Akşener: ''Kasımpaşalı Erdoğan değil, Beştepeli bay kriz''

Güncelleme:

İYİ Parti lideri Akşener, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Bir şiir okudu diye tutuklanan Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan anlardı. Ama Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan gitti artık yok. Bugün artık karşımızda Beştepeli Bay kriz var" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Akşener şunları söyledi:

“Her 18 Mayıs gecesinde sabahı heyecanla, umutla bekleyen yüreklere, yarın doğacak kurtuluş güneşini hasretle bekleyenlere selam olsun. Bugün bizleri Yüce Meclis’imizin çatısı altında bir araya getiren o ilk adıma, o kutlu iradeye ve şanlı mücadeleye şükürler olsun. Bizler bırakın anmayı, Atatürk’ün isminden bile rahatsız olanlara inat, onu anmaya devam edeceğiz.

Bizler, Cumhuriyet Bayramı haftasında terörist rahatsız olmasın diye Atatürk resmini ve Türk bayrağını kaldırtanlara inat onun mirasını yaşatmaya devam edeceğiz. Bizler 19 Mayıs haftasında Atatürk Havalimanı’na dozerleri sürenlere inat onun Türkiye için ortaya koyduğu o büyük vizyonu hayata geçirmek için durmadan çalışmaya devam edeceğiz. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun ”

“MEMLEKETİN DÖRT BİR YANI KAN AĞLIYOR”

“İktidarın kendi beceriksizliğini gizlemek için suni olarak oluşturmaya çalıştığı kutuplaştırmaya, baskıya, korkuya dayalı bir siyasi iklimle, çok çirkin bir dille mücadele ediyoruz. Memleketin dört bir yanı kan ağlarken sarayda sefa süren utanmazlarla, hak yiyen yandaşlarla, liyakatsiz atamalarla, akıl dışı kararlarla, nobran, kaba tavırlarla karşılaşıyoruz. ‘Özgür olmak istiyorum’ diyenin terörist, ‘Geçinemiyorum’ diyenin şükürsüz ilan edildiği yaftacı bir propagandaya maruz kalıyoruz. Memleketimizin çilesi bitmesin diye uğraşan milletinden tamamen kopmuş bir iktidarla karşı karşıyayız.

Nitekim artık geldiğimiz noktada elini attığı her şeyden yeni bir kriz çıkartan, milletimize vereceği hiçbir şey kalmayan bay kriz ve arkadaşlarının tutunacak tek bir dalları kaldı o da duygularımız. Biliyorsunuz, uzun bir zamandır geçmiş kavgaları körükleyerek en kıymetlilerimize saldırarak, kinden, düşmanlıktan ve öfkeden beslenerek, devletimizin imkanlarını da kendi çıkarlarına kullanarak iktidarda tutunmaya çalışıyorlar. Sandıktaki kaçınılmaz sondan kaçmaya çalışıyorlar. Türk siyasetini içine saplandığı bu kayıkçı kavgasından çıkarmak için, seçmeni yeniden veli nimet yapmaya karar verdik.

AK Parti iktidarı bizden sadece paramızı, hakkımızı, kaynaklarımızı çalmadı. Aynı zamanda mutluluğumuzu, umudumuzu ve hayallerimizi de çaldı. Anadolu artık o eski Anadolu değil. Tanımadığı yüzlere bile gülümseyen, dükkanını umutla açan o Anadolu yok artık. Çünkü artık hiç kimse gülümsemek için sebep bulamıyor. Çünkü artık insanımız güne nasıl başladığını değil, nasıl bitireceğini düşünüyor.”

“Gençler, AK Parti iktidarının ülkemizi içine soktuğu bu sarmaldan en çok da siz etkileniyorsunuz. Önünüzdeki fırsatlarla dolu koskoca bir ömrün heyecanını hissetmeniz gerekirken her birinizin yüzünde derin bir hüzün görüyorum.

Mahkum edildiğiniz bu hazin tablo yetmiyormuş gibi gençliğini hakkıyla yaşayamamış adamların boş nasihatlerine, üst perdelerden ayarlarına ve buyurgan tavırlarına maruz kalıyorsunuz. Hayat tarzınıza, bakış açınıza, kimi zaman gururunuza hatta telefonunuza kadar uzanan kirli bir el ile mücadele ediyorsunuz.

