Anayasa Mahkemesi'nden zorunlu din dersi kararı

Anayasa Mahkemesi'nden zorunlu din dersi kararı
Güncelleme:

Anayasa Mahkemesi, zorunlu din dersi uygulamasıyla, ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dinî ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), bir velinin eğitim ve öğretimde dini ve felsefe inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine' ve 'yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine' dair başvuruyu görüştü. Yüksek Mahkeme, ebeveynin "eğitim ve öğretimde dini ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine" oy çokluğuyla karar verdi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, zorunlu din dersinin din özgürlüğünün ihlali olduğu gerekçesiyle 2014 yılında yapılan bireysel başvuruyu değerlendirmek üzere 7 Nisan’da toplandı.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre AYM, ebeveynlerin eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Başvurucuya 20 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia ise AYM tarafından kabul edilmedi.

Anayasa Mahkemesi şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:

"Din ve ahlak eğitim ve öğretimine ilişkin genel ilkeler açıklanırken Anayasa'nın 24. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasa’nın “Başlangıç”ı ile 2., 13., 14., 68., 81., 103., 136. ve 174. maddelerinde yer alan laiklik kavramı ile birlikte değerlendirilmesi gerekir. Laiklik; devletin din ve inançlar karşısında tarafsızlığını sağlayan, devletin din ve inançlar karşısındaki hukuki konumunu, görev ve yetkileri ile sınırlarını belirleyen anayasal bir ilkedir. Öte yandan din ve vicdan hürriyeti devletin belirli bir dini veya inancı kişilere dayatmamasını gerektirir. Laik bir devlette belli bir dinin eğitim ve öğretimi zorunlu hâle getirilemez. Nitekim bu ilkenin bir gereği olarak Anayasa’nın 24. maddesinin dördüncü fıkrasında din eğitimi ve öğretiminin ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin iznine bağlı olduğu açıkça ifade edilmiştir."

YENİDEN YARGILAMA YAPILMAYACAK

Başvurucunun kızı 2018 yılından itibaren üniversite öğrencisi olduğu, karar tarihi itibarıyla ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini almak durumunda olmadığından ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadı.