''Bir ilahi tokatla dışarı atıldı’' sözü araştırılsın

''Bir ilahi tokatla dışarı atıldı’' sözü araştırılsın

Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünde FETÖ'ye dikkat çeken Yazıcıoğlu Ailesi soruşturma dosyasının yeniden açılmasını sağladı.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazası sonucu ölümünde FETÖ/PDY şüphesine dikkat çeken Yazıcıoğlu Ailesi soruşturma dosyasının yeniden açılmasını sağladı

15 Temmuz darbe girişiminin ardından BBP kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazası sonucu ölümünde FETÖ/PDY şüphesine dikkat çeken Yazıcıoğlu Ailesi, avukatları aracılığıyla Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak soruşturma dosyasının yeniden açılmasını sağladı.

Habertürk'ten Güngör Karakuş'un haberine göre, başsavcılığa yapılan başvuruda, Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ile birlikte toplam 14 kişi şikâyetçi olarak yer aldı. Suç duyurusu dilekçesinde, FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen, tutuklu Tuğamiral Süleyman Manka, Yazıcıoğlu davasının sanıklarından istihbarat müdürü Ali Orhan Dinç, Hrant Dink davası sanıklarından eski istihbarat daire başkanı Ramazan Akyürek ve 132 kişinin ismine şüpheli olarak yer verildi. Aile, önceki gün yeniden savcılığa başvurdu ve çok çarpıcı deliller sundu.

Ailenin avukatları, Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasından 5 gün sonra, 30 Mart 2009 tarihinde, Fetullah Gülen’in ‘Alperenler ve Liyakat’ başlıklı konuşmasını delil gösterdi ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti.

Avukatlara göre Gülen bu konuşmasında “Bir ilahi tokatla dışarı atıldı”, “Bir perşembe günü vefat edip cuma günü cenazesine ulaşıldı” diyerek Yazıcıoğlu’ndan bahsetti.

Başvuruda; arama kurtarmaya katılan askerlerin Gülen tarafından korunmasının da dikkat çektiği belirtilirken, “Arama kurtarmada askerin ihmalinin hiç tartışmasız bir şekilde varlığı sabit iken ve tüm Türkiye canlı yayınlarda bunu gözlemlerken ve askerin açıkça arama ve kurtarmaya engel olduğu en muhtemel yeri arattırmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Ancak buna rağmen Gülen’in ‘Asker vazifesini yapmadı dediler. Ben yaptığına kaniyim yani. Hakikaten herkes seferber olmuş’ şeklinde açık beyanının bir gerçeği gizlemek olduğu kanaatini bizde oluşturmuştur.”

Habertürk