Dikili'de mültecilere tepki de var, hoşgörü de...

Dikili'de mültecilere tepki de var, hoşgörü de...

Suriyeli göçmenlerin geri kabul merkezi haline gelen İzmir'in Dikili ilçesinde iki farklı tepki var.

İzmir'in Dikili ilçesinin, AB-Türkiye göçmen anlaşması sonrasında Suriyeli göçmenlerin geri kabul merkezlerinden biri haline gelmesi, ilçe sakinlerinde farklı tepkilere neden oldu.

İlçede yaşayanların bir bölümü "Mülteci kampı istemiyoruz" diyor, bir diğer bölümü ise göçmenleri uluslararası hukuk çerçevesinde insani bir şekilde karşılamaktan yana.

Sahil kenarında sabah kahvaltısı yapanlardan esnafa, balıkçılardan seyyar satıcılara kadar herkes, "Mültecilerin gelmesi bizi nasıl etkileyecek?" sorusuna yanıt arıyor.

160404154919_eu_mgrant_624x351_ap_nocredit.jpg

"MÜLTECİ KAMPINA HAYIR"

Haftasonunda Dikili'de düzenlenen mülteci kampı karşıtı gösterinin pankartlarını ilçede görmek mümkün.

Kendi aralarında konuşan balıkçılardan biri, "Öleceksen kendi memleketinde öleceksin, kadınlara ve çocuklara bir şey demiyorum ama bir görsen, hepsi 20'li yaşlarında" diye tepki gösteriyor.

fft16_mf6831605.jpeg

İlçe meydanında Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun'a bir kaç soru sormaya yeltenen gazetecilerden önce davranan bir ilçe sakini kadın, nefes almadan söyleyeceğini söylüyor ve ayrılıyor:

"Ne verdiniz şimdi bunlara? Elimde olsa hepsini şu an silahla tararım."

Bir esnaf en çok, mültecilerin kalıp kalmayacaklarını merak ediyor:

"Dikili'ye adım atacaklar mı yoksa direkt gönderilecekler mi başka yerlere" diye soruyor gazetecilere.

"HOŞGELDİNİZ" PANKARTLARI

Dikili'de göçmenleri hoş karşıyanlar da var.

Göçmenleri karşılamak için limanda toplanan Halkların Köprüsü Derneği üyelerinden İdil Gökber, 'Hoşgeldiniz' pankartını elinden bırakmadan bekleyişlerinin nedenini şöyle açıklıyor:

"Mültecilere, burası sizin de ülkeniz, hoş geldiniz demek için buradayız. Halep çok düzenli ve çok güzel bir şehirdi ama bu hale geldi. Ortadoğu'da hangi ülkede ne olacağı hiçbir zaman belli olmuyor. Burası maalesef bir savaş coğrafyası ve biz de mülteci olabiliriz."

Dikili'de bir grup, göçmenleri istemediklerini göstermek için hafta sonu protesto gösterisi düzenlemişti.

Gökber, protestocuların tavrını 'düşüncesiz, akılsız ve insanlık dışı' buluyor ve "Tepki gösterilmesi gereken mülteciler değil AB ve Türkiye hükümeti" diyor.

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu'ndan Ümran Sayman da, göçmenleri karşılamak için bekleyenlerden.

12 Eylül darbesinden sonra siyasi mülteci olarak Almanya'ya gitmek zorunda kalan Sayman, Suriyeli göçmenlerin bugün yaşadıklarını çok iyi anladığını söylüyor:

"Ben insanların yaşam hakkını savunuyorum. Avrupa ile yapılan bu alışverişi de insan ticareti olarak görüyorum. Ve bizim onlara hoş geldiniz dememiz gerekiyordu bugün Dikili olarak. Bu yüzden benim için 2 Nisan, mültecileri istemiyoruz diye bağrışıldığı için Dikili'nin kara günü. Gerçekten insanlık adına utanılacak bir gün."

Sahilin diğer ucunda Afgan ve Bangladeşli göçmenler

Dikili sahilinin bir ucundaki limanda Yunanistan'dan Türkiye'ye geri gönderilen göçmenler beklenirken, sahilin diğer ucunda ise Yunanistan'a gitmek isterken yakalanmış ve Dikili Sahil Güvenlik ekiplerince kıyıya getirilmiş Afgan ve Bangladeşli mülteciler bekliyor.

Midilli adasından Türkiye'ye geri gönderilen Suriyeli göçmenlere erişmemiz ne kadar imkânsızsa, diğerleriyle görüşmemiz de o denli zor.

Sahil güvenlik ekipleri göçmenlere yaklaştırmıyor gazetecileri.

Sahildeki çadır, bu göçmenler için devamlı bir bekleme alanı olarak kullanılıyor.

Göçmenler ilk kayda burada alındıktan sonra, Dikili Belediyesi'nin tahsis ettiği araçlarla Dikili Kapalı Spor Salonu'na götürülüyor ve orada ikinci kez kayda alınıp İzmir Göç İdaresi'ne gönderiliyorlar.

Onlar için tahsis edilen araçlarda yaklaşık 6 aydır görev yapan otobüs şoförü, her hafta mutlaka bu çadırda diğer tesise aktarılmak için bekleyen göçmenler olduğunu söylüyor.

Bir defasında Türkçe konuşabilen bir göçmenin, "Karşıya geçene kadar kaçmaya devam edeceğiz" dediğini aktarıyor.