Ablasını 9 yerinden bıçaklayan sanık: Nasıl bıçakladığımı hatırlamıyorum

Ablasını 9 yerinden bıçaklayan sanık: Nasıl bıçakladığımı hatırlamıyorum
Güncelleme:

Bursa'da hemşire ablasını 9 yerinden bıçaklayarak yaralayan Muhammet B., "Ablamlara borç para vermiştim. Olay günü parayı istedim ama bana borcu olduğunu kabul etmedi. Buna sinirlendim. Nasıl bıçakladığımı hatırlamıyorum" dedi.

Olay, 6 Ağustos’ta merkez Osmangazi ilçesi Altıparmak Mahallesi Anadolu Sokak’taki bir apartmanda meydana geldi. Muhammet B., bir süredir görüşmediği, hemşire olan ablası Zübeyde Gülbakan'ın evine geldi. B., kapıyı açan ablasından iddiaya göre, daha önce borç olarak verdiği parasını istedi. Gülbakan’ın kardeşine borcu olmadığını söylemesi üzerine sinirlenen B., ablasına yanında getirdiği çakı bıçakla saldırdı. Çığlıkları duyan komşular, Muhammet B.’yı binadan zorla çıkarttı. 9 yerinden bıçaklanan 2 çocuk annesi Zübeyde Gülbakan, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede tedaviye alındı. Polis tarafından yakalanan Muhammet B., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, cezaevine konuldu.

YARGILANMASINA BAŞLANDI

Bursa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında, 'yakın akrabayı öldürmeye teşebbüs' suçundan müebbet hapis cezası istemi ile dava açılan tutuklu sanık Muhammet B.’nın yargılanmasına başlandı. B., SEGBİS ile duruşmaya katılırken, taraf avukatları ve Zübeyde Gülbakan salonda hazır bulundu.

'BORCU OLMADIĞINI SÖYLEYİNCE SİNİRLENİP, BIÇAKLADIM'

Muhammet B. mahkemede yaptığı savunmada, "Bayram sonunda ablamın evine ziyarete geldim. Antalya’da iş makinesi ile çalışırken kaza geçirdim. Çevreme çok borcum vardı. 2012 yılında ablama 2 bin 500 lira vermiştim. Enişteme de bir keresinde 4 bin 500 lira verdim. Evde, kapıda ablam ile konuşmaya başladık. Ablama önceden verdiğim borç paraları iade etmesini istedim. Ablam bana, 'Benim kimseye borcum yok, sana da yok, yürü git' dedi. Bu konuşmalar sırasında bankaya gidelim, şu hesapları görelim dedim. Bana yine ‘yürü git’ deyince, sinirlendim. Üzerimdeki çakı bıçağı çıkarıp, ablamı bacağından yaraladım. Bir bıçak darbesi vurdum. O an sinirli idim. Ablam yere düştü. Yere düşünce üzerine hamle yapmadım, bıçakla vurmadım. Ablam Fatma geldi, elimdeki bıçağı aldı. Beni ittirdi. Bu sırada dışarıdan tanımadığım esnaflar geldi. Hep birlikte aşağıya indik. Zübeyde ablam evde kaldı. Fatma ablam da elimdeki bıçağı alırken yaralanmış olabilir. İş makinesi operatörü olduğum için daha çok şehir dışında çalışıyorum. Çalıştığımız yerlerde yabani hayvanlar olduğu için üzerimde taşıyorum" dedi.

