Bahçeli: Kim bu Yurtta Sulh Konseyi’nin elebaşları ?

Bahçeli: Kim bu Yurtta Sulh Konseyi’nin elebaşları ?

Devlet Bahçeli, “Hala ‘Yurtta Sulh Konseyi’ isimli ihanet oluşumunun elebaşları konusunda milletimize doyurucu ve tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gülen Cemaati ile mücadele edilirken yüzeyde kalındığını, çok sayıda mağduriyet yaşandığını belirterek, “Hala ‘Yurtta Sulh Konseyi’ isimli ihanet oluşumunun elebaşları konusunda milletimize doyurucu ve tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, bugün 15 Temmuz darbe girişiminin 60. günü olduğuna dikkat çekti. Türk milletinin yakın tarihinin en buhranlı günlerinden geçtiğini ifade eden Bahçeli, “Fethullahçı terör örgütü Türk milletinden intikam alma yarışına giren zalimlere piyonluk yapmış, onlar adına kurşun atmış, zulüm yapmış, tuzak kurmuş, küresel mahfillerde kurulan kirli oyunlara figüranlık görevini üstlenmiştir. Türk tarihi böylesine soysuz, köksüz ve satılmış bir ihanet çetesine çok az tesadüf etmiştir” dedi.

“TÜRKİYE 60 GÜNDÜR DİKEN ÜSTÜNDE”

15 Temmuz kalkışmasının milletin hayranlık verici uyanışıyla püskürtülmüş olsa da, Türkiye’nin 60 gündür “diken üstünde, bıçak sırtında, korku kapanında” olduğunu belirten Bahçeli, “Milletimizin tereddütle bezenmiş, tedirginlikle harmanlanmış bekleyişi maalesef artarak sürmektedir. FETÖ’nün girmediği alan, yerleşmediği kesim, tahrip etmediği manevi miras ve emanet neredeyse kalmamıştır” dedi.

15 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurum ve kurallarının yanı sıra, Türk milletinin tamamının suikasta uğradığını kaydeden Bahçeli, “15 Temmuz’da Türk askeri görünümlü alçaklar millete silah doğrultmuş, bu aziz vatanı gözü dönmüşçesine bombalamışlardır. Türkiye 60 gündür sarsıntı geçirmektedir. Türk milleti 60 gündür kaygılı ve güvencesiz bir haldedir. FETÖ, Türkiye’nin devlet ve toplum hayatını rehin almakla kalmamış, en az 10 yılımızın kaybına hizmet etmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

“HOCA GÖRÜNÜMLÜ HAİN İMRALI CANİSİNİN RUH İKİZİ”

“Şurası kesindir ki, 15 Temmuz Anadolu’nun yeni bir istila teşebbüsüdür “diyen Bahçeli, şöyle dedi:

“Milletimiz ittifakla benimsemiştir ki, Pensilvanya’da mukim hoca görünümlü hain, vaiz unvanlı vandal fitnenin merkezi, İmralı canisinin ruh ikizidir. Türkiye’nin çökmesi, çözülmesi, çürüyüp etnik ve mezhep temelli çatlaması hususunda FETÖ ve PKK çok net bir şekilde zalimlerin kullanımında sahaya sürülmüşlerdir. 15 Temmuz gecesi yaşananlar bunun bir sonucudur. Masa başında Türklüğe ve Müslümanlığa idam hükmü yazanlar vicdansızca, ahlaksızca FETÖ ve PKK’yı kukla gibi yönetmişlerdir.

Terörizmi içinde bulunduğumuz bereketli toprakları sömürmenin, sınırları değiştirmenin, insanları birbirine düşürmenin, huzuru katletmenin vasıtası görenler FETÖ, PKK ve IŞİD caniliğine umut bağlamışlardır. Bugüne kadar verdiğimiz şehitlerin vebali bu kanlı örgütlerin sırtındadır.”

“MÜCADELEDE YÜZEYDE KALINIYOR, ÇOK SAYIDA MAĞDUR VAR”

Bahçeli, ancak FETÖ’yle mücadele edilirken yüzeyde kalındığı, çok sayıda mağduriyet yaşandığı uyarısında bulunurken, şöyle devam etti:

“Hala ‘Yurtta Sulh Konseyi’ isimli ihanet oluşumunun elebaşları konusunda milletimize doyurucu ve tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

Bugüne kadar yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle sayıları 50 bini aşan asker ve sivil memur ihraç edilmiş, pek çoğu da açığa alınmıştır. Yıllar içinde devlete yuvalanan FETÖ mensuplarının 93 bin civarında olduğu iddia edilmektedir.

Elbette kim suçluysa, ihanete kimler teşne ve tarafsa adli ve idari tasarruf gecikmeden yapılmalıdır. Fakat uygulamalarda hukukun ihlal edildiğine, suçsuz ve günahsız vatandaşlarımızın uyduruk, isimsiz ve imzasız ihbarlarla gözetim altına alındıklarına veya işlerinden olduklarına dair yaygın bir kanaat hakimdir.

“KRİPTO PARALELLER İFTİRA ÇARKINI DÖNDÜRMEYE DEVAM EDİYOR”

Bunun yanında kripto paraleller ise hala saklanmakta, iftira çarkını döndürmektedir. Bu itibarla FETÖ’yle hiçbir bağ ve bağlantısı olmayan kişiler suçlanmakta, karalanmakta, eziyet çekmektedir. Yurtta Sulh Konseyi piramidinin en üstünde bulunan siyasi, askeri, ekonomik ve diğer alanlarındaki ayaklar henüz ortaya çıkarılmamıştır. Ağaca bakarken orman gözden kaçırılmamalı, sisli ve şaibeli ortamda darbenin siyasi uzantıları göz ardı edilmemelidir.

“SİYASETTEKİ ANA DAMAR DERHAL AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMALI”

15 Temmuz darbe teşebbüsünün lider kadrosunun, siyasetteki ana damarının kimlerden teşekkül ettiği derhal açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu ihanetin tepe isimleri tespit edilerek, tarihi ve hukuki hesaplaşma kalıcı olarak sağlanmalıdır.

Tam bir aidiyeti belirlenmeden alt düzeydeki memurlarla uğraşmak, toplumu sürekli korku ve tehdit kuşağında tutmak, hak kayıplarıyla ilgili telafi edici çalışmaları geciktirmek sosyal maliyeti yüksek bir yanlış olacaktır. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur.

“HÜKÜMETİN OYALANMASI, ZAMANA OYNAMASI BEYHUDE”

‘At izinin it izine karıştığı’ samimiyetle kabul ediliyorsa, açığa alma konusunda sürdürülen yarışın gaflet olduğu da benimseniyorsa, bu durumda darbenin üst yapılanmasının deşifresi konusunda ısrarla ayak sürünmesinin de hiçbir şekilde inandırıcılığı ve meşruiyeti bulunmayacaktır. Bu kapsamda milletimiz Yurtta Sulh Konseyi’nin ileri gelenlerini, arka plandaki zirve yüzleri isim isim, unvan unvan bilmek ve öğrenmek istemektedir. Hükümetin oyalanması, zamana oynaması anlamsız ve beyhudedir.

“HAKKI YENMİŞ, MAĞDURİYETE UĞRAMIŞ HER İNSANIN SÖZCÜSÜ OLACAĞIZ”

15 Temmuz darbe teşebbüsü gerçekleşmiş olsaydı Türkiye’nin yönetimini devralacak sivil görünümlü darbecilerle hesaplaşma geciktiği müddetçe, masumların feryatları kulak ardı edildiği sürece milli vicdan belini doğrultamayacak, adalete ve devlete olan güven tamir edilemeyecektir.

AKP hükümetinin FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadelesine parti olarak sonuna kadar destek vermekle birlikte, hakkı yenmiş, mağduriyete uğramış her insanımızın yanında kararlılıkla duracağımızdan, onların sözcüsü olacağımızdan hiç kimsenin şüphesi de olmamalıdır.

15 Temmuz’un üzerinden geçen 60 günlük sürede hala istikrarın temin edilememesinden, hala toplumun korkuya mahkum olmasından büyük bir endişe duyduğumuzu ifade ediyor, bunun süratle düzeltilmesini ümit ve temenni ediyorum.”