da ciddi bir liderlik eksikliği var. Euro Bölgesi'nde hiç bir ülkenin iflasına izin verilmemeli.

BANKALARIMIZ YABANCILARIN EN ÖNEMLİ VARLIĞI

Mart 2012 itibariyle bankacılık sektöründe aktif büyüklüğünün 1,2 trilyon lirayı aşmış durumda olduğunu belirten Babacan, ''Neredeyse artık milli gelirimize yaklaşan bankacılık sektörü söz konusu. 'İyi yönetim ve sahiplenme sonucunda bugün Türk bankacılık sektörü dünyada parmakla gösterilir hale geldi'' dedi.

Babacan, bankacılık sektöründe bilançolarda menkul kıymetlerin yatay bir seyir izlediğine dikkati çekerek, bilançolarda bütün rakamlar büyümesine rağmen menkul değerlerin yerinde durduğunu, bankaların artık daha fazla gerçek bankacılık faaliyeti yaptıklarını, asli fonksiyonları olan kredi veren kuruluşlar haline geldiğini vurguladı. AB'nin bankacılık konusunda son yaptığı düzenlemelerde biraz aşırıya kaçıldığını kaydeden Babacan, bu aşırıya kaçmakta biraz otoritelerin sorumluluktan kaçmasının, biraz da popülizmin etkili olduğunu söyledi.

Babacan, ''Amerika ve Avrupa bankaları kendi ülkelerinde sıkıntıya düşerken, bu bankaların Türkiye'deki operasyonu, kolu, sapasağlam ayakta kaldı. Bunun en önemli sebebi uluslararası kuruluşlar da olsa buradaki operasyonları Türkiye'deki kurallara göre çalışmak zorunda. Bunun içindir ki bu bankaların hepsi bütün bu kaosta, türbülansta kendi evlerinde sıkıntı yaşarken, Türkiye operasyonu en önemli, en kıymetli varlığı haline geldi'' dedi.

Babacan sektörün başarısıyla ilgili olarak şunları söyledi: Türkiye’deki yabancı banka iştirakleri yabancıların en kıymetli varlığı oldu. Bu dönem bankacılık sektörünün çok iyi bir sınav verdiği dönem oldu. Güven ortamı yoksa Merkez Bankaları ne kadar çabalarsa çabasının sonuç alınmaz. güvenin olmadığı ortamda atılan adımların hiçbir sonuç vermiyor.

Babacan, ''Bu dönem Türk bankacılık sektörünün çok başarılı sınav verdiği bir dönem oldu. Bankacılık eşittir itibar, bankacılık eşittir güven. İtibar ve güven olmadıktan sonra bankacılıktaki sektörün varlığı, devamı mümkün değil. Türkiye'nin ekonomisi şu anda bu kadar hızlı büyüyorsa Türkiye'de istikrar ortamı varsa, Avrupa'nın pek çok ülkesinde yaşanan sorunlar Türkiye'de yaşanmıyorsa, bu Türkiye'deki siyasi istikrar, makroekonomik istikrar... Bunlar önemli ama bankacılık sektörünün de itibarını ve önemini bütün bu dönemde korumuş olması... Bizim iyi işleyen bir bankacılık sektörümüz olmasaydı yüksek büyüme oranlarını yakalamamız da mümkün değildi'' dedi.

TAHVİLDE ÖZEL SEKTÖR ÖNDE

Özel sektörün tahvil ihraçları yakın gelecekte Hazine'nin ihraçlarını geçecek. Önümüzdeki dönemde daha fazla yenilenebilir enerji yatırımı göreceğiz. Yatırım teşvik paketinin etkisinin orta ve uzun vadede göreceğiz.

Babacan, girişimcilik konusunda Türkiye'de küçük nüvelerde başlamış olan uygulamaya bundan sonra artık devletin de sahip çıktığını, vergi teşvikleriyle de sistemi desteklediğini belirtti.

ENFLASYON VE CARİ AÇIK

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin iki önemli sorun alanının enflasyon ve cari açık olduğuna dikkati çekerek, enflasyonla ilgili Merkez Bankası'nın aldığı tedbirlerin zamanlı ve isabetli tedbirler olduğunu, bundan sonra olağanüstü etkiler olmaması halinde enflasyonun hedefe adım adım gideceğinin görüldüğünü vurguladı.

Enflasyon konusunda kararlılığın son derece önemli olduğunun altını çizen Babacan, ''Asla eski günlere dönüşle alakalı bir algı, beklenti oluşmaması gerekiyor. Böyle bir şeye Türkiye'de izin vermemiz mümkün değil. O dönem artık kapandı'' dedi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, enflasyonun yüksek seyretmeye başlamasının maliyetinin, enflasyonla mücadelenin maliyetinden çok daha büyük olacağını ifade ederek, ''Biz bugünden bir miktar fedakarlıklarda bulunacağız, ama mutlaka enflasyonun kontrol altında tutulması gerekiyor. Bu, temel öncelik olmaya devam ediyor. Orada asla bir gevşemeye marj yok'' dedi.

Babacan, cari açık konusunda son 6-7 aydır trendin tersine döndüğünü, en kötünün geride kaldığını söyledi.

"KIDEM TAZMİNATI YENİ DÜZENLEMEDE BES ÜZERİNDEN ÇALIŞACAK"

İşgücü piyasası reformlarının önemli olacağını belirterek, bu reformlar içinde kıdem tazminatının artık toplu ödenen bir rakam olmaktan çıkacağını kaydeden Babacan, ''Bir kıdem tazminatı fonu oluşturulacak. Fon içinde herkesin kendi hesabı ayrı ayrı tutulacak. Tüm çalışanların kendi şahsı adına açılmış bir hesapta kıdem tazminatı birikecek. Şu anda işverenin bir yükümlülüğü olarak birikiyor. Ama çalışanın bir hakkı olarak hesabına yatırıldığında, bu bireysel emeklilik sistemi üzerinden büyük ihtimalle çalışacak, yine tasarruf oranlarının artmasında faydalı olacak diye düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.

YENİ TTK DEĞİŞECEK

Yeni TTK ile ilgili de açıklamalar yapan Başbakan Yardımcısı Babacan şunları söyledi: Yeni TTK'nın en az 40-50 maddesinde değişiklik olacak gibi görünüyor. TTK'nın değişiklikler olmadan bu haliyle yürürlüğe girmesinin sakıncıları var. Hedefimiz yeni TTK'daki değişiklikleri 1 Temmuz'a yetiştirmek.