10 saniyede bir harf yazabilen engelli yazarın örnek azmi

10 saniyede bir harf yazabilen engelli yazarın örnek azmi

Sakarya’da doğuştan spastik engelli yazar Ömer Alikılıç bir harf yazabilmek için 8-10 saniye çaba harcıyor. ‘Bir şey öğrenemez’ diye rehabilitasyon merkezinin kapısından çevrilen Alikılıç, haftada bir gün yerel bir gazetede köşe...

Sakarya’da doğuştan spastik engelli yazar Ömer Alikılıç bir harf yazabilmek için 8-10 saniye çaba harcıyor. ‘Bir şey öğrenemez’ diye rehabilitasyon merkezinin kapısından çevrilen Alikılıç, haftada bir gün yerel bir gazetede köşe yazısı yazıyor, ayrıca bir de şiir kitabı bulunuyor.

Sakarya’da yaşayan spastik engelli, aynı zamanda konuşma yetisi de bulunmayan genç yazar Ömer Alikılıç (26) azmi ile örnek oluyor. Okula kabul edilmediği için okuma yazmayı kendisinden 2 yaş büyük ağabeyinden öğrenen Alikılıç, engeline rağmen hayata küsmedi. Doğumda oksijensiz kaldığı için spastik engelli doğan Alikılıç, yaşamını tekerlekli sandalyede sürdürüyor. Yemek, tuvalet ve diğer tüm kişisel ihtiyaçları ise anne ve babası tarafından karşılanıyor. Parmak ve ellerini rahat kullanamaması sebebiyle özel bir bilgisayar yardımıyla 8-10 saniyede ancak bir harf yazabiliyor.

Haftada bir gün yerel bir gazetede köşe yazısı yazan Ömeralikılıç, yazısını hazırlamak için 6 saat çaba harcıyor. Yazısı beğenilerek takip edilen Alikılıç, kendi gibi engellilere umut oluyor. Alikılıç’ın sevgi ve hayata dair duygularını dile getirdiği ‘Saklı Sızım’ adlı bir şiir kitabı da bulunuyor, ikincisi de basılmayı bekliyor.

1999 depreminde ailesiyle birlikte enkaz altında kalan Ömer’in çok sevdiği 4 yaşındaki kardeşi Yusuf, enkaz altında hayatını kaybederken abisi, anne ve babası ise sağ kurtuldu. Ömer, bütün zamanını geçirdiği kardeşinin ölmesiyle de büyük bir acı yaşadı.

'OKULA ALINMAYINCA OKUMA YAZMAYI 2 YAŞ BÜYÜK AĞABEYSİNDEN ÖĞRENDİ'

Baba Mustafa Alikılıç, Ömer’i çok büyük zorluk ve önlerine çıkarılan engellerle mücadele ederek bu güne geldiklerini söyledi. Ömer’in 8,5 aylıkken engelli olduğunu öğrendiklerini, bundan sonra zor bir süreç yaşadıklarını anlatan baba Alikılıç, en büyük zorluğu da eğitim ve rehabilitasyon hayatında yaşadıklarını kaydetti. Ömer’in anaokul çağı gelince okula yazdırmak istediklerini, ancak kabul edilmediğini dile getiren Alikılıç, yaşadığı zorlukları şöyle anlattı: "Abisi okula gidiyordu, Ömer de okula gitmek istedi. Doktorlar da gitmesini tavsiye etti, dinleyerek öğrenebileceğini söylediler. Devlet okulları kabul etmedi. 'Özel masa, sandalye yaptıralım, ders boyunca kapıda bekleyelim, herhangi bir şey olduğunda müdahale edelim, teneffüslerde de ihtiyaçlarını' dedik ama kabul ettiremedik. Anaokuluna almadılar. O yıllar çok zor yıllardı. Gerçekten zor yıllardı. Valilik zoruyla da olsa okula kabul ettiler, bu sefer öğretmen engeli karşımıza çıktı. Öğretmen ‘Sağlıklı öğrencilerle ilgilenemiyorum, engelli ile hiç ilgilenemem’ dedi ve Ömer, sınıfta hiç yokmuş gibi davrandı. Ömer, ağlayarak okula gitmek istemedi. Daha sonra annesiyle birlikte ağlaya ağlaya eve döndüler. Ömer’e evde kendisinden 2 yaş büyük abisi okuma yazmayı öğretti. Ömer de çok kısa bir zamanda öğrendi."

'EĞİTİM VERMEDEN BİR ŞEY ÖĞRENEMEZ DEDİLER'

Aynı sıkıntıyı rehabilitasyon merkezlerinde de yaşadıklarını vurgulayan baba Alikılıç, depremden önce Sakarya’da rehabilitasyon merkezi olmaması sebebiyle haftanın 3 günü İstanbul’a gidip gelmek zorunda kaldıklarını dile getirdi. Depremden sonra Sakarya’da da rehabilitasyon merkezi açılmasına çok sevindiklerini ancak Ömer’in iki kez kapıdan çevrildiğini anlatan Alikılıç, "Depremden sonra Sakarya’da da rehabilitasyon merkezi açıldı. İlk öğrencilerden biri Ömer oldu. Burada bireysel eğitim, fizyoterapi almaya başladı. Ancak 2008 yılına geldiğimizde o zamana kadar verilen raporlar yenilenmedi. ‘Zeka seviyesi rehabilitasyon alabilecek durumda olmadığı’ gerekçesiyle geri çevrildi. 6 ay sonra tekrar başvurduk. Bu kez raporda, ‘Almış olduğu eğitimden fayda sağlayamadığı için eğitim almansa gerek yoktur.' denildi. Böyle bir tanı kondu. Tanı bölümü çok saçma zaten bir yıl eğitim almadı, nasıl aldığı eğitimden fayda sağlayamamış anlamadık. 2013 sonunda nihayet raporumuz çıktı. Çok şükür Ömer, haftada 2 gün rehabilitasyon merkezine gidiyor." diye konuştu.

Ömer’in bütün zorluklara rağmen hayata küsmediğini, çok zeki ve duygusal olduğunu vurgulayan Alikılıç, spastik engellilere yönelik bir bilgisayar programının Ömer’in hayatının dönüm noktası olduğunu belirtti. Ömer’in programı çok çabuk kavrayarak çok güzel yazılar yazmaya başladığı ve Sakarya’nın etkin yerel gazetelerinden biri olan Yenihaber gazetesinden köşe yazarlığı teklifi geldiğini ifade eden baba Alikılıç, sözlerini şöyle tamamladı: "Gayet güzel yazıyor, mutlu oluyoruz, okurları da var. Adapazarı merkezde gezerken çok kişi ‘A ben sizi okuyorum, haberin olsun’ diyen çok sayıda kişi çıkıyor. İkinci şiir kitabı da hazır, basılmayı bekliyor." CİHAN

10 saniyede bir harf yazabilen engelli yazarın örnek azmi

10 saniyede bir harf yazabilen engelli yazarın örnek azmi

10 saniyede bir harf yazabilen engelli yazarın örnek azmi