''Türkiye içine sindirmek zorundadır''

Basın Konseyi'nce yapılan açıklamada, "Türkiye, Avrupa Parlamentosu'nun vurguladığı özgürlükleri içine sindirmek zorundadır" denildi. "Basın Konseyi olarak, medya ve gazeteciler için, özgürlükler konusunda 'azami özen' gösterilmesini bir daha istiyoruz" ifadelerinin de yer aldığı açıklama şöyle:

"Önce Cumhurbaşkanı ile Başbakan, Türkiye’yi dünyanın en özgür medyası ilan ettiler. Ardından Başbakan Brüksel’de, AB yolunda destek aradığı gün, Avrupa Parlamentosu’nun çok sert ifadelerle Türkiye'de basın özgürlüğü olmadığına karar vermesi, acaba kaderin bir cilvesi miydi? Uzun zamandan beri, Basın Konseyi olarak biz de hep aynı şikayetleri dile getirdik. Türkiye’de medyaya yönelik sistematik baskıların kaldırılmasını, medya özgürlüğünün uluslararası standartlara uygun, çoğulculuğu garanti altına alan yasal çerçevesinin sağlanmasını istedik.

Gazetecilere yönelik baskı ve sindirmeye son verilmesini haykırdık. Ve yine raporda yüzümüze çarpan sert uyarılarda olduğu gibi, Türk yasalarındaki bazı maddelerin, yargıda yorumlanış şeklinin ifade özgürlüğüne zarar verdiğini defalarca söyledik. Çünkü özgür basın, demokratik bir toplumun en önemli ve değişmez gerçeğidir.

Uluslararası antlaşmalara attığı imzasıyla taraf olan Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi’ni imzaladıktan sonra, Anayasa’sındaki ilgili maddeleri hayata geçirme yükümlülüğünü de unutmadan, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) vurguladığı özgürlükleri içine sindirmek zorundadır.

Basın Konseyi olarak, Avrupa Parlamentosu’ndan büyük çoğunluğun oyuyla, en sert ifadelerle çıkan raporu çok önemsiyoruz. Ve bunu demokrasiye, özgürlüklere, Avrupa değerlerinin kalbi olan “özgür basın” için çok önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

Medya temsilcilerinin tutuklanmasını, gerekçesiz uzun tutuklulukların sürdürülmesini, sansür, otosansür, yıldırma, baskılama ve korku salma anlayışıyla; hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin en önemli ilkesi olan medya özgürlüğüne saygının sorgulanır hale gelmesini, AP raporda olduğu gibi biz de kabul etmiyoruz.

Basın Konseyi olarak, medya ve gazeteciler için, özgürlükler konusunda 'azami özen' gösterilmesini bir daha istiyoruz.