Yıldırım'dan dolar ile ilgili şok açıklama

Yıldırım'dan dolar ile ilgili şok açıklama

Başbakan Yıldırım, TÜSİAD Yüksek İstişare toplantısında konuştu. Yıldırım'ın gündeminde ekonomik gelişmeler ve AB ile ilişkiler vardı.

 

Başbakan Binali Yıldırım, Sheraton Otel'de düzenlenen Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi toplantısına katıldı. Yıldırım burada yaptığı konuşmada Adana'daki yurt yangını ile ilgili Meclis'te araştırma komisyonu kurulacağını açıkladı. Başbakan Yıldırım, gümrük birliğinin 2017 yılında yeniden ele alınacağın dile getirdi. Yıldırım, yeni anayasa teklifiniin de 10-15 gün içinde Meclis'e getireceklerini de söyledi.  

Yurt yangını sorumlularının en ağır şekilde hesabını vereceğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım şunları dile getirdi: "Adana'da hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz. Herkes bilmeli ki olay aydınlanacak, sorumlular cezalandırılacak. Bakanlarımızı olay yerine gönderdik. Aileleri teker teker ziyaret ettiler. Onların acılarını paylaştılar. Milletimiz bilmelidir ki olay aydınlatılacak, sorumlular cezalandırılacak. İnsanın olduğu yerde hata eksik olmuyor.  Milletimiz bilmelidir ki bu ve buna benzer yaşanan olaylar aydınlatılacak ve  sorumlular en ağır şekilde hesabını verecektir. Bu konu hem idari hem adli olarak  araştırılmaya, soruşturulmaya başlanmıştır. Ayrıca bugün TBMM'de bir araştırma  komisyonu oluşturmak suretiyle konu bütün yönleriyle değerlendirilecek ve bu ve  buna benzer yurtlarda alınması gereken tedbirler etraflıca tespit edilecek."

AP'NİN MÜZAKERELERİN DONDURMA KARARI 

AB'nin son günlerde Türkiye'nin düşmanlarının sesine daha çok kulak verdiğini söyleyen Türkiye'nin Avrupayla ilişkilerini koparmak gibi bir niyetinin olmadığını söyledi. Yıldırım şöyle konuştu: "AB ülkeleri çifte standarıdı kaldırsınlar. Biz AB'ye girmek istiyoruz. AB hikayemiz kara sevdaya dönüşsün istemiyoruz. Şimdi AP bir karar aldı. Bu kararın hukuki bir sonucu yok, bir tavsiye kararı görüşmeler geçici olarak durdurulsun. Biz açıklama yaptık, bizim için önemi yok. Anlamı da yok. Avrupa'da Avrupa'nın geleceğini düşünen liderler mevcut, 15-17 Aralık'ta Liderler Zirvesi'nde anlamsız kararın dikkate alınmaayacağını düşünüyoruz. AB'ye kafa karışıklığına son vermesini söylüyoruz. Dost olarak söylüyoruz. AB'ne Türkiye'nin üye olması AB'ye yük getirmez, yükünü alır. Bu bir. İkincisi AB malesef bugünlerde çıkışlarıyla davranışlarıyla Türkiye'nin ne dediğine değil, nerede durduğuna değil, düşmanlarının sesine kulak veriyor. Türkiye şunu yap yapmazsan şöyle olur, Türkiye bunu yap yapmazsan şöyle olur. Teröristlerin posterlerini koridorlarına asmamaları lazım. Dünyada esaret altına girmeyen iki ülke var, Türkler ve İngilizler. Kimseyi esaretine almayan tek ulus var; Türkler. Hayat devam ediyor. Biz onurumuzu ve istiklal ruhumuzu kimseyle pazarlık meselesi yapmayız.." 

GÜMRÜK BİRLİĞİNİ 2017'DEN İTİBAREN ELE ALACAĞIZ

Başbakan Yıldırım, 2017'den itibaren Gümrük Birliği Anlaşmasını  tekrar gözden geçireceklerini ve güncelleme yapacaklarını bildirerek, "Çünkü o  Gümrük Birliğinde de maalesef bize madik attılar. Mal ve hizmetler serbest  dolaşacaktı, üstüne yattılar. Bunları biliyoruz. Bu millet bunları biliyor."  dedi.

Yıldırım şunları söyledi: 18 Mart'ta bir anlaşma yaptık. 5 husus var. 1- Bire bir. Bir mülteci kurtarırsa alacaklar. 2- Yenikabul. Türkiye'den başka ülkelerden Avrupa'ya gidenleri geri gönderecekler aalacağız. 3- Vizelerin kalkması: 30 Haziran'da kaldıracağız dediler. 4- 3+3 milyon euro mülteci desteği. Bunlara karşılık Türkiye 72 maddden oluşan reformlar yapacak. Birine olmaz dedik. Terörle mücadele kanunu değiştirin, neden değiştirelim. Bu çocuklar fena çocuklar değil biraz daha sevimli yumuşak davranın bir ölüm kalım mücadelesi yapıyoruz, bunu reddettik. Bu sefer diğer hepsi yalan oldu. Bugün ticaretimizin yarısı Avrupa ile. Finansal ilişkilerimizin yüzde 80'i Avrupa ile. İlişkilerimizi koparacak değiliz, ama iç durumdan bağımsız olarak daha rasyonel bir şekilde Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirmeli. Avrupa'nın geleceği açısından da lazım. En büyük teminatı Türkiye'dir. 5-6 yıldır Türkiye bu olumsuzlukları karşılamasaydı. Avrupa'ya yansıtsaydı bugün Avrupa duman olmuştu. Sürekli Avrupa'yı koruyacağız diye bir şey yok. Önce ülkemizi koruruz. Ülkemizin vatandaşımızın geleceği her şeyden önce gelir. Türkiye'yi muhattap alsınlar, teröristlere daha az, Türk halkına daha çok kulak versinler. Bu bir."

OHAL MECBURİYETTİR  

OHAL'i de değerlendiren Yıldırım, "Bizim durup dururken ihtiyacımız değil, bir mecburiyettir. Bu örgüt kapalı bir örgüt. 70'li yıllardan bugüne kadar her tarafa sızmış. İtirafları izliyorsunuz abiler ne diyor ona bakıyor, hiç hukuk kitaplarına bakmıyor. Kafayı kiraya vermiş. Hukuk adamına bak, formatlamış kafayı. Albaya talimat veriyorum diyorum, çıt yok. Genelkurmay açıkladı. Astsubay abisi oymuş. Astsubaydan olur alırsa peki komutanım diyorlarmış. Bunlara gereken tedbiri almadınız diyorlar. Bunlar dişini ne zaman gösterdi. 17 Aralık'ta polisle bir olarak yargı darbesi yapmak istediler. Düzenledikleri iddianamede Cumhurbaşkanı, Başbakan silahlı örgüt lideri ben de yardımcısıyım. Hukuki geçerlilik kazanmadı ama gördüm.OHAL'de ekonomiyi ilgilendiren karar almadık. OHAL'de aldığımız kararlar alçak örgütün devlet kademesinden temizlenmesine yöneliktir" diye konuştu.  

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ 10-15 İÇİNDE MECLİS'TE OLACAK 

Anayasa değişikliği ile ilgili de konuşan Başbakan Yıldırım şu ifadeleri kullandı: "Anayasa değişikliği yapmak rejimi değiştirmek değil.  Biz egemenliğin ne olduğunu 15 Temmuz'da Meclis'te gördük. Anayasa'nın uyumlu hale gelmesi lazım biz de partilere bunu söylüyoruz. Bu Türkiye için bir ihtiyaç. Türkiye mutlaka tek başına iktidar çıkarmalı, düzenlemeyi yapmalı, kim olursa olsun.Hedefimiz bu. Bu konudaki çalışmalarımızı da tamamladık. Çok geniş değil 10-15 madde içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Meclis arasındaki ilişkileri düzenleyen, buradaki yetki kargaşasını, çakışmaları ortadan kaldıran bir teklif getirdik. İnşallah getirdiğimiz teklif, MHP'nin de mutabakatı var, Meclis'ten görüşüp milletin önüne getirince bu sorunu da halletmiş olacağız. Biz biriz beraberiz. İstişarede bereket var, hayır var. Her şeyi bildiğini zanneden adam hiçbir şey bilmiyordur. Birbirimize daima her konuda açık olacağız. Her şeyimiz de mükemmel gidiyor diye bir iddiamız yok. Sorunsuz hayat olmaz sorunlar azmimizi artırır, gayretimizi artırır. Çözüm için büyük bir fırsat oluşturur. 2007'de Meclis'te biz Cumhurbaşkanı seçemedik. 367 icadıyla. Bizde halka gittik. 12. Cumhurbaşkanımızda şuan görevinin başında. Halkın iradesiyle seçilmiş cumhurbaşkanı, başbakanı ve parlamento var. Bu kişisel bir ihtiyaç değil. Coğrafyamız zor bir coğrafya. Tehditleri de fazla fırsatları da. Bu coğrafyada istikrarsızlık büyük tehlike. Bunun için Türkiye'nin her seçimde tek başına iktidar çıkarmalı."


