Sinema Sanatçısı İlyas İlbey: “İnsandan Daha Vahşi Bir Canlı Yoktur”

Sinema Sanatçısı İlyas İlbey: “İnsandan Daha Vahşi Bir Canlı Yoktur”

Çekimleri Kastamonu’da yapılan ‘Manda Yuvası’ filminin yönetmeni ünlü sinema sanatçısı İlyas İlbey, insandan daha vahşi bir canlı olmadığını söyleyerek, “Ayıların bir dişi ayıya tecavüz edip katlettiğ...

Çekimleri Kastamonu’da yapılan ‘Manda Yuvası’ filminin yönetmeni ünlü sinema sanatçısı İlyas İlbey, insandan daha vahşi bir canlı olmadığını söyleyerek, “Ayıların bir dişi ayıya tecavüz edip katlettiğini gördünüz mü? Bunlar, hep insana mahsus şeyler” dedi.

“İnce İnce Yasemince” adlı televizyon programında ‘İtilmiş ile Kakılmış’ karakterlerini canlandıran İlyas İlbey ile Yasemin Yalçın, kendi yazıp yönettikleri ‘Manda Yuvası’ adlı sinema filmiyle yeniden gündeme geldi. Yasemin Yalçın’ın yapımcılığını üstlenip küçük bir rol aldığı Manda Yuvası, HES’in oluşturduğu doğa ve çevre sorununu komedi şeklinde seyirciye sunuyor. 27 Şubat’ta İstanbul’da yapılan galanın ardından vizyona giren komedi filminde İlyas İlbey’e, Seray Sever, Eylem Şenkal, Kemal Kocatürk, Yasemin Yalçın ve Kadir Çöpdemir eşlik ediyor. Filmde ayrıca, İlbey ailesinin akrabaları ve köylü vatandaşlar da yer alıyor.

Çekimleri, Kastamonu’nun Araç ilçesi Çaykaşı köyünde yapılan filmin mini galası, Barutçuoğlu Alışveriş Merkezi’nde gerçekleştirildi. Vatandaşların büyük ilgi gösterdiği Manda Yuvası filminde, adeta izdiham yaşandı.

Filmin başrol oyuncusu, aynı zamanda yönetmenliğini üstlenen ünlü sanatçı İlyas İlbey, vatandaşlarla bir süre sohbet ettikten sonra, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İlyas İlbey, Kastamonu ile özdeşleşen “Daş Düşebülü, Ayı Çıkabülü” levhasını niçin filme koyduklarını anlatarak, “Levhanın filmde bir işlevi yok. Fakat bu levhayı filmde göstererek Türkiye’nin gündemine düşürmek istedim. Bu sayede levhanın yanlış bilinen yönlerini anlatmak istedim. Filmimize de bu yüzden koyduk” dedi.

Kastamonu’da son zamanda yiyecek bulmak için mezarlıklara giderek ceset çıkartıp yiyen ayıların hatırlatıldığı İlyas İlbey, “Biz, filmimizde ayı konusunu işlemedik. Laflarda geçiyor ama lafları buraya getirmek istiyorlar. Cenabı Allah’ın yarattığı en vahşi havan, en vahşi yaratık insanoğludur. İnsandan daha vahşi bir canlı yoktur. Bu yüzden ayıya, ’sen insan mısın’ deyince ayı alınsın ama insana ’sen ayı mısın’ dersen insan fazla alınmasın bence. Çünkü en vahşisi biziz zaten. Hiç ayılar arasında savaş gördünüz mü, ayılar arası bir katliam gördünüz mü, ya da ayıların bir dişi ayıya tecavüz edip katlettiğini gördünüz mü? Bunlar, hep insana mahsus şeyler. Birde baktığımız zaman ayı, öyle utanılacak bir hayvan değil. Ayı, Almanya’da Berlin’in simgesidir, Rusya’nın sembolüdür, Kanada’nın sembolüdür. Dünya borsasına baktığımız zaman boğalar ve ayılar var. Berlin Film Festivali’ne baktığımız zaman ‘Altın Ayı’ ödülü veriliyor. Bunda utanılacak bir şey yok” diye konuştu.

Görevinin, filmi yapıp ulusal mecraya çıkartılmasını sağlamak olduğuna dikkat çeken İlbey, “Bunun ötesinde film nasıl iş yapar, kim ne kadar izler, kimler eleştirir bunlar bizi ilgilendirmez. Bize yönelik bir eleştiri olursa, cevap vermeye çalışırız. Övgüler kendilerine kalır ama eleştirileri cevaplamaya çalışırız. Bu film, bir kültür mirasıdır, benim şeref madalyamdır. Memleketimizin tanıtımı için bu filmi yapmışızdır. Bizler yok olup gideriz ama bu film, 300 yıl sonra bir yerlerden çıkar” şeklinde konuştu.

Manda Yuvası’nda kullanılan dil ile ilgili bilgiler de veren İlyas İlbey, şöyle konuştu: “Özellikle filmde kullandığımız dil, maalesef her geçen gün unutuluyor. Bu film, Araç’ın bir köyünde çekiliyor. Ama Kastamonu’nun merkezinde bu dil, unutuldu gitti. Dil de bir kültür mirasıdır. Fakat 30 yıl sonra bu dil, memleketimizde kalmayacak. Çünkü ne yapıyoruz, Araç’tan Kastamonu’ya geldiğimizde dilimizi değiştiriyoruz veya başka bir ile gittiğimizde dilimizi yine değiştiriyoruz. Benim ticari bir beklentim yok. Ama Kastamonu’yu tanıtır ve bu şehrin filmidir. Ülke genelinde Kastamonulu hemşehrilerimiz sahip çıkarsa çıkar, çıkmazlarsa benim pek de umurumda değil. Memleketimize görevimizi yaptık sayarız. Türkiye’de kullanılan ağızlar içerisinde Kastamonu ağzı, Oğuz Türkçesine en yakın ağızdır.”

Başkentte Kastamonu Günleri etkinliğinde kendisine verilmek istenilen teşekkür plaketinin programdan çıkartılmasına da değinen İlyas İlbey, şunları söyledi: “Ben, Kastamonuluyum. Burada doğdum, burada ölürüm. Bana, Kastamonulu İlyas İlbey derler. Sayın Valim ne der ben bilmem. Başkentte Kastamonu Günleri’nde bir plaket mevzusu oldu, plaketin yerine biz, doğanın teşekkürünü yeğleriz. Bir işadamı vardır, memleketine gelir okul yaptırır, köyüne gider bir çeşme yaptırır, benim işim de bu, ben de memleketime bir kültür mirası bırakmak istedim. Bundan 300 yıl sonra bizlerin hiçbiri burada olmayacak ama bu film, Kültür Bakanlığı’nın ve Türkiye Türk sinema tarihinin arşivinde yer alacak.”

Filmde kısa bir rol alan Türkiye Muhtarlar Derneği Genel Merkezi Teşkilatlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Ilgaz ise, “Filmde geçen şelale bölümü, bizler için çok önemliydi. Şu anda şelale bölümü, film sayesinde sit alanına girdi. Şelale dağılacaktı, film sayesinde bunu dağılmaktan kurtardık ve sit alanına girmesini sağladık. Bunu da başarmış olduk” ifadelerini kullandı.

İlyas İlbey’in memleketi olan Kastamonu ve köylerinde çekilen Manda Yuvası, köyde yapılan HES (Hidroelektrik Santrali) tehdidi ile yüzleştiren, köylülerin zor koşullardaki yaşamını konu ediniyor.

Manda Yuvası filmi, Kastamonu’da da Barutçuoğlu Alışveriş Merkezi’nde izlenebiliyor.