Savcıdan o isimlere iade-i itibar !

Savcıdan o isimlere iade-i itibar !

FETÖ ile ilgili çatı iddianameyi hazırlayan Savcı Coşkun bazı isimlerin itibarını iade etti.

FETÖ ile ilgili çatı iddianamesini hazırlayan savcı Serdar Coşkun, iddianamede kullandığı ifadelerle kumpas davalarında yargılanıp hayatını kaybeden isimlerin itibarını iade etti.

FETÖ/PDY hakkında hazırlanan ve  Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen çatı iddianameyi yazan savcı Serdar Coşkun iddianamede kullandığı ifadelerle kumpas davalarında yargılanıp hayatını kaybeden Enver Arpalı, MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu, Albay Murat Özenalp, Tuğamiral Cem Aziz Çakmak, Yarbay Ali Tatar ve hakim  Didem Yaylalı gibi isimlerin itibarını iade etti. İddianamede örgütün uyguladığı ve ölümle sonuçlanan cebir ve şiddet olaylarını sıralayan savcılık, medyanın gündeminde olup hayatını kaybeden isimler için şu ifadeleri kullandı.

Hiçbir delil yok!

Enver Arpalı: “Van Yüzüncü Yıl Üniversite Genel Sekreteri Enver Arpalı, tutuklu bulunduğu  cezaevinde 13 Kasım 2005’de intihar etmiştir. Enver Arpalı, ‘çok basit bir iddia üzerine hakkında hiçbir delil olmadığı halde tutuklanmış’ ve bunu hak etmediğini düşünerek utancından intiharı seçmiştir.”

Kabullenemedi

Yarbay Ali Tatar: İddianamede Tatar’ın tutuklanmasıyla hakkında basın yayın organlarında karalayıcı, yıpratıcı, tek taraflı haberler nedeniyle psikolojisinin bozulduğu, kendine yapılanları bir türlü kabullenemediği için intihar ettiği belirtiliyor. Ayrıca Tatar üzerinde bilinçli olarak baskı oluşturulduğu ifade ediliyor.

‘Kanser olmazdı’

Tuğamiral Cem Aziz Çakmak:  Balyoz Davası tutuklusu Çakmak, cezaevinde yakalandığı akciğer kanseriyle 1.5 yıla yakın mücadele ettikten sonra 3  Temmuz 2015’te vefat etti. İddianamede eşi Sevgi Çakmak’ın ifadesine yer veren savcılık, Çakmak’ın cezaevi koşullarının çok kötü olduğundan ve koğuşların çok rutubetli olduğundan şikayetçi olduğunu, gribal enfeksiyon teşhisi ile öksürük şurubu verilip gönderildiği anlatılıyor. Ayrıca Tuğamiral Çakmak’ın eşine ‘Eğer cezaevine gönderilmeseydim bu hastalığa yakalanmazdım’ dediği vurgulanıyor.

Kurmay Albay Murat Özenalp: Bir belgede adı geçtiği için Balyoz Davası’nda tutuklanan  Deniz Kuvvetleri’nde görevli Kurmay Albay Murat Özenalp, 26 Nisan 2014’te kendisini ziyarete gelen eşi Sema ve top oynamaya çalıştığı minik kızı Duru’nun gözleri önünde beyin kanaması geçirerek vefat etti. Savcılık Özenalp için, “Geleceği parlak bir askerken tutuklanan Murat Özenalp, cezaevi şartlarında suç işlemediği için gururu nedeniyle beyin kanaması geçirmiş ama kafa travması geçirerek öldüğüne dair otopsi raporu yazılarak ölümü kapatılmıştır” dedi.

Kırık kalpler sendromu...

Kaşif Kozinoğlu: “Oda Tv davasında casusluk yaptığı iddia edilerek 2011’de tutuklanmış ve devletine yıllarca fedakar şekilde hizmet ettiği için kırık kalpler sendromuna yakalanmıştır.  Silivri Cezaevi’nde kalp krizi geçirerek ölen Kozinoğlu’nun casusluk suçu ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dava tamamen FETÖ’nün  intikam için kurduğu senaryodur. Orta Asya’da FETÖ’nün okullarının ülke yararına çalışmadığını ve cemaatin  eğitim faaliyetinin devletin lehine olmadığını, bu yapının şirket, okul ve mensuplarının etkinlik ve ilişkilerinin ülkemize hiçbir katkı sağlamadığını görerek istihbarı çalışma yürüten Kaşif Kozinoğlu örgütün hedefi haline gelmiştir. FETÖ, gaddarca ve ondan intikam almak için suç ve soruşturma uydurmuştur. Uygulanan haksızlık sonucu kırık kalpler sendromu geçirerek ölmüştür.”

Depresyon ilacıyla öldü

Hakim adayı Didem Yaylalı: Tayt giydiği ve  alkol kullandığı için özel hayatı sorunlu olarak tanımlanan Yaylalı’nın ölümünün ‘FETÖ’nün örgütlü komplolarına kurban edilerek hakkında disiplin soruşturması yapılan kişilerden kamu gücünün cebren kullanılması sonucu gerçekleştiği’ belirtiliyor. İddianamede Yaylalı için, ‘Örgütün üzerine uyguladığı yoğun baskıya, itibarsızlaştırmaya dayanamayan hakim adayı Didem Yaylalı, 21 Ağustos 2013’te  Fethiye’de bunalım nedeniyle kullandığı depresyon ilaçlarının zehirlemesinden ölmüştür” deniliyor.

Vatan