TÜRKİYE FELAKETİN EŞİĞİNDEN DÖNDÜ 

Türkiye'nin 15 Temmuz'da felaketin eşiğinden döndüğünü söyleyen Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları şöyle: 
TÜSİAD Türkiye'nin adını dünyaya duyurması hepimiz için iftiar meselesidir. Biz çalışanları, çalıştıranları, fabrikaları hiçbirini birbirinden ayrı tutmuyoruz. Ülkemiz için üretiyorsunuz bir yandan bir yandan da halkımızın refahına katkı sağlıyorsunuz.15 Temmuz'da büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Alçak bir darbe girişiminin eşiğinden döndük. Bu darbe girişiminin başarısız olmasındaki en önemli sebep vatandaşımızdaki demokrasi bilincinin gelişmiş olmasıdır.

ABD SEÇİMLERİNİN ETKİSİ 

8 Kasım'dan sonra piyasalarda bir dalgalanma yaşamaya başladık. Ekonomik belirsizlik söylentileri hat safhada. Bunun arka planında 8 Kasım'daki ABD seçimlerinde Cumhuriyetçi adayın kazanması görülüyor. Sayın Trump seçim kampanyasında ABD'nin daha çok kendi içine yoğunlaşacağını, dış dünyayla ilişkilerini azaltacağı söylemlerinde bulundu. Yani ABD'nin son 50 yıldır ihmal ettiği çalışmalara daha fazla yoğunlaşacağını söyledi. Bu söylem bütün dünyada ekonomi üzerinde bir olumsuz etki yaptı. Türkiye'de bundan nasibini aldı. 8 Kasım'da başlayan bu gelişmeleri Türkiye'ye mahsus görürsek yanlış değerlendirmiş oluruz. Meksika'dan sonra ikinci sıradayız.  Bütün ülkelerde dolara karşı değer kaybı var. Tek istisna var, İngiliz parası… İngiliz parası da Bretix’ten evvel değer kaybına uğradı ve dolayısıyla o muhafaza etti değerini.

HOŞUNUZA GİTSİN DİYE SÖYLEMİYORUM, BUNU DA ATLATACAĞIZ"

15 Temmuz gecesi biz emsali görülmemiş bir iş başardık. Bunu Avrupa'da, Amerika'da anlayamadı. Tankların, topların üzerine gözünüzü kırpmadan karşı koyuyorsunuz. Bunu anlayamadılar. Biz onlara dedik ki; Türk milleti bağımsızlığı için ölüm dahil her şeyi göze alır. Değerli dostlar, değerli iş adamlarımız büyük bir samimiyetle dünyadaki belirsizlikleri ve Türkiye'deki ekonomik gelişmelerle ilgili endişelerini ifade ettiler. İyi ve kötü senaryoları konuştuk. Kötümser olmak için bugünleri baz alırsak çok sebebimiz olabilir. Ama geniş zamanlı düşünürsek kötümser olmaya gerek yok. Doğru teşhis koyamazsak çözümü de doğru geliştiremeyiz.Türkiye yaşadığımız bu olayın (ekonomik dalgalanmanın) benzerini Ak Parti iktidarında beş kere yaşadık. Hepsini atlattık, bunu da atlatacağız. Hoşunuza gitsin diye söylemiyorum, bunu da atlatacağız, endişeye gerek yok, üstesinden geleceğiz. Bunu da en iyi siz biliyorsunuz. Türkiye ekonomisi kapalı bir ekonomi değil. 200 milyar doların üzerinde dünya ile alışverişiniz var. Eskiden Türkiye devlet olarak borçlanma yapamıyordu.

