CHP'li isimden Babacan, Davutoğlu ve Karamollaoğlu dolandırıcılık davası

CHP Üyesi Cüneyt Kaya, CHP listelerinden seçime giren Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi hakkında nitelikli dolandırıcılık davası açtı. 14 Mayıs seçimlerinde DEVA 14, Gelecek Partisi 9 ve Saadet Partisi 9 milletvekili ile Meclis'e girmişti.

CHP üyesi Cüneyt Kaya, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi genel başkanları ile bu partilere iştirak iradesi olan gazeteci ve görevliler hakkında nitelikli dolandırıcılık şikayetinde bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe veren Kaya suçlamalarının araştırılmasını ve soruşturma açılmasını talep etti.

28. Dönem Milletvekili Seçimleri sonuçlarına göre DEVA Partisi 14, Gelecek Partisi 9, Saadet Partisi 9 milletvekilini Meclis'e göndermişti. CHP ise 169 milletvekilini Meclis'e göndermişti.

Kaya, "CHP'yi kandırarak Türk siyasi hareketinde en büyük dolandırıcılık eylemine imza atmışlardır" dedi.

Cüneyt Kaya şikayetini 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde CHP ile birlikte Millet İttifakı çatısı altında seçime giren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP kurmaylarını kandırarak fesata uğrattığını savundu. Cüneyt Kara Meclis'e CHP listelerinden giren bu 3 partinin fesata uğrayan bir irade ile milletvekili talepleri nedeniyle dolandırıcılık yaptıklarını belirtti.

Cüneyt Kaya dilekçesinde TCK'nın 157. maddesindeki dolandırılıcık tanımına yer verdi.

DEVA, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi liderlerinin altılı masa sürecinde oy oranlarını olduğundan fazla göstererek kendileri olmadan seçimin kazanılamayacağını söyleyerek seçime girdiklerini, oy oranlarının ise seçimde çok daha düşük olduğunun ortaya çıkması ile haksız yere milletvekillerini Meclis'e soktuklarını söyledi.

Kaya şikayetlerini üç baylık altında topladı:

-Dindar ve muhafazakarlar bizim için oy verecekler diye ikna ederken "Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle"

-Kılıçdaroğlu'na korku vererek biz olmazsan kazanamazsın diyerek "Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan  yararlanmak suretiyle...

-Benzeri haberleri kendi basın organlarında sürekli vererek "Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle"