Erdoğan'dan dokunulmazlık açıklaması: Gönder yargıya..

Erdoğan'dan dokunulmazlık açıklaması: Gönder yargıya..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dokunulmazlıklarla ilgili ''Gönder yargıya. Yargı bunlar hakkında ne karar verirse versin'' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Dokunulmazlıklarla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu milletin birliğini, beraberliğini bozanlar, tehdit edenler, kim olursa olsun bunların hesabı bu parlamento tarafından dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle nereye havale edilecek, yargıya... Gönder yargıya. Yargı bunlar hakkında ne karar verirse versin" dedi.

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Kızılay'da bomba patlatarak rastgele insanların ölümüne yol açan terör örgütünün demokrasiyle en küçük bir ilişkisi olabilir mi? Buna rağmen terör örgütü yöneticisiyle aynı dili kullanmaktan, aynı yaklaşımı sergilemekten çekinmeyenlere 'terörist' demeyeceğiz de ne diyeceğiz?

(Ankara'daki terör saldırısı) Hala bunların savunmasını yapan medya organları var. Ülkemizdeki birtakım kifayetsiz muhterisler, Kızılay'daki elim hadiseyi kendi çıkarları için kullanmayı düşünecek kadar zavallıdır, ahlaksızdır, haysiyetsizdir. Hiçbir sıfat, terör örgütü yandaşlığının örtüsü olamaz.

Dokunulmazlıklar meselesini süratle neticelendirmeliyiz. Parlamento bu konuda adımını süratle atmalıdır. Yani, bir kişi mi olsun, iki kişi mi olsun? Böyle bir şeyi konuşamayız. Biz, ortaya ilkeyi koymalıyız, ilkeyi. 

Nedir bu ilke? Benim Kürt kardeşlerimi, vatandaşlarımı sokağa dökmek suretiyle 50-52 kişinin ölümüne vesile olanlar bu ülkede teröre teşvik eden insanlar olarak yargılanmayacak da bu parlamentonun içerisinde gelip boy gösterecek ve bunları bu millet seyredecek öyle mi? 

Öbür tarafta, arkasında PKK'nın, PYD'nin, YPG'nin olduğunu çok açık net olarak söyleyenler bu ülkede temiz olacak öyle mi? Bunlara karşı parlamento eğer gerekli tavrı ortaya koymazsa bu millet ve bu tarih bu parlamentodan hesabını sorar. Şehitler hesabını sorar.

Teröre, terör örgütlerine karşı, ülkemize yönelik tüm tehditlere karşı, diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak, oluşturacağımız bir 'millet koalisyonuna' ihtiyacımız vardır. 

Gelin bu büyük mutabakatı, bu büyük birlikteliği hemen şimdi sağlayalım, canımıza ve istikbalimize kast edenlerin üzerine hep birlikte gidelim. Terör örgütünün yan kolu olarak faaliyet gösteren partinin mensuplarını ben artık meşru siyasi aktörler olarak görmüyorum, kusura bakmasınlar. Dolayısıyla bu çağrım onlara değil diğer partileredir.

Terörle mücadelede yanımızda olan dostumuzdur, karşımızda olan da düşmanımızdır. Bunun bilinmesi lazım. Mesele bu kadar açık, bu kadar nettir. Bu milletin birliğini, beraberliğini bozanlar, tehdit edenler, kim olursa olsun bunların hesabı bu parlamento tarafından dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle nereye havale edilecek, yargıya... 

“GÖNDER YARGIYA”

Gönder yargıya. Yargı bunlar hakkında ne karar verirse versin. Sen siyasetçi olarak görevini yap. Siyasetçinin görevi nedir? Bu kararı alıp gerisini yargıya bırakmaktır. Atılması gereken adım budur. 

Siyasetçi bunları besleyemez, koruma altına alamaz. Eğer bunlar sürekli hala bu adımları atar, yaptıkları da yanlarına kar kalırsa, terörle mücadelemizde şu anda Güneydoğu'da bu mücadeleyi veren ve orada şehit olan kardeşlerimizin ahı inanın bizi yakar.

Boşuna uğraşıyorsunuz, bak inlerinize girdik, bodrum, nereye kaçarsanız kaçın sizi askerimiz, polisimiz, korucumuz oralardan bulup çıkartacak gereğini yapacaktır. 

Dağlardaki mağaralara nereye girerseniz girin, bırakın Cudi'yi, Gabar'ı, Kandil'e mi gidiyorsunuz, orada da güvenlik güçlerimiz arkanızda. Çünkü bu şehitlerin bedelini ödeyeceksiniz, bunun lamı cimi yok.

(Tayyip Erdoğan gitsin) demek, 'Bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın' demektir.
Öyle paralel devlet, yok bilmem şu devlet bu devlet, yok hepsi. Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka bir devlet asla yoktur ve olamaz. Onun için de yok öz yönetimmiş yok şuymuş yok buymuş böyle bir şey yok. Tek devlet. 

Ne kadar farklı isimler altında olan terör örgütleri varsa şimdi ortak hareket etme kararı aldılar. Bundan sonra hiç kimse, ölüm türküleri eşliğinde halay çekenleri bize demokrasi havarisi olarak gösteremez, dayatamaz. Çünkü hepsinin de gerçek yüzleri, gerçek niyetleri ortaya çıktı. Terör örgütünün pervasızlığı gücünden değil, acziyetinden kaynaklanıyor.

Suriye'de istediğini elde edemeyen, sınır ilçelerimizde başlattığı kalkışma teşebbüsü hüsranla sonuçlanan, bölge halkından yüz bulamayan terör örgütü, rastgele hedeflere yönelik saldırılarıyla son ve en ahlaksız kozunu oynuyor. 

İnşallah gerekli tedbirlerin süratle alınmasıyla bu oyunu da boşa çıkaracağız. Bu bombalarla onlar bizim canımızı yakıyor olabilir ama inanın biz onları tamamen imha ederek şehitlerimize, gazilerimize, onların geride kalan yakınlarına karşı mahcup olmayacağız.

Son saldırılardan sonra terör örgütüne karşı en küçük bir merhametimiz, en küçük bir müsamahamız olamaz. Aksi yönde mesajlar verenler olabilir ve bu verenleri de terör örgütüne hizmet edenlerin safında gördüğümü ayrıca belirtmek istiyorum. 

"NE OLURSAN OL BENİ BAĞLAMAZ"

Efendim, (köşe yazarıymış, düşüncesini belirtiyor), ne olursan ol, beni bağlamaz. Eğer senin kalemin teröristin yanında yer alıyorsa sen benim karşımdasın. Gün, mücadele günüdür, gün zalimlerin üzerine en sert şekilde gitme günüdür.