Kılıçdaroğlu: Geniş bir ittifakı sağlamak zorundayız

Güncelleme:

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında liderlere ittifak konusunda çağrıda bulundu.

Geniş bir ittifakın sağlanması gerektiğini belirten CHP lideri, diğer partilere "Biz her türlü özveride bulunmaya hazırız" diye seslendi. Kılıçdaroğlu, "301'i aşacağız sonra yüzde 60 ile cumhurbaşkanlığını alacağız" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de birileri varlıklarını yurt dışına çıkarıyor, affetmeyeceğim" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ise "Bilal'e (Bilal Erdoğan) Man adasında utanmadan 1 sterline şirket kurulmasını soracak heralde" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

İşte açıklamalarından satır başları:

"Dün 23 Nisan'dı. TBMM'nin açıldığı tarihti. Adı Büyük Millet Meclisi... Her kesimin temsil edildiği Meclis böyle tanımlanmıştır. Ben TBMM'nin açılış konuşmasını yaparken özellikle iktidar kanadından büyük bir rahatsızlık duyuldu. Rahatsız oldular, neden? Ben Meclis'i savunuyorum onlar tek adamı savunuyorlar. Ben her kesimin TBMM'de temsil edilmesini istiyorum. Onlar darbe yasalarının arkasına saklanarak birilerinin Meclis'e gelmesini engellemeye çalışıyorlar.

15 Temmuz darbe girişimine karşı parlamentoda mücadele veren milletvekillerine şükranlarımı sundum.  Ama 20 Temmuz'da sivil darbe yapmanın kötü olduğunu izin verenlerin kötü miras bırakacaklarını söyledim diye kızdılar. Biz 15 Temmuz darbe girişimine karşı nasıl tavır aldıysak 20 Temmuz darbe girişimine de aynı kararlılıkla karşı çıkacağız. Benim derdim Türkiye, benim derdim vatanım. Herkesin huzur içinde yaşamasını istiyorum.

24 Haziran seçimi bir parti seçimi değildir, kişisel kavga alanı değildir, kişisel koltuk arayışı seçimleri değildir. Bu seçimler, 'söz konusu vatansa gerisi teferruattır' seçimidir. Geniş bir ittifakı birlikteliği sağlamak zorundayız. Herkes parlamentoda yerini almalıdır. Devleti kirlettiler şu anda adalet yok devlette. Dönem sen ben dönemi değildir. Vatanı kurtarma, beraber hareket etme dönemidir. Bütün siyasi partilere sesleniyorum, biz her türlü özveride bulunmaya hazırız.

"YÜZDE 60 İLE ALACAĞIZ"

Demokrasi için kimler bir araya geliyorsa, birlikte hareket etmek zorundayız. Biz önce 301'i aşacağız sonra yüzde 60 ile cumhurbaşkanlığını alacağız. Haziran ayında bugün hava güzel eğlenmeye gidelim, tatile gidelim gibi bir lüksümüz yok. Ülkeyi, bayrağını seven herkes sandığa büyük bir onurla gidecek.

23 Nisan'da konuşmamdan rahatsız oldular. Grup Başkanvekilimiz cevap verdi, yukarıda oturan Bay Recep aşağıda olsam ona cevabını verirdim demiş. Zaten senin yerin yukarısı değil. Aşağı geleceksin. Neden karşıma çıkmıyorsun, kim kimin ağzının payını veriyormuş ben 80 milyona göstereyim.

Sen kumpas yapacaksın ben gözlerimi kapatacağım, yemezler. Demokrasiyi sonuna kadar savunacağız. Bütün ayarları bozuldu. Her türlü hakareti yapıyorlar. Sözümüz gönlümüz, demokrasiden yana. Kavgadan gerginlikten yana değiliz. Kumpas kurdular demokrasiye biz de açığa çıkardık. 

15 MİLLETVEKİLİ KARARI NEDEN ALINDI?

Bu kararı neden aldık? Erdal İnönü ve SDHP 1987 yılında TÜrkeş, Ecevit, Demirel ve Erbakan'ın siyasi yasaklarının kaldırılması için mücadele etti. Biz de aynı kültürden geliyoruz. Kimse siyasi yasaklı olmasın diye. Beyfendi unutmuş, 'bana muhtar olamazsın diyorlardı' vs diye... Sana o yolu kim açtı, CHP açtı. Seni sevdiği için mi yaptı? Demokrasi için yaptı. Bu nedenle 15 arkadaşımıza görev verdik, 15 arkadaşımızın da gözlerinden öpüyorum.

Gelin cumhuriyeti birlikte inşa edelim. Kişisel beklentimiz yok. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. 15 arkadaşımızı görevlendirdik, toplumda büyük bir sevinç ve beklenti oluştu. Birilerinin de benzi soldu, kıyameti kopardılar. Bizi anlayamazlar. Bizim demokrasi kültürümüzden gelmiş değiller. Demokrasi ona uygun kafa ve ruh yapısını ister sizde bu kafa yoksa ben ne yapayım."

"EKONOMİ ŞAHLANACAK DEDİLER, DOLAR ŞAHLANDI"

Kısaca ekonomiden bahsedeyim, muhtar arkadaşlarım özellikle dinlesinler. 2008 yılında 1800 gün prim ödeyen arkadaşlara 1100 lira para bağlanıyordu. Şimdi 5600 gün prim ödemiş, ona bağlanan para 960 lira. Birilerinden alacağız, birilerine vereceğiz diyorlardı ya. Vatandaştan alıyorlar. Referandumda ne diyorlardı? "Evet çıkarsa ekonomi şaha kalkacak" diyorlardı. Bugün geldiğimiz noktada gördük dolar şaha kalktı, Türk Lirası yayan kaldı. "Ekonomi şahlanacak" dediler, vatandaşın 250 gramlık ekmeği 200 grama düştü. Bugün Denizli'de bir duvar ustası intihar etmiş. Bu cumhurbaşkanlığı sürecinde bunlar gazetelerin alt köşelerinde falan kalıyorlar. İntihardan sonra bakıyorlar ceplerine, bir borç ihtarnamesi var. 43 taşındaki vatandaşımız borcunu ödeyemediği için intihar ediyor. Ben bu Recep'e nasıl sormam, sen badem sütüyle besleniyorsun bu adam borç ödeyemediği için intihar ediyor. Vallahi de bunların yatacak yerleri yok.

"O PARALARI BİLAL'E SORACAK HERHALDE"

Bu beyefendi yine açıklama yapıyor, "Türkiye'de birileri varlıklarını yurt dışına çıkarıyor, affetmeyeceğim" diyor. Ben de dedim tamam, "Çağırıyor Binali'yi, enişteyi, damadı, özel kalem müdürünü "Siz nasıl Man Adası'na 15 milyon doları nasıl gönderirsiniz dedi" dedim.  Bilal'e Man adasında utanmadan 1 sterline şirket kurulmasını soracak heralde.

Son 15 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye Türkiye'nin ödediği faiz 150 milyon dolar. İkide bir konuşuyorsun "Ey Kılıçdaroğlu" diye. Bu borcu ödeyip ödeyemediklerini de söyleyemiyorlar. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın en pahalı faiziyle yurt dışından borç alıyor. 

"MUHTARLARLA İLGİLİ KANUN TASLAĞI HAZIRLADIK"

Geliyorum muhtarlarımıza...'Muhtar başımızın tacıdır' gibi bir sürü laf söylenir ama karın doyurmuyor. Oturup anlatman lazım. Muhtarlık demokrasinin temel taşdır. İlk seçim muhtarlık seçimidir. 1933 yılında ilk kez bir kadın muhtarımız seçiliyor. Atatürk bu kadın muhtarımızı özel olarak ödüllendirdi. Cumhuriyeti demokrasiyi temsil ediyor. Bu hükümet ve önceki hükümetler muhtara gerekli değeri verdi mi? Bana sorarsanız verilmedi. Ana omurga haline nasıl getiririz? Bugün 82 değişik kanunda muhtar adı geçer. Tamamını kimse bilmez. Yapılması gereken ilk şey şu; Muhtar seçimle geliyor neden temel bir kanunu yok? 105 maddeden oluşan muhtarlık kanun taslağı hazırladık. Sizlere vereceğiz. Eksiğimiz olabilir sizden gelenleri dikkate alacağız. Yetmiyor. Niye muhtarlar için birleşik oy pusulası getirilmiyor? Bu ikinci adımımız. Üçüncü adıma geliyorum. Muhtar seçildi nerede oturacak? Muhtarlık evinin olması lazım, devlet tarafından yapılması lazım.

Köy tüzel kişilikleri yeniden inşaa edilmek zorundadır. Mahalleye döndürdüler, şehirde ne vergi ödeniyorsa köyde de aynı vergileri toplayacaklar.

Sosyal yardımlar kesinlikle muhtarlar aracılığıyla dağıtılmalıdır. Kimin fakir olup olmadığını muhtar bilir. Sencer Ayata Türkiye'de yoksulluk araştırması yapmak ister. Birisi diyor ki sen yoksulu görmek istiyorsan mahallenin muhtarına gideceksin. O sana yoksul evlerini tek tek sayar. Muhtar bir parti kimliği içinde seçime girmiyor.

Bazen Belediye Meclisi bir karar alır sizin haberiniz olmaz. O zaman ne olması lazım, mahalle ile ilgili bir karar alınacaksa o toplantıda muhar söz ve karar sahibi olmalıdır.

Muhtarlık bir kamu kurumu olarak sayılmalı ve belediyelerle ortak projeler yapabilmeli. Bunun önü açılmalı. Türkiye Muhtarlar Birliği kurulmalı.

Muhtarlığı güçlendirmeniz lazım. Bir bütçesinin olması lazım. Kamu otoritesine de hesap vermek zorundadır. Emlak vergisi toplanıyor mu toplanıyor. Bu para belediyeye gidiyor. Emlak vergisinin yüzde 1'i mi olur 2'si mi olur bir para alınarak bütçesi olmalı. Biz sizi karakolun bekçisi postanenin de nöbetçisi yapmayacağız.

Seçiniz...