Kürt sorununu en iyi bilen Türk

Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlMİT müsteşarı Emre Taner, o Kürt sorununu en iyi bilen Türk...
MİT müsteşarı Emre Taner'in Diyarbakır doğumlu olması ve Kürt sorunu üzerine bilgisi, kimi zaman Kürt olduğu yorumlarına yol açtı. Ancak Taner uzmanlığı okuduğu kitaplara borçlu..
Başlarken
Milli İstihbarat Teşkilatı, kurulduğu günden bu yana tam 22 patron tarafından yönetildi. Teşkilatı Mahsusa da hesaba katılırsa bu sayı 25'e çıkıyor. Türk istihbaratının ilk patronu, düşman kurşunlarıyla ya da eceliyle değil, savaşta yenilgiyi gururuna yediremeyip intihar ettiği için ölen Süleyman Askeri Bey idi. Son patron ise Kürtçülük uzmanlığıyla bilinen Emre Taner. Bu yazı dizisi için 10'un üzerinde kişiyle görüşüldü. Çoğunluk, dizide ismi zikredilmeden konuşmaya razı oldu. Bu noktada biyografik araştırmalarda -hele de konu istihbaratçılar ise- sıklıkla karşılaşılan temel bir handikaptan söz etmek yerinde olur. İstihbaratçılar genelde olayları kendilerini merkeze alarak anlatmayı tercih ediyor. Bunun sebebi de kendi aralarındaki rekabet. Kuşçubaşı Eşref'in, lider Süleyman Askeri'yi rakibi olarak görmesi, hatta bir diğer lider Hüsamettin Ertürk'ü "masabaşı istihbaratçısı" olarak nitelendirmesi manidar. Bu yüzden diziyi hazırlarken, elde ettiğimiz bilgileri başka kaynaklarla ya da görüşlerle karşılaştırmaya özen gösterdik. Dizi, Türkiye'nin en çok merak edilen kurumlarının başında gelen MİT'in patronlarının mesleki nitelikleri ve insani özellikleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmek amacını taşıyor.
Milli İstihbarat Teşkilatı, tarihi boyunca siyasilerin ve askerlerin iktidar kavgalarına olduğu gibi iç bünyesinde de kimi zaman akıl almaz boyutlara ulaşan liderlik çekişmelerine sahne oldu. Günümüzde MİT'te iç çekişmelerin ve liderlik kavgasının büyük ölçüde azaldığı söylenebilir. Bunun sebebi rakip olabilecek kıdemli personelden çoğunun son on yıl içinde birer birer emekliye ayrılmış olması. Bununla birlikte önümüzdeki haziran ayında Emre Taner'in emekliliğinin ardından yerine kimin atanacağı sorusu siyasilerin de zihnini epey yoracak gibi görünüyor. 2008'de yaş haddinden emekliye ayrılacak olan Taner'in müsteşarlığa yükseliş öyküsünde çarpıcı anekdotlar bulunuyor. Yakın çalışma arkadaşları, Taner'in kariyerini "Sabreden derviş muradına ermiş" sözleriyle özetliyorlar. İlk defa 1992 yılında MİT Müsteşarlığı için adı geçen Taner 13 yıllık bir bekleyişin ardından MİT'in yeni patronu oldu. Taner, Ertuğrul Güven'le birlikte müsteşarlığa vekâlet ederken liderliği kaptırdığı hariciyeci Sönmez Köksal gibi mülkiye kökenli. 1942'de Diyarbakır'da doğan Emre Taner'in babası geçimini zorlukla sağlayan bir memurdu. Taner bu yüzden çalışarak okudu. Bazı Kürt sitelerinde Taner'in Kürt olduğu yönünde yorumlar yer alıyor. Ancak Taner Kürt değil. Taner'in kardeşi de MİT'te görev yaptı.
KIBRIS SÜRGÜNÜ
MİT'e 1967 yılında giren Taner, 1994'te Müsteşar Yardımcılığı'na getirildi. Sönmez Köksal göreve geldikten sonra MİT'te "4 E" adıyla bilinen operasyona maruz kalan yöneticilerden biri oldu. Taner'in sürgün yeri Kıbrıs'tı. Atasagun'un emekliye ayrılmasından iki yıl önce AK Parti, MİT'te alternatif müsteşar arayışına girmişti bile. Dönemin Başbakanı Abdullah Gül MİT'in eski kıdemli yöneticilerini çağırıyor ve "Sizce kim müsteşar olmalı?" diye soruyordu. Taner sonunda, 15 Haziran 2005'te müsteşar oldu. EmreTaner selefi Atasagun gibi bir Beşiktaşlı, ancak onun kadar fanatik değil. Atasagun Beşiktaş şampiyon olunca MİT sosyal tesislerinde kulüp yöneticilerine yemek verdi. Taner döneminde MİT'e, elektronik postaları izleyebilecek, sakıncalı bulunan bazı sitelere "sızabilecek" ve müsteşarlığın sitesini muhtemel "hack" denemelerine karşı korumakla kalmayıp gerektiğinde karşı atak da yapabilecek gençler alınmış. Eski bir teşkilat görevlisi, bu gençlerin MİT kadrosunda ilk kez istihdam edilen bir nevi "legal hacker"lar olduğunu söylüyor.
