İşler Güçler hakkında bilmedikleriniz, duymadıklarınız ve görmedikleriniz

Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlBu dizi size ne hissettiriyor?
İşler Güçler dizisine ara verildi diye üzülürken oyuncuların samimi itiraflarda bulunduğu güzel bir bölüm yayınlandı. Bu bölümle oyuncuların hem kendi hayatları hem de dizideki rolleri hakkında ne düşündükleri ortaya çıktı.
AHMET KURAL İLE FERİDE’NİN İLİŞKİSİ
Yeni nişanlanan Ahmet Kural, gerçek hayatta da dizide de aradığı aşkı bulmuş gibi görünüyor. Fakat dizide Feride’yi elde edebilmek için o kadar çok çabalıyor ki, Feride’yi aşkıyla neredeyse boğuyor. Feride ise, onu bu kadar çok seven birine şans veriyor ve ikili mutluluğu yakalıyor. Her ne kadar zaman zaman bu boğmaların, bir diğer deyişle sürprizlerin, dozajı arttıkça Feride ile Ahmet’in araları hafif limoni olsa da, Ahmet Kural bize sevdiği kadını ne olursa olsun bırakmazmış gibi bir izlenim veriyor.
YALNIZ KADIN
Feride ise, yurt dışında yaşamış yalnız bir kadın. Gerçek hayatta da sakin bir tavrı var sanki Feride’nin. Bu havayı diziye de yansıtmış, hiç fevri durmuyor. Tam bir doktor soğukkanlılığıyla hareket ediyor. Klasik kız triplerine hiç girmiyor. Annesi ile iyi anlaşamıyor, yalnızlığı seviyor ve bu yalnızlık ihlal edildikçe her şey üzerine üzerine geliyor.
SALİH ABİ İLE MÜNİR
Münir ve Salih Abi ise, dizilerden görmeye alıştığınız yakışıklı, örnek erkek prototipinden çok uzaklar. Tamamen tipe dayalı oyunculuğu bir kenara bıraktırıp kendi hallerine şapka çıkarttırıyorlar. Belki de bu yüzden çok seviliyorlar. İkisi de kız tavlama konusunda oldukça başarısız, ellerinde tip olmadığı için başka yöntemlere ihtiyaç duyan fakat bir o kadar da yerel ve gösterişsiz insanlar, hatta belki biraz iticiler. Fakat; işte bu fakat onları izlenebilir kılıyor, bir o kadar içten, acınası ve tatlılar. Bu yüzden izleyen herkes onların aslında olması gereken erkek tipinden uzak, belki kendileri gibi çulsuz ve beceriksiz olmasını çok beğeniyor. Hele ki Salih Abi’nin Ahmet’in evini kendi evi gibi kullanması, playstation iddialarından kazandığı parayla evinin kirasını ödemesi ve hala bir ergen gibi davranması, kesin olmasa da muhtemelen toplumdaki erkeklerin büyük biz yüzdesinin yaptığı hareketler. Belki de bu kendinden bir şeyler bulma hali onların bu rahatsız hallerini bir o kadar da dayanılabilir kılıyor. Özellikle depresyona girdiği bölümde, çektiği sıkıntıların bize ne kadar yakın geldiğini anlatamayız. Fakat daha sonra hepsinin bir gaz sancısı olduğunu anlamasıyla bizde yarattığı kahkaha ise paha biçilemezdi.
SADİ ÇOK ASABİ
Tüm acılar bizden, bir o kadar da gündelik derken Sadi’ye geliyoruz. Sadi hem çok asabi hem de çok iyi biri. Bu iki nitelik nasıl tek bir insanda olur ki diye düşünürken Sadi’ye rastlıyoruz. Hepimizin kızıp da içine attığı şeyleri artık içinde biriktirmekten bıkmış biri Sadi. Artık hayatından sıkılmış… Hem hayatının ne yöne doğru gittiğini bilmiyor, hem yön vermek istiyor hem de yön vermekten bıkmış, ne yapacağını bilemiyor. Umutları o kadar sönmüş ki eski işine geri dönmek istiyor fakat sürekli belki bu işle ünlenirim derdi taşıyor. Bir o kadar iyi niyetli bir o kadar da önde durmak ve kendini göstermek için çabası olmayan bir insan. Belki de bu yüzden bizim gözümüzde sempati topluyor.
MURAT TAM BİR DEHA
Murat Cemcir kesinlikle bir deha! Yılmaz Gruda’nın canlandırdığı karaktere öyle bir saygı gösteriyor ki, bizim gözümüzde yüksek puanlar topluyor. Murat çok âşık ama bir o kadar da mantıklı. Aşkın’ın onu hiçbir zaman istemeyeceğini, Aşkın’ın gözünün paradan başka bir şey görmediğini çok iyi biliyor. Murat aralarında en kapsamlı düşünen insan diyebiliriz. Kesinlikle kıvrak bir zekâsı var. Fakat bunu kullanabilecek doğru bir yer bulamıyor. Sınırları olan bir insan, kendisinin farkında bunu benimsemiş ve samimi olmayan insanlara da ultra bir gıcığı var. Hiç olmadığı biriymiş gibi görünmek için uğraşmıyor. Hayata bir tepkisi var, her şeyin farkında fakat bir o kadar da umursamamayı başarıyor. Sevdiği ve sevmediği insanları rahatlıkla ayırt edebiliyor, ona göre davranıyor. İkiyüzlülükten oldukça uzak ve bu hali bizim onu daha da çok sevmemize yol açıyor.
VAR YEMEZ HAKKI
Hakkı’nın o karaktersiz karakteri ise bizi hem sinirlendiriyor hem de güldürüyor. Ahmet Murat ve Sadi ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar Hakkı’nın ufak bir dolandırıcılıkla veya yapım masrafından kısmasıyla elde edebileceği gelirin çeyreğini bile kazanamıyorlar. Biliyoruz ki, bu hayatta başarı çoğu zaman parayı getiremeyebiliyor. Murat Ahmet ve Sadi’nin sahip olduğu hiçbir şey çalışarak alınlarının teriyle kazandıkları parayla gelemiyor. Öte yandan cimri Hakkı, hakkı olmamasına rağmen tüm parayı götürüyor. Bazen çok çalışan bir insanla baba parası yiyen bir insanı görüp de hayat ne acımasız dersiniz ya, bu dizide bu aynen gerçekleşiyor. Karakterler bizde sürekli belki de tamamen boş bir hayal için hayatlarını harcıyorlarmış hissini uyandırıyor.
EFSANE BOOMCU
Boomcu Onur’u keşfeden isme ise şapka çıkarmak lazım. Nasıl bir insanın aklına düzgün şivesi olmayan birine alt yazı koymak gelir bizim aklımız almıyor. Bu zekice hareket ilk günden beri bir Boomcu Onur fenomeni doğmasına sebep oluyor. Böyle küçük bir ayrıntı, dizide takip edilmesi ihtiyacı doğuran yepyeni bir karakter ortaya çıkarıyor.
VEDO’NUN T-SHIRTLERİ
Vedo ise muhteşem t-shirtleriyle beğeni topluyor. Zehra’yı yatağa atmak için tek bir zekice kelime kullanması yetiyor. Günümüz gençlerinin ilişkilerindeki yetersizlik, eksiklik, samimiyetsizlik ve yüzeysellik işte böyle yüzlere çarpılıyor.
NORMAL İNSANLARIN NORMAL HAYATLARI
Uzun lafın kısası, kulaklar kopuyor, Salih Abi’yi elektrik çarpıyor, Boomcu Onur’un manitası ağıza alınmayacak şeyler söylüyor, önemsiz diyeceğimiz her türlü insan bu dizide, bize hayatın ne kadar da ciddiye alınmaması gerektiğini anlatıyor. Önemli olan sürekli bir yere koşuşturarak sonuçtan zevk almak değil o yolculuğun tadını çıkarmak oluyor. Normal insanların normal hayatları, bize diğer dizilerde olduğu gibi sürekli özendiren, alışveriş ihtiyacı doğuran kendi ilişkilerimizi gözden geçirten ve bizi basit ve alt düzey hissettirmek yerine, hepimizin dertleri var, kimse mükemmel değil, takmayın kafaya, hayat çok kısa dedirtiyor.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol