Başbakan Yıldırım açıkladı; işte ABD'nin kabul etmediği o teklif

Güncelleme:

ABD ile yaşanan vize krizi ile ilgili konuşan Başbakan Yıldırım "Türkiye bir hukuk devleti. Beyefendilerden izin mi alacağız, onların icazetini mi alacağız?" deyip, ABD Başkonsolosluğu'nun kabul etmediği teklifi de açıkladı.

AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. ABD ile yaşanan vize kirizi ile ilgili sert sözler söyleyen Yıldırım, "FETÖ soruşturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kişiler hakkında hukuki süreç başlatmışız. Ne olmuş? Türkiye bir hukuk devleti. Beyefendilerden izin mi alacağız, onların icazetini mi alacağız?" diye konuştu. İdlib operasyonu ve IKBY referandumu ile ilgili de konuşan Yıldırım'ın konuşmasının satır başları şöyle: Geçtiğimiz hafta sonu Afyon'da geleneksel istişare ve değerlendirme toplantılarımızın 26.'sını gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanımızın riyasetinde değişim ve yenilenme meşalesini hep birlikte Afyon'dan yaktık. Bu değişim Ak Parti için bir yönü ile tekrar aslına dönüştür. 

2019 seçimlerine giderken yol haritamızı, hedeflerimizi ayrıntıları ile değerlendirdik. Ülke meseleleri hakkında da parti politikamıza katkı veren arkadaşlarımız görüşlerini ifade etme fırsatı buldular. Bakanlarımız, zatım bu konularda soruları cevaplandırma imkanı buldu. Bizim siyasetimizin özü vatandaşımıza hakkı ile canı gönülden hizmet etmektir. Ömür biter ama bizim Türkiye sevdamız asla bitmez. 

ABD İLE VİZE KRİZİ 

Hafta sonu maalesef ABD, müttefiklik ilişkimizle bağdaşmayan bir karar aldı ve ülkemize vize vermeyi askıya aldığını duyurdu. Türkiye'deki ABD misyonları ve personelinin güvenliğine yönelik taahhütlerimizin sorgulanmasından dolayı esef duyuyoruz. Geniş güvenlik tedbirleri en kuvvetli şekilde devam ediyor. 

GÜVENLİK TEKLİFİMİZİ GERİ ÇEVİRDİLER

Kısa süre önce İçişleri Bakanlığımıza gelen bir yazıda ABD elçiliklerinin, misyonlarının güvenliklerinin artırılması yönünde bir talep var. Bu talebi memnuniyetle karşılayıp tedbirleri artıracağımızı büyükelçiliğe bildirdik. Elçiliğin verdiği cevap bizim güvenlik sorunumuz yok, düşüncenizden dolayı teşekkür ediyorum. Hal böyleyken vizeleri askıya alma gerekçesi çelişkidir. Bu hiç ama hiç inandırıcı bir gerekçe değildir. Türkiye kabile devleti değildir, bize yapılanın misli ile karşılığını veririz. Devletler aralarındaki sorunları konuşarak çözmek zorundadır. Ülkelerin ilişkilerini belirleyen karşılıklı menfaatleridir. Sorun bir an önce çözülmelidir.  

"ONLARIN İCAZETİNİ Mİ ALACAĞIZ?"

Bu hiç ama hiç inandırıcı bir gerekçe değildir . Kafalarının arkasındaki nedenin, gerçek nedenin ne olduğunu da söylemekte, ifşa etmekte gecikmediler. FETÖ soruşturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kişiler hakkında hukuki süreç başlatmışız. Ne olmuş? Türkiye bir hukuk devleti. Beyefendilerden izin mi alacağız, onların icazetini mi alacağız?

Resmi bankamızın genel müdür yardımcısını hapise atarken bize mi sordunuz, bizden izin mi aldınız? 15 Temmuz'un başı FETÖ'yü niye orada besliyorsunuz? Bu müttefikliğe, dostluğa sığar mı?

"DÜŞMANLARIMIZLA İŞ TUTMAK MÜTTEFİKLİKLE BAĞDAŞMAZ"

ABD yönetimi bir kez daha başını öne eğip 15 Temmuz ve sonrası yaşananları dikkatlice ele almalıdır. Neden Türkiye'de halkın yüzde 80'inden fazlası Amerika'ya sempati duymuyor? Bunu cevabını bulmak zorunda. Alçak darbe girişiminin arkasındaki güçleri artık orada muhafaza etmekten vazgeçmelidir. Eğer müttefikliğimiz devam edecekse terör örgütü PYD/YPG'ye de kol kanat germekten bir an önce vazgeçmeliler. Düşmanlarımızla iş tutmak müttefiklikle bağdaşmaz. 

Ümit ederiz ki kısa sürede her iki ülke vatandaşının mağdur olmasının önüne geçilmiş olur. Kimi cezalandırıyorsun? Bu ciddiyete yakışmaz. Bu devlet idaresine yakışmaz. Duygusal kararlarla ülke yönetilmez. Kızgınlıkla tamiri imkansız olan bu tip kararlar alınmaz. 

Son zamanda Suriye'de yaşanan gelişmelere doğru şekilde yön verebilmek için Rusya ve İran'la inisiyatif aldık. Sınırımızı güvenlik altına almak amacıyla geçen yıl, 24 Ağustos'ta Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlatmıştık. Bu harekat kapsamında güney sınırlarımızda 2 bin kilometrekarelik emniyetli alan tesis ettik. Halen bölgeye taşınan göçmenlerin normalleşme ve hayata tutunma çabaları devam ediyor. Bunun için de önemli altyapı işlerini yapıyor, onlara destek oluyoruz. 

İDLİB OPERASYONU

ÖSO önden intikallerini yaptılar, gerekli hazırlıklar tamamlandı. 8 Ekim itibarıyla biizm silahlı kuvvetlerimize ait askerlerimiz orada keşif faaliyetlerine başlamış durumda. bu Fırat Kalkanı'ndan sonra Suriye'de sınırlarımız ötesinde gerçekleştirilen 2. faaliyet. Amacı çok açık ve nettir. Amacımız pek çok yerde, iç içe geçmiş sivil halk ve ılımlı muhalefet ile teröristleri birbirinden ayırmaktır. Gelecek kuvvetlere hazırlık sağlamak. Türkiye görevini, Astana sürecinde garantör ülkelerce mutabakata varılan angajman kuralları çerçevesinde yürütecektir.  Cenevre'de başlatılmış olan siyasi sürecin, Suriye'nin toprak bütünlüğü korunarak kalıcı ve sürekli barışın tesisi çalışmalarına önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. 

KUZEY IRAK REFERANDUMU 

Irak halkı ve hükümeti DEAŞ ile uğraşırken bunu fırsat bilip kendi boş hayallerinin peşinde koştular. Tek taraflı girişim Irak anayasasının açık ihlalidir, hukuksuzdur. Bu gidişat onları hayıra götürmez, yol yakınken bu vahim yanlıştan dönmelerini tavsiye ederiz. Türkiye'nin Irak'taki tek muhatabı Irak merkezi yönetimidir. 

Peşmergeye vermekte olduğumuz eğitime son verdik. Erbil ve Süleymaniye'ye uçuşları durdurduk. Ülkemizin bazı illerinin kendi haritaları içinde gösterilen televizyonları uydu yayınından çıkardık. Habur Kapısı'nın civarında askeri tatbikatlara başladık. Kuzey Irak için aldığımız tedbirler kati suretle Irak'taki Kürt, Arap, Türkmen, Asuri ve Ezidi gibi unsurları hedef almamaktadır. Bizim derdimiz sorumsuzca davranan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'dir. Tedbirlerimiz bunlarla sınırlı değil, yakın zamanda yine Irak, İran ve Türkiye olarak bir araya geleceğiz, alınacak yeni tedbirleri hep beraber kararlaştıracağız. 

Seçiniz...