İstifa edince işsiz kaldı eşi 'Onu geri alın' dedi
21. MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun 17 Ağustos 1941'de Kars'ta doğdu. Çıldırlı olan Atasagun ailesinin kökeni Kafkaslar'a dayanıyor. Atasagun ailesi yörede" Karapapak" da denilen "Terekeme" adlı bir Türk boyundan. Ailenin soyadı hekimbaşı manasına geliyor. Ailenin hekimleri Şehabettin, İbrahim Şevki ve Fatma Atasagun. Güven Sigorta'nın eski Genel Müdürü Emin Atasagun'un da Şenkal Atasagun'un amcasının oğlu. Atasagun aslında hariciyeci olmayı istiyordu. Bunu yapamadı ama 1967 yılında girdiği MİT'te, çalışma arkadaşlarına göre biraz da şansı yaver gittiği için müsteşarlığa kadar yükseldi. Atasagun'u istihbaratçılığa angaje eden MİT'te çalışan teyzesinin kızıydı. Bir ara İstanbul'a atanmadığı için küstü ve teşkilattan istifa etti. İşsiz kalınca eşi İnci Atasagun MİT'in İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş'i arayıp "Şenkal boş geziyor, tekrar Teşkilat'a alamaz mısınız?" dedi. Böylece yeniden MİT'e girdi. Görevde yaklaşık 7.5 yıl kalarak MİT tarihinde bir ilke imza atan Atasagun 11 Haziran 2005'te emekli oldu. Eski dostu Eymür, uzun süre görevde kaldığı için Atasagun'u 48 yıl boyunca FBI'nın başında kalan Edgar Hoover'a benzetti. Atasagun, bu benzetmeyi çok çirkin bulduğunu açıklayacaktı. Zira bir eşcinsel olduğu bilinen Hoover çapkınlık yapan politikacılara şantaj yaparak görevde kalmıştı. Atasagun, şimdi emekliliğinde zamanının büyük bölümünü, hakkındaki iddialara cevap vermeksizin, sakin bir sahil kasabasında geçiriyor.
Türki cumhuriyetlerin başkentlerini bilmiyorduk
Emre Taner'in çalışma arkadaşı Ertuğrul Güven MİT'çilerin bazı konularda cahil olduğunu itiraf ediyor: Nasıl olsa ABD'den istihbarat geliyor diye bakıyorduk..
* Teoman Koman MİT Müsteşarlığı için sizi önerince Özal ne cevap vermiş?
Teoman Koman, beni ve Emre'yi önerirken "Bunların ikisi de tabandan gelme, ikisinden biri müsteşar olursa iyi olur" demiş. Bana sonradan Özal'ın sağ kolu olan Halil Şıvgın söyledi. "Senin ismin ön plana çıkmıştı ama Demirel niyeyse istemedi" dedi.
* Bakü'ye neden gönderildiniz?
Sürgündü tabii. Sönmez Köksal geldikten sonra reorganizasyona ihtiyaç olduğunu söyledik. Bölge başkanlarının bulunduğu bir toplantı yapmıştık, teşkilatın bant kayıtlarında vardır. Ben iç güvenlik istihbaratı ile dış istihbaratın ayrılması gerektiğini söyledim.
* Çoğu istihbaratçı bunun Türkiye şartlarına uygun olmadığını ileri sürüyor ama...
Bence denenmeli. Biz MİT olarak "İstihbarat yapsak ne olur yapmasak ne olur" havasındaydık. Amerika'dan istihbarat geliyor diye bakıyorduk. Hatta Türki Cumhuriyetlerin baş şehri neresi onu bile bilmezdik. Bu konularda hakikaten cahildik, bilgisizdik. Politika geliştiremedik, açıkçası ihtiyaç da duymadık. Şimdi iç güvenlik ve dış istihbarat ayrılırsa daha verimli oluruz diye düşünüyorum.
* MİT'e dışarıdan birinin müsteşar olarak atanması içerde çok tepki çekmiş. Tepki gösterenlerin başında da siz geliyormuşsunuz. O zamanki üst yönetim neden Köksal'ı kabullenmek istemedi?
Maalesef Köksal döneminde hizipler ortaya çıktı. "4 E" operasyonu ile uzaklaştırıldık. Bir gün bir sarı zarf geldi. Sarı zarf bizde atama demektir. Ben anladım tabii. Emre Taner Kıbrıs'a gönderildi, Ertan Ömerbeyoğlu Almanya'ya, ben Bakü'ye ve Erkan Ersil de Özbekistan'a gönderildi. Azerbaycan'da darbeyi haber vererek Türkiye'nin itibarını kurtardık. Demirel bizim telefonumuz üzerine aradı Aliyev'i. Azerbaycan'da Başbakan Çiller'in eşi Özer Çiller'in ticari faaliyetleri vardı. Aliyev'in devrilmesini istiyorlardı.
* Emre Taner'in Kürt sorunu konusundaki uzmanlığı nereden geliyor?
Emre Taner'in Kürt sorunu hakkındaki uzmanlığı sorgulardan elde ettiği bilgileri fersah fersah aşar. Bu konuda çok kitap okuduğunu biliyorum. Ben de sol örgütlere bakıyordum. Karl Marx Üniversitesi'nde okuyan bir öğrencinin okuduğu kadar kitap okuduğumu söyleyebilirim. Kürt sorunu konusunda da en iyi uzman Emre'dir.
Sabah
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol