BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin gençlik şöleninde şarkı söyledi

Güncelleme:

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin gençlik şöleninde şarkı söyledi.

Bağımsız Türkiye Partisi  Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin bugün Fatih’teki Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde ‘Var bir hayalimiz’ sloganıyla düzenlediği Gençlik Şöleni’ne katıldı.

Sosyal medyada paylaşılan videoda Baş, Duman’ın Senden Daha Güzel şarkısını seslendirdi. Partinin İstanbul Gençlik Kolları videoyu, “Genel başkanımız ‘Çıkarın telefonları’ deyince biz” notuyla paylaştı.

Şölende gençlere hitabeden Baş, şunları söyledi:

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bize yapılan çok meşhur bir propaganda var. ‘Biz koalisyonlardan çok çektik’ diye anlatılır. Ben, hep buna şöyle bir cevap veririm. Biz de tek başına iktidardan çok çektik” dedi.

“Türkiye’de kadın haklarının tartışılması veya kadına hak verilmemesi hususu yanlış değildir. Ama bence bundan daha büyük bir sorunumuz var. Türkiye’de insan haklarıyla ilgili bir sorun var. Türkiye’de kadın olmak zor. Türkiye’de insan olmak zor. Erkek olmak zor, genç olmak zor. Türkiye’de her şey artık çok zor.

“TEK BAŞINA İKTİDARDAN ÇOK ÇEKTİK”

Bugün bazı orta yaş üstü bireyler, gençleri cahillikle suçluyor. Yani sizi, bizi. Aslında cahil olan biz gençler değiliz. Bizi cehaletle suçlayanlar cahiller. Bizim bilgiye ulaşımımızı, erişimimizi gerçekten hayal edemiyorlar. Dolayısıyla bunu başaracağız. Bunu sizinle başaracağız; çalışarak, didinerek, hiç durmadan gayret ederek başaracağız. Bütün Türkiye'ye şunu göstereceğiz. Bu gençler Türkiye'yi kurtarır. Bizim özgüvenimiz yerinde. Bizim bilgimiz yerinde. Bize tarihi ahkam kesiyorlar. Diyorlar ki ‘Şu zaman şöyle oldu, bu zaman böyle oldu. Biz şöyle yaşadık, böyle yaşadık’. Mesela çok meşhurdur değil mi? Şimdi, burada hepimiz genciz. Bize yapılan çok meşhur bir propaganda var. ‘Biz koalisyonlardan çok çektik’ diye anlatılır. Ben, hep buna şöyle bir cevap veririm. ‘Biz de tek başına iktidardan çok çektik.’ Dolayısıyla geçmişte yaşanmış, birilerinin canını sıkmış bazı hadiselerin bedelini bugün biz ödemek zorunda değiliz.

“EL ELE VERİRSEK YARININ TÜRKİYE'SİNİ İNŞA EDERİZ”

Gelin, beraber bu ülkeyi yönetelim. Yanlış yapalım, hata yapalım, zarar edelim, eksik yapalım, kavga edelim. Kimi zaman doğru hamleler de mutlaka yaparız. Emin olun bu ülkenin dış politikasını da iç politikasını da sosyal adaletini de hukukunu da emniyetini de refahını da çözecek bilgi ve kadroya sahip bir partiye davet ediyorum sizi. Bugün bu ülkede ekonomiye dair söyleyecek tek sözü olmayanların karşısına bir başkaldırıdır bu parti. Ben, sizi Bağımsız Türkiye Partisi'ne davet ederken ‘Gelin halay çekelim, şarkı söyleyelim, konser yapalım’ diye davet etmiyorum. Bunları da yapalım ama bunun yanı sıra biz, Türkiye'yi yönetiriz. Biz, Türkiye'yi kaldırırız. El ele verirsek yarının Türkiye'sini inşa ederiz.

“ÜLKEDE BERBER TUTAMAYACAK VAZİYETTEYİZ”

‘Doktorlar yurt dışına gidiyor’ diye paylaşımlar yapılıyor. Doktor, mühendis, yazılımcı, dünyanın her yerinde aranan eleman. Geçen berbere gittim, bana dedi ki ‘Yurt dışında bir iş var başkanım, tavsiye eder misin, gideyim mi’ dedi. Biz, ülkede berber tutamayacak vaziyetteyiz. Şu anda ülkenin geldiği durum bu. Ve bu hiç kimsenin umurunda değil. Kalabalık aileden birisi evlenip gittiği zaman baba ‘Masada bir çatal eksildi, tabak eksildi işte, rahat ettik’ dermiş ya. Bu hesap. ‘Külfetimiz azaldı’ gibi bir bakış açıları var. Halbuki bu ülkenin en büyük zenginliğinin insan olduğunu unutuyorlar.

 “CUMHURİYETÇİNİN DE MUHAFAZAKARIN DA SARILACAĞI ADRES ATATÜRK’TÜR”

Rubik küpünü görse yaş pasta sanacak tipler, gelmişler bize ahkam kesiyorlar. Sen, beni yönetmeye layık değilsin. Ben kendimi yönetebilirim. Dünyada bütün ülkeler bugün gençleşmeye başladı. Yönetimleri gençleşmeye başladı. Ve dolayısıyla Türkiye'nin adım atması gerektiği bir noktadayız. Cumhuriyetin, demokrasinin, laikliğin, kadının seçme ve seçilme hakkının ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu anlamadığımız sürece bizi her zaman uyutacaklar. Bugün ülkede en cumhuriyetçinin de en laikin de en muhafazakarın da sarılacağı adres Atatürk'tür. Laiklikle dertleri var. Laiklik, birileri dinini gelip bize zorla yaşatmasın diye var.

“ŞU KÜRSÜDEN İKİ KELAM ETMEYE KORKAR VAZİYETTEYİZ”

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki dünün düşmanı bugünün dostu, bugünün dostu yarının düşmanı. Dün kankaydık, bugün aramız bozuldu. Sabit hiçbir şeyimiz yok. Hiçbir şeyi doğru düzgün beğenemiyoruz. Biz, birbirimizle yaşamayı öğrendiğimiz anda bütün sorunu çözeceğiz. Bu ülkede artık kimseye kumpas kurulmasın. Bu ülkede artık kimse dayak yemesin. Bu ülkede kimse zorla hapse atılmasın. Bizim istediğimiz, hayal ettiğimiz Türkiye bu. Bugün şu kürsüden iki kelam etmeye korkar vaziyetteyiz. Hepimiz için bu geçerli. Çünkü yarın biz de bizden öncekilerin gördüğü muamele gibi başkaca muamelelere şahit olabiliriz. Özgürce, birbirimizle huzur içinde yaşayabileceğimiz bir ülke inşa etmek istiyoruz. Var bir hayalimiz ve o hayali hep birlikte gerçekleştireceğiz diyorum.”