AYM'den ''dine göre yaşama'' kararı

AYM'den ''dine göre yaşama'' kararı

Anayasa Mahkemesi din ve inanç özgürlüğüne ve bu inançlara göre yaşam hakkına destek veren önemli bir karara imza attı.

Anayasa Mahkemesi (AYM), din ve inanç özgürlüğüne ve bu inançlara göre yaşam hakkına destek veren önemli bir karara imza atarken, devleti bu temel hak ve özgürlüğü keyfi sınırladığı gerekçesiyle tazminata mahkum etti. Bir kadının dini inanç gereği giydiği ve vücudu tamamen örten pardösüsünün çıkartılmaya zorlanmasının din ve inanç özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmeden AYM, “din vicdan özgürlüğü demokratik devletin vazgeçilmez unsuru, kamu düzeninin temeli olan demokrasinin en önemli ilkesidir” uyarısı yaptı.

DİN İNANÇ ve YAŞAM TARZI

AYM, din ve vicdan özgürlüğü ile bu inançları açığa vurma-buna uygun yaşam tarzına saygı konusunda çarpıcı bir karar aldı. Karar; 2013 yılında vücudunu tamamen örten pardösü ile gittiği Bakırköy adliyesi girişinde güvenlik araması gerekçesiyle pardösünü çıkarması istenen, ancak dini inanç gereği bunu reddettiği için adliyeye alınmayan Esra Nur Özbey’in başlattığı hukuk mücadelesinde alındı. Özbey, tartıştığı kendisine buna zorlayan görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu, ancak savcılık bunu mesele yapmadı ve hızla takipsizlik kararı verdi., Özbey, bunun üzerine din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiği şikayetiyle AYM’ye bireysel başvuru yaptı.

KEYFİ ARAMAYA FREN:

AYM, bu başvuruyu kabul etti ve ihlal kararıyla sonuçlandırdı, bu nedenle devlete de fatura çıkardı. AYM, bu bağlayıcı kararıyla, iç güvenlik paketi başta AKP’nin son dönem çıkardığı OHAL kanunlarında yer verilen keyfi üst araması yetkisini de kısmen frenlemiş oldu. Kişilerin ve üstlerinin güvenlik gerekçesiyle nasıl aranacağı konusunda yönetmelik bulunduğuna dikkat çeken ve buna uyulmasını isteyen AYM, kişilerin üzerindeki giysiler çıkarılmadan da güvenlik kontrolü yapılabileceğine işaret etti. Sonuçta dini inanç gereği giyilen giysilerin güvenlik kontrolü gerekçesiyle de olsa çıkarılmaya zorlanmasını, Anayasa 24.maddesindeki din ve inanç özgürlüğü hakkına, bu inançların açığa vurma hakkına orantısız müdahale kabul eden AYM, Özbey’e ihlal nedeniyle 3 bin lira manevi tazminat ödenmesine de hükmetti. AYM, din vicdan özgürlüğünün demokrasinin en temel ilkesi olduğunu vurgu yaptığı ihlal kararında şu gerekçeleri kullandı.

HAYAT TARZI ÇOK MÜHİM:

Demokratik çoğulcu laiklik anlaşımının kabul edildiği toplumlarda düşünce ve hayat tarzları birbiriyle çatışan insanların barışıl bir aradalığını ve toplumda her türlü inancın kendisini ifade edebileceği çoğulcu ortamı sağlama olanağı vardır,.

DİNSEL DUYGULARA SAYGI:

Bu olanak din ve vicdan özgülüğünün ‘inananların dinsel duygularına saygı gösterilmesi hakkını’ doğurmaktadır. Kadınların İslam dininin gereği olduğu inancıyla vücutlarını örtecek şekilde giyinmeleri, Anayasa’nın 24. maddesinin olağan anlamının kapsamında değerlendirilebilecek bir konudur.

GÜVENLİKLE NE İLGİSİ VAR:

İdare ve yargı mercilerince dini inancı gereği vücudunu tamamen örtecek şekilde pardösü giyen başvurucunun pardösüsünün çıkartmaması ile güvenliği nasıl bozacağı tam açıklanmamış, Başvurucunun anayasa 24.maddede güvence altına alınan din ve vicdan özgürlüğüne yapılan müdahalenin kamu düzeni veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak için demokratik toplumda gerekliliği için ilgili ve yeterli gerekçe gösterilememiştir…

HAKKIN ÖZÜNE DOKUNAMAZSIN:

Demokratik bir toplumda çatışan menfaatlerin olduğu durumlarda menfaatlerden birini korumak için diğerine özünü zedeleyecek müdahaleler, bir çözüm yolu olarak kabul edilemez. Demokratik bir toplumda daima hakları korumayı esas alan yaklaşımlar benimsenmeli, bir hakkın kullanılmasından dolayı ortaya çıkabilecek sorunlar barışçıl kullanımı sağlayacak tedbirler ile çözülmelidir.

DEMOKRASİNİN EN TEMEL İLKESİ:

Dinin hem bir dine bağlı olan bireyler tarafından hayatı anlama ve anlamlandırmada başvurdukları temel kaynaklardan biri olması ve hem de toplumsal yaşamın şekillenmesinde önemli bir işlev görmesi nedeniyle din ve vicdan özgürlüğü demokratik toplumun temellerinden biridir. Din ve vicdan özgürlüğü ancak çoğulculuk ve tarafsızlık ile temellendirilen demokrasilerde korunabilir. Din-vicdan özgürlüğü, demokratik devletin vazgeçilmez unsuru, kamu düzeninin temeli olan demokrasinin de en temel ilkesidir.

LAİK DEVLETİN DE GÖREVİ BUDUR:

Farklı dini inançlara sahip olanlar ya da herhangi inanca sahip olmayanlar laik devletin koruması altındadır. Devlet din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşebileceği ortamı hazırlamak için gerekli önlemleri almak zorundadır. Bu anlamda laiklik devlete negatif ve pozitif yükümlülükler yüklemektedir Başvurucunun kıyafetini çıkarmaya zorlanması ve başvurucunun kıyafetini çıkarmaktan kaçınması ile onun dini inançlar arasında doğrudan bağ vardır. Bu sebeple başvurucunun din ve vicdan özgürlüğüne müdahale edildiğini kabul etmek gerekir

POLİS DEĞİL, İSLAM DİNİ ESAS:

Bir davranışın bir dinin veya inancın gereği olup olmadığına söz konusu din veya inancın mensuplarınca karar verilebilir ve dolayısıyla başvurucunun pardösü giymesinin ve güvenlik kontrolünde çıkartmayı reddetmesinin İslam dini bakımından yerine getirilmesi gerekli bir uygulama olduğuna ilişkin düşüncesinin esas alınması gerekir.

HOŞGÖRÜ ÖRSELENİR:

Belirli bir dinsel uygulama davranışını, başkalarını korumak adına ölçüsüz sınırlandırmak veya yasaklamak çoğulculuğu ve hoş görüyü örselemek anlamına gelir. Başvurucunun din ve vicdan özgürlüğüne yapılan müdahalenin kamu düzenini veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak için demokratik toplum düzeninde gerekli olmadığı için Anayasa’nın 24. maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir”