Trakya'nın cenneti Saros'u cehenneme çevirecekler!

Trakya'nın cenneti Saros'u cehenneme çevirecekler!
Güncelleme:

BOTAŞ tarafından, Dünyanın en temiz denizlerinden biri olan Saros Körfezi’nde yapımına başlanan, liman ve boru hattının inşaat çalışmaları hukuk hiçe sayılarak sürdürülüyor.

Sürdürülen proje için, Sazlıdere ile Gökçetepe köyleri arasında kalan bölgede 10 bin ağaç tüm orman habitatıyla beraber yok edildi. Bunun yanısıra deniz çayırları da söküldü. Şantiye alanı anayasal güvencede bulunmasına rağmen Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı projeye izin vermekte sakınca görmedi. Üstelik bunu “Kamu yararı var” dedi.

Çalışma kapsamında bilimsel dayanaklara öncelik verilmediğini söyleyen bilim insanları, gerekli önlemlerin alınmadığını, olası bir kaza durumunda çevre felaketine yol açılacağını ve bir ‘acil eylem planı’ bulunmadığının da altını çizdi.

Diken’den Ayşegül Kasap’ın haberine göre, projenin iki ÇED raporu var. Birinci ÇED raporundan sonra bilirkişi heyeti bölgeye giderek keşif yaptı ve raporun yetersizliğini dile getirdi.

Bilirkişi heyetinin “Liman yapılamaz” demesinden sonra Saros halkı dava açarak raporu iptal ettirdi. Bunun üzerine BOTAŞ kararı temyize götürdü ve orada ‘ÇED raporu iptal’ kararı usulden bozuldu.

Kararın bozulma gerekçesini Saros Gönüllüleri Dayanışma Sözcüsü Mürşide Çoban şöyle açıkladı: “İlk ÇED raporunda bilirkişi olarak yanlışlıkla çift sayıda bilim insanı atandığı, yani 10 değil 9 bilirkişi atanması gerektiği ve gene mahkeme tarafından atanan bir bilim insanının akademik unvanının olmaması sebebiyle rapor iptal kararı bozuldu.”

Yani mahkeme kendi atadığı bilirkişiler için daha sonra ‘Uygun değil’ diyerek bilimsel verilerden uzak ÇED raporunu bir anlamda onaylamış oldu.

‘TELAFİSİ MÜMKÜN DEĞİL’

Söz konusu ÇED için bilim insanlarının hazırladığı raporda “Projenin yakın çevresinde birçok duyarlı yöre var, bu alanlar projeden dolayı olumsuz etkilenecek ve sonuçlarının telafisi bölge açısından mümkün olmayacak” dendi.

Bilirkişi heyeti raporda şunlara dikkat çekti:

ÇED raporunda yeterli bilimsel veriler yok

Alınacak önlemler bilimsel ve teknik açıdan ÇED raporunda yeterli şekilde belirtilmedi

Projenin yer seçimi hatalı

Proje şehircilik ilkelerine üst ölçekli çevre düzeni planlarına ve imar kanuna aykırı

ÇED raporunda fauna türleri yer almadı (Önemli bir eksiklik)

Saha Sazlıdere büyük yangının içerisinde, alan gençleştirmeye ayrılan yerlerden biri, bu nedenle de Anayasal güvence altında

Orman alanlarından geçecek hat için yaban hayvanlarının nizamiyeyle kontrol edilebileceği ifadeleri ölçülebilir ve net değil. Bu nedenle bilimsellikten uzak.

Faaliyet alanına ulaşım ve nakliye için orman yolları açısından kaç tane ağacın kesileceği raporda belirtilmedi.

Orman yangınlarının en önemli çevresel tehdit oluşturmasına rağmen proje alanında yangın söndürme altyapılarının ne olduğu ve müdahalenin ne şekilde yapılacağına dair raporda bir değerlendirme yok

Proje alanı ve çevresinde 222 kuş yaşadığı halde ÇED raporunda kuş türü 10 türle sınırlandırıldı, yani eksik verildi.

ÇED raporunda kuş türleri için herhangi bir önlem ve koruma planı yok.

‘BU SÜREÇ TAMAMLANMAYACK’

Proje Saros Körfezi Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi sınırlarını kapsayan alanda ve doğal SİT alanında tescil çalışmaları henüz tamamlanmadı. Buna dikkat çeken bilirkişi “alt ölçekli planlar revize edilmeden uygulama yapılamayacağı, Saros Körfezi’nde kıyı alanların yönetim planlarının hazırlanmadan bu sürecin tamamlanamayacağının” altını çizdi.

‘HAKKIMIZI ARAMAYA DEVAM EDİYORUZ’

Bilirkişi ayrıca söz konusu ÇED’de fiziksel ve kimyasal özelliklerden kaynaklı tehlikelerin de belirtilmediğini söyledi ve şöyle devam etti: “Risklerin yönetimine ilişkin detaylı bir çalışma yapılmadığı, FSRU gemisinin ve doğalgaz gemilerinin kendi yakıtlarının saçılmasından kaynaklı risklerin değerlendirilmediği, yangın müdahale sistemleri ve donanımına yönelik yeterli bilgi bulunmadığı, FSRU gemisinin konumuyla ilgili ÇED raporunda tutarsızlık olduğu, acil durum eylem planlarına büyük endüstriyel kazaların oluşması halinde yer verilmediği, iskele müştemilatlar kara üniteleri ve boru hattından kaynaklı riskler ile ekipmanlardan kaynaklı risklerin yeterince değerlendirilmediği, bilirkişi heyetince sonuç ve kanaatlerine ulaşılmıştır.”

Bilimsel verilerden uzak 1’inci ÇED raporu temyizdeyken ‘kopyala yapıştır’ mantığıyla 2’inci bir ÇED raporu hazırlandı. Bu rapor Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürürlüğe kondu.

Çoban 2’inci ÇED raporunda ‘Liman yapılamaz’ diyen bilirkişi heyetinin dikkate alınmadığını söyledi: “ÇED raporunda mahkeme karar verirken bizim lehimize karar veren bilirkişilerinin değil de lehimize karar vermeyen bilirkişilerin raporlarını dikkate alarak projenin yapılmasının uygun olduğuna karar verdi.”

2’inci ÇED’in iptali için de dava açıldı: “Biz hukuki süreçleri hiç atlamadan titizlikle takip ettik ve davalarımızı açtık. Ayrıca bölge üst ölçekli planlarda Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi iken revize edilmeden alt ölçekli planlarda tesis alanına izin verildiği için plan iptal davası da açtık. Mahkemeden ‘Üstün kamu yararı nedeniyle proje yapılmalıdır’ cevabı geldi. Şu an İstinaf Mahkemesinde hakkımızı aramaya devam ediyoruz.”

Çoban Saros için bölge halkının sonuna kadar mücadeleye devam edeceğini söyledi: “Saros Gönüllüleri bilimin ışığında, hukukun izinde sonuna kadar mücadeleye devam edecek. Basın organlarının tümünde ve sosyal medyada sesimizi duyurmak için sürekli yayınlar yapıyor, tüm çevre mücadelelerindeki arkadaşlarımız ile birlikte dayanışmayla hareket ediyoruz. Geçen yıl sanatçıların ve yaşam savunucusu dostların desteğiyle Keşan’da 5 bin kişinin katıldığı Saros’a Adalet mitingi yaptık ve yine yeni organizasyonlar yapacağız. Sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz.”