İşte Hulusi Akar'ı Köşk'e götüren pilotun ifadesi

İşte Hulusi Akar'ı Köşk'e götüren pilotun ifadesi
Güncelleme:

Darbe girişiminde Ankara'ya bomba yağdıran pilotlar hakim karşısına çıktı.

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Ankara’da başta MİT ve Emniyet olmak üzere çok sayıda kamu kurumunu bombalayan helikopterleri kullanan, eski Kara Havacılık Komutanlığı görevlisi 155 sanığın yargılanmasına Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.

PAROLA: YURTTA SULH

İlk savunmayı yapan eski albay Uğur Kapan, 15 Temmuz gecesi Kara Havacılık Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun’un saat 21.00’de aradığını belirtti ve “Güvercinlik’te terör saldırısı olabileceğini söyleyerek, bir adet S 70 helikopteri emniyetli bölge olan Akıncı Üssü’ne tahliye etmemi emretti. Komutan, Akıncı kontrol sahasına girdiğimde Güvercinlik Kule’nin Akıncı ile temasta ‘Yurtta Sulh’ olarak kendisini deklare edeceğini söyledi. Yurtta Sulh Konseyi adını aylar sonra cezaevinde öğrendim. Akıncı Hava Üssü’ne inerken kullanılan parola ile konseyin bir ilgisi yok” dedi.

ADİL ÖKSÜZ ÇARKI

Kapan, savcılıkta, “Karargâh binasında brifing salonu olarak kullanılan yere girdiğimde, içeride tüm ve tuğgenerallerden oluşan yaklaşık 10-12 kişilik bir grup vardı. İçlerinde biri sivildi. Adil Öksüz olarak daha sonra medyadan tanıdığım kişi de oradaydı. Sivil giyimliydi. Salonda sivil başka kimse yoktu” ifadesinin, “işkence altında alındığını” öne sürdü. Kapan, “Hapishaneye girince, gazetelerde Adil Öksüz’ün resmini gördüm. Savcılık ifadesinde söylediğim kişinin Adil Öksüz olmadığını anladım” iddiasında bulundu. Kapan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’la Akıncı’daki karşılaşmasını da şöyle anlattı: “16 Temmuz sabahı kullandığım helikopterin yanında iken Genelkurmay Başkanımızın forsunu taşıyan makam arabasının aprona geldiğini gördüm. Koşarak kendisini karşıladım. Başbakanlık’a götürmemizi emretti. Emri veren Genelkurmay Başkanı’ydı. Genelkurmay Başkanı’na ‘uçuş yasağı olduğunu, motor çalışması halinde meydan üzerinde uçan F 16’ların ateş edeceğini’ söyledim. Kendisi şoförüne, adını hatırlamadığım birinin ismini vererek aramasını istedi. Telefonda ‘helikopterin içinde kendisi olacağını ve gerekli tedbirlerin alınması’ talimatını verdi.

DİŞLİ YANINA OTURDU

Bu sırada teknisyenimiz helikoptere binmek için bir tümgeneralin geldiğini söyledi. Ben ilk defa filo gazinosunda gördüğüm, adının sonradan Mehmet Dişli olduğunu öğrendiğim kişinin, komutanımızın müsaadesini aldıktan sonra helikoptere binebileceğini belirttim. Teknisyenim Dişli’nin Genelkurmay Başkanı’nın müsaadesini aldığını söyledi. Devamında tümgeneral Dişli helikoptere binip bizzat Genelkurmay Başkanı’nın yanına oturdu. Genelkurmay Başkanımız indikten sonra bana selam vererek teşekkür etti.18 Temmuz günü gözaltına alındım. TEM şubeye gittik. Kayıt işlemi yaptığımız sırada Akın Öztürk’ün yarı çıplak bir vaziyette elleri arkadan kelepçeli, vücudu morluklar içinde sürüklenerek merdivenden yukarı çıkarıldığını gördüm. İşkenceye maruz kaldım. Eğer Kuzey Irak’ta düşseydim PKK’lılar bana böyle davranmazlardı bunu net söylüyorum.”

Kapan’ın bu sözlerine müştekiler tepki gösterince gerginlik oldu, bazı izleyiciler dışarı çıkarıldı. Mahkeme Başkanı, Kapan’a, “PKK olayını karıştırmasan bunlar olmayacaktı” dedi.