Ülkücüler Fatih Altaylı'yı kaçırmak istemiş !

İşte Star gazetesinden Şamil Tayyar'ın köşe yazısı:
Yazıcıoğlu, Altaylı’nın hayatını nasıl kurtardı?

Geçen Perşembe gecesi Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek’te konuk, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’ydu. Bu sohbet beni, 10 yıl öncesine götürdü. Program başka bir kanaldaydı, Altaylı’nın karşısında ise ANAP’lı Eyüp Aşık oturuyordu. Aşık, Yazıcıoğlu hakkında şöyle demişti: ‘Zamanında seçim ittifakı için Mesut Yılmaz’ın dizinin dibine kapandınız, şimdi ise satıldınız?’

Daha önemli olan, hikayenin diğer kısmı. ‘Satıldınız’ lafı, BBP tabanında büyük infial yaratıyor. Arkadaşlarının uyarısı üzerine programa bağlanmak isteyen Yazıcıoğlu’na ‘Teknik arıza var, mümkün değil’ yanıtı veriliyor. Bir anda ‘satıldınız’ lafı, ‘başkanı konuşturmuyorlar’ söylentisiyle ambalajlanıp yayılıyor. Öfke seli, Aşık’tan sonra Altaylı’yı da önüne alıyor.

Öfkeli bir grup genç diyor ki: ‘Altaylı’yı kaçıralım, Aşık’ı da öldürelim.’ Sivas’tan üç kişi Ankara’ya doğru yola çıkıyor. O sırada güven oylamasını izlemek üzere Altaylı Ankara’da. Ekibin kaçırma planı ise şöyle: Altaylı İstanbul’a dönmek için Esenboğa havalimanına doğru giderken yolda aracı durdurulacak ve araçtan çıkarılarak kaçırılacak. Nihai karar ise sonra verilecek.

Eylem planından kısa süre sonra Yazıcıoğlu’nun haberi oluyor. Telefonda bir partili: ‘Sayın başkanım durum çok kötü. Üç kişi Ankara’ya geliyor. Eyüp Aşık’ı öldüreceklerini, Fatih Altaylı’yı kaçıracaklarını söylüyorlar.’

Yazıcıoğlu, kan ter içinde kalıyor. Zor anlar yaşıyor. Telefonundan ulaşabildiği arkadaşlarına ‘Kimlerse bulun bu adamları sakın yanlış bir şey yapmasınlar’ diyor. Birkaç dakika içinde yoğun bir telefon trafiği yaşanıyor. Güçlükle de olsa yola çıkan şahıslara ulaşılıyor ve plan bozuluyor.

O tarihte Yazıcıoğlu ile görüştüğümde şöyle demişti: ‘Zor günler geçirdim. Çünkü kendini bilmez bir kişinin yapacağı bir hatanın sorumluluğu bize yüklenecekti.’

Aradan 10 yıl geçti. Altaylı ve Yazıcıoğlu, Teke Tek’te başbaşalar. O gün üç densizin eylem planı bozulmasaydı, bugün bu yazıyı yazamayacaktık. İşte, sağduyunun erdemi.


MHP’de Büyükanıt gerginliği


MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Washington’daki konuşmalarına verdiği ‘aczin ifadesi’ şeklindeki yanıt, Başbakan’ın olmayan açıklaması üzerindeki tartışmanın gölgesinde kaldı. Gerçi Şandır, ‘acz’ ifadesini ne amaçla kullandığına dair başka bir açıklama yaptı ama MHP’de ciddi bir sıkıntı olduğunu belirtmeliyim. Çok sayıda partili, genel merkezi telefon ve faks yağmuruna tutmuş. Bir küçük not olarak aktarmak istedim.


Demirel Kesici’yi nasıl kesti?


Siyasi kulislerdeki aktüel sorulardan birisi şu: Demirel ailesinin damadı İlhan Kesici, BBP’nin başbakan adayı mı? Yazıcıoğlu’na sordum, ‘Şu anda böyle bir şey yok’ dedi. Tabi, yarınlar ne getirir, bilinmez.

Şu anektodu aktarmak istiyorum. Belki bugüne katkısı olur. 1998 sonu bağımsız Muğla Milletvekili Yalım Erez’e hükümete kurma görevinin verildiği dönemi hatırlıyorsunuzdur.

Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı. Anasol-D hükümeti CHP’nin gensorusuyla yıkılmış, yeni hükümet arayışları başlamıştı.

Demirel’in bir milletvekiline hükümeti kurma görevini vereceği anlaşılınca, Yazıcıoğlu, soluğu Çankaya’da alıyor: ‘Efendim.Görevi öyle bir isme verin ki hükümeti kurabilsin.’

Peki kim olur? Demirel’in bu sorusu karşısında Yazıcıoğlu hiç düşünmeden ‘İlhan Kesici olabilir’ diyor. Demirel’in birden yüzü asılıyor ama yanıt vermiyor. Aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık. Ne de olsa Kesici, ailenin damadı.

Sonucunu herkesin bildiği tablo yaşanıyor ve Demirel, hükümeti kurma görevini Kesici’ye değil Erez’e veriyor.

Dokuz yıl önce Kesici, Yazıcıoğlu’nun gönlündeki başbakan adayıydı. Şimdi ne olur, izliyoruz.

Star
Şamil TAYYAR