İlk kez hakim karşısına çıkan Ümit Özdağ için karar verildi

İlk kez hakim karşısına çıkan Ümit Özdağ için karar verildi
Güncelleme:

"Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan tutuklanan ve tutuklandıktan 77 gün sonra iddianamesi hazırlanan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Mütalaasını açıklayan savcı, Özdağ için 1.5 yıldan 4 yıla kadar hapis istedi. Özdağ'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 'Zincirleme biçimde basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan yargılandığı ve tutuklu bulunduğu dosya kapsamında, 7 yıl 10 aya kadar hapis cezası istemiyle bugün hakim karşısına çıktı.

Çağlayan Adliyesi 18. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesi gereken duruşma salon kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle Silivri Cezaevi 2 numaralı duruşma salonunda görülüyor. Duruşma saat 10.50 sıralarında başladı.

İŞTE ÖZDAĞ'IN İFADESİ

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ duruşmada yaptığı savunmasında "Benim burada tutuklu bulunmamın sebebi ne Cumhurbaşkanına hakaret ne de Kayseri olaylarıdır. 142 gün önce tutuklandım tek kişilik bir hücrede anayasal ve yasal haklarım çiğnendi. Bu, adli değil siyasi bir süreç. Tutuklu olmamın asıl sebebi, Öcalan ve PKK ile yürütülen süreçtir" ifadelerini kullandı.

Geçmişte PKK hakkında bir tez nedeniyle yargılandığını hatırlatan Özdağ şöyle konuştu:

“Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandığımızda savcı bana ‘Kitabın kapağında neden PKK’lılar var?’ diye sordu. Ben de ‘Bu kitap kanaryalar ile alakalı olsaydı kapakta kanarya olurdu’ dedim. Hakkımızda dava açıldı, duruşmaya çıktık ve beraat ettik. Bu dosyanın savcılarıyla yıllar sonra karşılaştığımda ‘Bir yanlış anlaşılma olmuş’ dediler. Eminim bu dosyadaki savcılar da ilerde aynı şeyi söyleyecekler.

Benim içeride olma sebebim budur sayın hâkim. Öcalan ile başlayan sürecin baltalanmaması gerektiğine dair açıklama yapanlar oldu. Bu dava adli değil tamamen siyasidir. Bu mahkeme yaklaşırken DEM Parti Grup Başkanvekili ‘Özdağ’ı serbest bırakmayın’ diye açıklama yapıyor. Benim tutukluluğumu bu çok net açıklıyor. Stratejik göçlerin sürdüğü bir dönemde bunun güvenlik kolonlarımıza bindireceği problemlere dikkat çekmek benim bu millete karşı sorumluluğum.

Adaletsiz bir devlet dinsiz bir devlettir. Devletin dini adalettir. Zaten arkanızda da ‘Adalet mülkün temelidir’ yazıyor sayın hâkim. İktidara yakınsanız birini öldürseniz dahi tutuklanmıyorsunuz. Ceza alsanız bile yatmıyorsunuz ama benim gibi muhalifseniz tutuklanıyorsunuz. Bu durum 1900’lerin başındaki zencilerin durumuna benziyor.”

Özdağ'ın savunmasından bir başka kısım şöyle:

"Yaşadığım bir başka yargılanma sürecini, mahkemenize anlatarak savunmama başlamak istiyorum. 1999 senesinde İzmir’den Prof. Dr. Ergun Aybars beni aradı, bana; “Bir emekli subay yanımda doktora tezi yazdı, konusu PKK ve ben PKK konusuna pek hakim değilim, jüriye girer misiniz?” dedi. Tezi bana yolladı, tezi inceledim. Güzel bir tezdi. Jüride tez kabul gördü. Hem hukukçu hem de asker olan tezin yazarına, ben bir düşünce kuruluşu kuruyorum diyerek Ankara’da benimle çalışması için davet ettim. ASAM’ı kurduktan sonra, ASAM bünyesinde bir yayın çıkardık ve yayının ilk kitabı olarak da bu kişinin tezini bastırdık. Kitabın yayınlanmasından takribi 1 ay sonra, bu tezin yazarını, PKK propagandası yaptığı iddiası ile DGM’den çağırdılar. Beni de bu kitabın yayıncısı olduğum için aynı iddia ile çağırdılar. Çağıran, dönemin tanınan çok güçlü savcılarından birisiydi. Tarafıma savcı tarafından sorulan soru şuydu; Bu kitabın üstünde neden PKK’ya ilişkin fotoğraf var? Ben de “Kanarya kitabı olsaydı kanarya fotoğrafı olurdu” diye cevap verdim ve ekledim; “Sayın savcım, siz de biz de PKK ile mücadele ediyoruz. Siz uygulamalı olarak biz de nazari olarak bu mücadeleyi veriyoruz”. Savcı bana, “PKK ile mücadele sizin işiniz değil” dedi ve ben de kendisine “Bunu söylemek sizin işiniz değil” diye cevap verdim."

Özdağ'ın 51 sayfalık savunmasındaki son paragraf ise şu şekilde:

"Burada bulunmamın Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla hakkımda dava açılmasının 21 Ocak'ta Ankara Başsavcılığı'nın 11 iddianame hazırlamasının nedeni PKK terör örgütü baş yöneticisi Abdullah Öcalan'la yürütülen görüşmelere eleştiriler yöneltmemdir. PKK terör örgütüne güvenilmeyeceğini düşünmemdir. PKK'nın ancak dizleri üzerine çökerek "Teslim oluyorum." demesi durumunda muhatap alınması gerektiğini savunmamdır. Bu gerçeği bütün dünya ve Türk milleti biliyor. Tarih böyle kaydedecek. 100 sene sonra tarih kitaplarında Ümit Özdağ Kayseri'de olayları kışkırttığı için yargılandı diye yazılmayacak. "PKK'ya güvenmeyin, anayasayı değiştirmeyin." dediği için böyle yazacak. Bu bilgiler ışığında hüküm sizin, adalet Allah'ındır. Umarım Türk milleti adına vereceğiniz hükmünüz milletin vicdanında adaleti temsil eder diyor."

4 YILA KADAR HAPİS TALEBİ

Savcılık esasa ilişkin mütalaasında, Ümit Özdağ’ın 'Basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Saat 15.30 sıralarında duruşmaya 30 dakika ara verildi.

TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

Mahkeme heyeti, Ümit Özdağ'ın tutukluluğunun devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 17 Haziran Salı gününe ertelendi.

İDDİANAMEDEN

Tutukluluğundan tam 77 gün sonra hazırlanan soruşturma iddianamesine ilişkin Özdağ, “9 sayfalık iddianame 77 günde yazıldı” ifadelerini kullanarak isyan etmişti. Bu iddianame uyarınca Özdağ hakkında 7 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası istendi.

İddianamede “İşlediği üzerine atılı Zincirleme Biçimde Basın ve Yayın Yoluyla Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme suçundan eylemine uyan TCK’nın 216/1, 218/1,43 madde ve fıkraları gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi." ifadeleri yer aldı.

ANKARA'DA GÖZALTINA ALINMIŞTI

Özdağ, 19 Ocak’ta Antalya’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “Son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan’ın ve AK Parti’nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir” sözlerinden bir gün sonra Ankara’da gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen ve ardından İstanbul Adliyesi’ne götürülen Özdağ, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla tutuklandı. Özdağ’ın dosyası 17 Şubat’ta ayrıldı.

"TCK 216'DAN EN UZUN SÜRE KALAN YURTTAŞ OLDUM"

Özdağ ayrıca dün avukatları aracılığıyla sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, duruşmasına katılım çağrısı yapmış ve “142 gün sonra hakim karşısına çıkacağım, TCK 216’dan en uzun süre tutuklu kalan yurttaş oldum” diterek şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bütün Türkiye, Silivri Cezaevinde olmamın gerçek nedeninin Öcalan ve PKK ile yapılan müzakerelere muhalefet etmem olduğunu biliyor. İktidara ayrı, hukuk muhalefete ayrı hukukun uygulanmadığı bir Türkiye’de yaşamak dileği ile imkanı olan herkesi duruşmama davet ediyorum”

 

text-ad