KARDEŞİMİN SAĞLIK PROBLEMİ YOK

Mahkemede konuşan, bıçaklanan hemşire abla Zübeyde Gülbakan, "Kardeşimle 6 aydır görüşmüyorduk. Olaydan 1,5 yıl önce evime gelmiş, kızım kapıyı açmış, ölen eşimle ilgili olumsuz, iftira niteliğinde bir şeyler söylemiş. Olay günü, evde, İstanbul’dan misafir gelen kız kardeşim bulunuyordu. Kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda kardeşim asansörden inip geldi. ‘Hayırdır’ diye sordum. Kardeşim bana, ‘Direkt kimliğini al, gel, gidiyoruz’ dedi. Ben de ‘nereye gidiyoruz’ diye sorduğumda açıklama yapmadı. Ayağı kapının aralığında idi. Elini sağ cebine atarak, ‘Beni işimden ettin, al bu da senin için’ diyerek, sol göğsümün üstüne ve altına peş peşe iki darbe vurdu. Elindeki bıçağı almaya çalıştım. Bana yine iki defa bıçakla vurunca, ben yere oturdum. Kızımla ablam yanımıza geldi. Kardeşim eğilip, bana vurmaya devam etti. Kızım bana müdahale etti. Bu sırada komşumuz Uğur geldi. Kardeşimi alıp, götürdü. Benim kimseye hiçbir borcum yoktur. Benim kayınvalidem ve kayınbiraderim ile görüşmemi istemiyordu, tek derdi buydu. Kardeşimin hiçbir sağlık problemi yoktur. Şikayetçiyim" dedi.

'BALKONA ÇIKIP YARDIM İSTEDİM'

Zübeyde Gülbakan’ın kızı E.G. (14), "Odamda kitap okuyordum. Bağrışmalar üzerine odamdan çıktım. Annem ile dayımı boğuşurken gördüm. Sanığın elinde bıçak vardı. Etrafta kan görünce onları ayırmaya çalıştım. Annemim karnına bıçağı saplarken gördüm. Teyzem de geldi, onları ayırmaya çalıştı. Sanık, kulağıma vurunca yere doğru savruldum. Kapının zili çalınca, otomatiğe bastım. Balkona çıkıp, çığlık attım. Alt kattan komşumuz gelince sanığı annemin üzerinden aldı. Sanığı duvara vurunca elindeki bıçak düştü. Anneme yardım ettim. Daha sonra polisler ve ambulans geldi" dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, son sözünde pişman olduğunu ve tahliyesini talep eden sanık Muhammet B.’nın tutukluluk halinin devamına ve eksik evrakların toplanmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

'SANIĞIN EN ÜST CEZAYI ALMASINI İSTİYORUZ'

Duruşma sonrası Bursa Adliye Sarayı önünde açıklama yapan Zübeyde Gülbakan’ın avukatı Zeynep Kaplan, "Sanığın en üst dereceden ceza alması için savunmalarımızı yaptık, dosyaya beyanlarımızı sunduk. Duruşmalarımız daha devam edecek. Biz bu aşamada kadına şiddet artık son bulsun diye, bir yenisi eklenmesin diye elimizden gelen tüm gayreti göstermeye devam edeceğiz. Ortaya çıkabilecek daha fazla zararın, kendisi önüne geçmiştir. Belki de bugün hemşire olmasaydı hayatta olmayacaktı. Bu sebeple biz bütün beyanlarımızı sunacağız dosyaya. Elimizden gelen her şeyi yapacağız.  Olayda 9 bıçak darbesi var. Adli Tıp Kurumu’ndan kati hekim raporunu bekliyoruz. Dosyanın seyri yine aynı devam edecektir. Savcı Bey soruşturmanın ve kovuşturmanın yürütülmesinde 'kasten öldürme' suçunu 'eziyet çektirerek ve canavarca hisle' nitelikli halinden dolayı talep etti. Bu yönde olacağını düşünüyoruz. Her daim adalete güveniyoruz" dedi.

'BEN BUNU HİÇ HAK ETMEDİM'

Adliye çıkışı açıklama yapan hemşire abla Zübeyde Günbakan (50), "20 yıldır aynı yerde oturuyorum. 20 yıldır aynı bölgede çalışıyorum. Bütün mahalle halkı beni iyi tanır. 10 yıldır da şu anki görev yerimde çalışıyorum. İnsanlar beni tanıyorlar. Bu bana sadece eşim olmadığı için üzerimde hakimiyet kurmak istemesi nedeniyle oldu. Sırf eşim olmadığı için böyle bir şiddete uğramam çok acı. Ben görev yaparken kadına şiddet olaylarına, kendim hizmet içi eğitim alarak yönlendiriyordum. Engellemeye çalışıyordum. Ama çok üzgünüm şu anda aynı duruma ben düştüm. Ben bunu hiç hak etmedim. Biz 7 kardeşiz, bütün kardeşlerim ondan yana oldular. Hiçbiri beni arayıp sormuyor" şeklinde konuştu.