MHP'den seçimler için şok iddia !

Hukukçu kimliğiyle bilinen MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız, sandıkların taşınması halinde bir kişinin dahi, “Kendi sandığımda oy kullanamadım.” şikayetinin, seçimlerin iptaline neden olacağını anlattı. Sandıkların taşınması veya birleştirilmesinin hukuken mümkün olmadığını söyleyen Balkız, “Herkesin kendi sandığında oy verme hakkının tanınmasını talep ediyoruz.” dedi.

Zaman'dan İbrahim Asalıoğlu'nun haberine göre MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hukukçu kimliğiyle bilinen Balkız, terör olaylarının yaşandığı bölgelerde sandıkların taşınmasına ilişkin tartışmaları yorumladı. Sandıkların başka bölgelere taşınması nedeniyle bir kişinin dahi yapacağı, “Ben oyumu kendi sandığımda kullanamadım.” şikâyetinin, seçimlerin iptaline yol açabileceğini söyledi. Sandık taşıma veya birleştirme uygulamasının hukuken doğru bir işlem olmadığını kaydetti. Balkız, şu ifadeleri kullandı: “Eğer bu ülkede sandıklar birleştiriliyor, seçmenler kendi tabii sandıklarından bir başka yere nakledilmek isteniyorsa seçim güvenliği de yok sayılıyor demektedir. Biz hükümetin ve YSK'nın bu anlamda aldığı kararların hukuka aykırı olduğunu iddia ediyoruz. Herkes kendi bulunduğu tabii sandığında oy verir. Herkesin kendi sandığında oy verme hakkının tanınmasını talep ediyoruz. Nihayet böyle bir uygulamada bir kişinin ‘ben kendi sandığımda oyumu kullanamadım' şeklindeki şikayeti dâhil seçimlerin iptalinin tabii sebebidir. Nitekim bu anlamda YSK kararları vardır. Aynı zamanda Anayasa Mahkemesi hak ihlali kabul edecektir böyle bir davranışı.”

HÂKİM VE SAVCILARI UYARDI: VALİLERİN BAŞINA GELEN SİZİN BAŞINIZA DA GELEBİLİR

Zeynel Balkız, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile eski İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, çözüm sürecinde PKK'nın güçlenmesine ilişkin tartışmalar üzerine valileri suçlamasına da değindi. İktidarın, her zaman işlenen suçları vali ve bürokratların üzerine atabildiğini anlattı. Hâkim ve savcıları uyaran Balkız, “Bürokratlar için geçerli olan durum hâkim ve savcılar açısından da geçerlidir. Bugün HSYK kararları, gerek tutuklamalar gerekse sulh ceza hakimliklerinin kararları elbette bunların hepsi gözden geçirilecek. Hukuksuz işlem yapan hakim ve savcılar da bunların hesaplarını elbette vereceklerdir. Birtakım hâkim savcının, gazetecilere, işverenlere, esnafa, hakim ve savcılara yaptıkları hukuksuz uygulamaların da elbette günü geldiğinde hesabı sorulacaktır. Bu konularda uzun zamanaşımı süreleri var. Tüm bürokratları ve hakim savcıları dikkatli olmaya çağırıyorum. Talimatlar kanuni değilse devlet memuru ona uymak zorunda değildir. Çünkü kanunsuz emir olmaz veya kanunsuz emre uymak zorunlu değildir. Zannedilmesin ki bu dönem bir saltanat devridir, her dönem bitecektir. Bürokratlara şunu hatırlatmak istiyorum: Elbette sorumluluk sahibi olan siyasi irade de yaptıklarının hesabını önümüzdeki dönemlerde verecektir. Ama kanunsuz emir ve talimatı uygulayan bürokratlar her zaman sorgulanabilecek ve kanunun pençesinden kurtulamayacaklardır.” dedi.

EĞİTİM KURUMLARINI HUKUKSUZCA BASANLARDAN HESABI SORULUR

Sadece çözüm süreciyle ilgili değil Milli Eğitim gibi birçok bakanlıkta yapılan hukuksuzlukların da bir gün hesabının sorulacağını kaydeden Balkız, “Bugün Milli Eğitim Bakanlığı'nda görevden alınan pek çok idarecinin geri dönmesi gerekir. Ama bunlar yapılmıyor. Yarın bu kanunsuzlukları yapan bürokratlardan da bunların hesabı sorulacaktır. Yine hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde okul basan, işyeri basan, gerekmediği halde bu işlemleri yaparken aşırı güç ile insanların izzetinefisleriyle uğraşan kişiler, yine kanun önünde hesabını verecektir. Bu bakımdan bürokratlar gerçek anlamda kendilerine verilen talimatların hukuka uygun olup olmadığını denetlemeli, hukuka uygun olmayanlara uymamalılar.” dedi.