Asla kimsesiz, sahipsiz, talihsiz değilsiniz. Onlar sizi şımarık ilan etmek istiyor. Oysa siz sadece emeğinizin karşılığını almak istiyorsunuz. Onlar sizi ülkeden kaçmakla suçluyor hatta hain ilan ediyor oysa siz ülkenizden koparılmış hissediyorsunuz biz biliyoruz. Öfkelerinizi, endişelerinizi, hayal kırıklıklarını emin olun anlıyoruz.

Siz sadece kendiniz ya da aileniz için değil göz göre göre ranta kurban edilen doğamız içinde, açlığa, şiddete maruz kalan hayvanlarımız için de dertleniyorsunuz. Yandaşlara peşkeş çekilen topraklarımız içinde, har vurup harman savrulan kaynaklarımız içinde üzülüyor, dertleniyorsunuz.”

“KASIMPAŞALI ERDOĞAN YOK, BEŞTEPELİ BAY KRİZ VAR”

“Sayın Erdoğan, bu çocuklar sadece hak ettiklerini istiyor, bu çocuklar razı, ikna olmayı değil sadece mutlu olmayı istiyorlar. Cebinde beş kuruş olmadan utana, sıkıla ailesinin eline bakmayı değil, yaptıkları işin değerini görmek istiyorlar. Ama sen koca kibrinle bu istekleri artık anlayamazsın sayın Erdoğan.

Bu istekleri Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan anlardı çünkü gece aç uyumanın, yokluğun, yoksulluğun ne demek olduğunu saray sefasına kapılan sayın Erdoğan bilmez. Bir yüzükle yola çıkan Kasımpaşalı Erdoğan bilirdi. Bir tweet yüzünden tutuklanan gençlerimizin hislerini, yargıya emirler yağdıran Sayın Erdoğan anlamaz. Bir şiir okudu diye tutuklanan Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan anlardı.

Ama Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan gitti artık yok. Bugün artık karşımızda Beştepeli Bay kriz var. Bay krizin rant bürümüş gözlerinde gençlerimizin zerre değeri yok. Ama asla unutma Sayın Erdoğan gençleri ötekileştirerek Türkiye’yi yönetemezsin. Çünkü Türk Devleti’nin kurucu ruhu işte onlarda saklı.”

“HODRİ MEYDAN”

“Sayın Erdoğan sen onlara zulmettikçe karşısında bizi bulacaksın. Senin elinde milletine karşı kullanabileceğin her türlü imkan olabilir, varsın olsun. Bizim kalbi milleti için atan koca yürekli insanlarımız var. Senin elinde vesayetini eline aldığın devlet imkanları olabilir. Bizim de vesayetin karşısında dimdik duracak çelikten irademiz var.

Senin elinde besleme medyan, trollerin, yandaşların olabilir varsın olsun bizim arkamızda bu büyük milletin hayır duası var. Hodri meydan. Elinden geleni arkana koyma. Zalimin zulmü varsa Türk gencinin arkasında İYİ Parti var. İlk seçimde çekip gidecek bu yoz iktidarın arkasında bu büyük millet hak ettiği huzuru ve refahı ivedilikle bulacak. Birlikte çalışacak, birlikte üreteceğiz. Bu enkazı hep birlikte kaldıracağız.”

“KENDİLERİNİ ATATÜRKLE YARIŞTIRMANIN PEŞİNE DÜŞTÜLER”

“Kendilerini Atatürk’le yarıştırmanın peşine düştüler. Sattıkları fabrikanın, yıktıkları pistin bu milletin varlıkları olduğunu bir türlü kavrayamadılar. Türkiye Cumhuriyeti’ni fethedilmesi gereken bir yer olarak gördükçe, bu ülkenin kendi ülkeleri olduğunu unuttular. Unutmayacaksanız. Ey Türk gençliği onlar unuttular ama sen hatırlayacaksın. Türkiye Cumhuriyeti’nin, esas sahibi ve bekçisi, Türk demokrasisinin mirasçısı, Türk bağımsızlığının kalesi Türk gençliği, sen hatırlayacaksın

Milletini yok saymak isteyenlere, ‘Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet’ diye haykıran atalarını hatırlayacaksın. Dört bir yandan kuşatılan, doyulmaz bir iştahla kuşatılan, uçurumun kenarındaki yıkılmış Anadolu’dan çıkan, ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ parolanı hatırlayacaksın. Tam 25 yaşında Bekir Ağa Zindanında yatan, 28 yaşında harekat ordusuna katılan, 33 yaşında Çanakkale’de destan yazan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlayacaksın. Samsun’da atılan o ilk adımı hatırlayacaksın.

Seni ‘geleceğimiz’ diyerek meçhule mahkum etmeye çalışanlara inat bugünün tarihini yazmak için 1919 ruhunu hatırlayacaksın. Çünkü 1919 ruhu umudun, azmin, inancın ruhudur. Bağımsızlığın, hürriyetin ruhudur. İşte bu yüzden önünüze çıkarılan tüm engellere karşı dimdik durabilmek için, 1919 ruhunu yaşayacak ve yaşatacaksınız.”

“İŞGALCİLERİN ADI DEĞİŞMİŞ, İŞGAL PLANI DEĞİŞMEMİŞTİR”

“Bugün yine çok kritik bir dönemeçteyiz. 19 Mayıs 1919’un üstünden geçen bir asrın ardından işgalcilerin adı değişmiş, işgal planı değişmemiştir. Yunanlı gitmiş yerine ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyenler gelmiştir. İngiliz işbirlikçiler gitmiş yerine yerli ve yabancı yandaşlar gelmiştir. Milletin hazinesine uzanan kirli eller gitmemiştir. Damat Feritler gitmiş ama damatların sebep olduğu yıkım değişmemiştir. Kapitülasyonlar sonlanmış ama Türk vatandaşlığını pazarlayanlar türemiştir.

Dün olduğu gibi bugünde vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlike altındadır. Kurumlarımız yıpratılıp, içleri boşaltılırken, devletimizin itibarı, hafızası, ciddiyeti her gün yok edilirken dün olduğu gibi bugünde iktidar sorumluluğunu yerine getirememektedir. Hürriyeti elinden alınmış, tüm hakları teker teker gasp edilmiş olsa da dün olduğu gibi bugünde milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. İşte bu yüzden bugün size çok ihtiyacımız var. Millet için, memleket için yeniden bir araya gelmeye hep beraber yürümeye ihtiyacımız var. 1919 ruhunu yeniden diriltmeye ihtiyacımız var.”

“ANT İÇER MİSİNİZ?”

“Sizler, Türk Milleti'nin yegane umudu olarak, bugün buradan başlayarak, 1919 ruhunu, bizimle birlikte yeniden diriltmeye, ant içer misiniz? Kayıtsız ve şartsız, tam bağımsızlık ülküsü için, yakılan kutlu ateşimizi, yeniden harlamaya ant içer misiniz? Sizi yok sayanlara, görmezden gelenlere, susturmak isteyenlere Cumhuriyetimizin esas sahibi ve bekçisi olduğunuzu, en güçlü sesinizle duyurmaya ant içer misiniz?

Bir mazlum için, bin zalime karşı durmaya, devletimizin malına, milletimizin hakkına emanetçi olmaya, ant içer misiniz? ‘Yapamazsın, başaramazsın, Silivri'ye atılırsın' diyenlere inat, korkusuzca, dimdik durmaya, aklın, bilimin ve tarihin ışığında başarmaya, Türk devletini yeniden, layık olduğu Muasır Medeniyetler seviyesine çıkartmaya, ant içer misiniz? Milletimizin egemenliğine, Cumhuriyetimizin değerlerine, atamızın mirasına, sahip çıkmaya, ant içer misiniz?

Ülkemizin üzerindeki tüm kara bulutlara rağmen 1919'un 19 Mayıs'ında, Samsun'da doğan güneşin aydınlattığı, o ilk adımı, bizimle birlikte yeniden atmaya, ant içer misiniz? Allah her birinizden razı olsun. İyi ki varsınız. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun! Ne Mutlu Türküm diyene!”