20 OCAK'TA TAŞLAR YERİNE OTARACAKTIR

Bizim bir ayrışmamız olduğu doğru. Bütün para birimleri yüzde 5-6 sapma yaşadığında TL iki katı sapma yaşadı. Biz geçen 4 ay içinde uçurumun kenarından döndük. Büyük bir tehlike atlattık. 60 darbesi öncesi Türkiye'nin kişi başı milli geliri 583 dolar, 61'de 194 dolara düşmüş, 80'de ihtilal öncesi 1860 dolar, ihtilal sonrası 1195'e düşmüş, nereden nereye. İhtilaller ülkeyi fakirleştiriyor. Kazanımları kaybettiriyor. 15 Temmuz'da bir ciddi bir sarsıntı yaşamadık. Çünkü darbe başarılı olamadı ve vatandaşlarımız ilk gün 2,5 milyar dolar bozdurdu. Takip eden 15 gün içerisinde de bozdurulan para 11,5 milyar doları aştı. Bunu da atlatacağız.Türkiye ekonomisi kapalı bir ekonomi değil. Küresel ekonominin bir parçası. Türkiye'de bugün iş aleminin dünyayla ile ilişiği devletten daha fazla. 60 ihtilalinden hemen sonra IMF Türkiye'ye yerleşti. 2013 yılına kadar. Yani bu yıllar arasında Türkiye ekonomisi denetim altındaydı. Bu yıldan sonra denetimden çıktık, kendimizi denetler hale geldik. Piyasalardaki dalgalanma bir ay kadar daha devam edecek, 20 Ocak'ta yeni seçilmiş başkan iş başına geldikten sonra taşlar yerine oturacaktır.  

5 ÜLKEDE SEÇİM VAR

Avrupa'da 2017'de 5 ülkede seçim var. Bu belirsizlik demektir. Avrupa'da büyük bir ırkçı ve sağ eğitim var. Siyasetçilerin gelecek kaygısı, ABD'de yaşanan gelişmeler ve diğeri de bölgemizde 5 senedir devam eden karışıklık var. 
Suriye'de Irak'ta devlet yok, otorite yok. Türkiye bu kadar iç ve dış sorunlarla bölücü terör örgütünü FETÖ'yü Rusya'yla sorunları hepsini bir araya koyun, bu kadar olay başka ülkelerin başına gelseydi aynı anda yerle bir olurdu.

 Bu kadar olay başka ülkelerin başına gelseydi yerle bir olurdu. Biz bütün bunların üstesinden gelmeyi başardık. Çünkü Türkiye'de 14 yıldır istikrar var. 27 çeyrektir süregelen büyüme istikrarın bir ürünüdür. Sizde bunun için büyüdünüz, yatırım yaptınız. Öngörmeseydiniz bunu yapar mıydınız. Yatırımlarınıza devam edin. 2017 daha iyi bir yıl olacak. Bu geçici dönemde de tedbirlerimizi alıyoruz. Ama kafanız karışmasın. 2017 çok daha güzel olacak.

10 MİLYAR DOLARLIK KAYNAK AYIRDIK 

Kısa vadede hemen 8 Kasım'dan sonraki bu dalgalanmada bir araya geldik. Rakamlara baktık, göstergelere baktık. Birden fazla madde aldık. Eximbank ihracatçı döviz olarak kredi, borç alıyor. İhracatını gerçekleştiriyor, aldığı parayı ödüyor. 2 milyar dolar daha piyasada para kalsın. İkinci tedbir TMSF'nin elinden çıkardıklarını Türk parası olarak alın  lazım değil. Kamu döviz olarak alması gereken parayı Türk parası olarak alacak. Piyasadan çekilmesinin önüne geçecek, etti 4,5 milyar dolar. 5 milyar dolarlıkla da kısa vadeli sözleşmelerimiz var. Türk parasıyla ödeme yapılacak. 4,5G'den birçok şeye. Kısa dönem için 10 milyar dolarlık piyasanın ihtiyacı olan kaynağı ayırdık.

KAMU ALACAKLARINI TL İLE TAHSİL EDECEK

 Bununla yetinmiyoruz genel genelge çıkardık. Kamu mecbur kalmadıkça milli paramız üzerinden yapacak. Sizi ilgilendirmiyor, sizinkisi gönüllülük esasına bağlı. Bireysel kredilerde dolar geliri yok, dolarla borçlanıyordu. İneği bile euroyla alıyordu. Bunların tedbirlerini aldık. Bireysel borçlanmanın yabancı parayla borçlanmanın önüne geçtik ama piyasaya müdahale, sermayeye kısıtlama getirecek uygulamaların yanından geçmeyiz. Türkiye küresel bir ekonomi, yerel müdahaleler olmaz.
 BES 2017 OCAK'TA YÜRÜRLÜĞE GİRİYOR

Türkiye küresel bir ekonomi, yerel müdahaleler olmaz. Özel sektörün borçlarını döndürme diye bir durum yok. Merkez Bankası'nın net rezervlerinde bir kuruş azalma yok. Bu ilginç değil mi? Bu tedbirleri aldığımız için. Alabileceğimiz her türlü tedbir var. Boş durmuyoruz. Kafa yoruyoruz, tedbir alıyoruz. Son zamanlarda vergi düzenlemeleri yaptık, tüketici kredilerinde yeniden yapılandırma yaptık, rehni kanunu çıkardık. Aman bina alalım arsa alalım değil neyi varsa, malı varsa bunların hepsini teminat olarak 2017 Ocak ayından itibaren uygulamaya başlıyoruz. Bireysel emekliliğe otomatik katılım getiriyoruz. 2017 ocak itibariyle. Türkiye'nin cari açığı var, ithalatı fazla, ihracatı yok. Amacımız buradaki açığın tasarruf miktarını artırmak, katma değer oluşturan alanlara destek vermek. 7 alan tespit ettik. Teşvik sistemimiz yayınlandı. Konfeksiyon usulü değil, ısmarlama projesine göre tespit sistemine geçiyoruz. Yapılacak yatırıma uygun teşvik vereceğiz. Onların da teşvik edilecek bölgeler var. 23 bölgemiz var. Doğu ve Güneydoğu'da burada da teşviklerimiz var.

FETÖ TOPLADIĞI HİMMETİ LOBİ ŞİRKETLERİNE AKTARIYOR

Bu alçak FETÖ, milletten kuruş kuruş topladığı  himmetleri oluk oluk lobi şirketlerine aktarıyor, 'Türkiye'de ekonomi bozuluyor,  insan hakları ihlal ediliyor, demokrasi uygulanmıyor'... Yani akıllarına ne  gelirse, her türlü alçaklığı yapmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz'da  başaramadıklarını akılları sıra ekonomiyle oynayarak başaracaklarını  düşünüyorlar. Asla başaramayacaklar.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İNLERİNE GİRDİK

 Bölücü terörde tarihimizde olmadığı kadar mücadelede başarılı gidiyoruz. 30-40 yılda girilmeyen yuvalarına girdik. Her gün bir tanesini ele geçirdik. Bunların ifadeleriyle inşallah terörü çökerteceğiz. Milletimiz rahat olsun, terörü Türkiye gündeminde en alt sıraya indireceğiz demiştim. Bunların konuşulduğu ülkeye yatırımcı nasıl karar versin durum böyle değil ama algı böyle. Biz dışardan izlerken savaş var sanıyoruz diyor yabancı yatırımcı bizim bu algıyı tersine çevirmemiz lazım.

Ülkede mutlaka irade olacak. Türkiye'nin her karış toprağında bayrağı dalgalanacak. İş yapmak isteyenler iş yapacak, gezmek isteyen gezecek. O zaman biz terörü konuşmayacak noktaya geleceğiz. Çukur siyasetini uygulayanlar, Kürt kardeşlerimizin evlerini başına yıkanlar hesabını veriyor.Hakkında iddia var gel kardeşim uğra diyorsun, ben tanımam gelmem diyor. İçimizden hangimiz öyle yapabilir. Ben sizin yargınızı tanımıyorum. Çukur siyasetini uygulayanlar şimdi hesabını veriyor. Eş başkan, öz yönetim bunlar hayrımıza değil. Bu bilinmelidir ki, Kürt vatandaşlarımızla hiçbirimizin sorunu yok. Biz 79 milyon birlikte Türkiyeyiz. Bölücü terör örgütünün Kürt sorunu diye bir sorunu yok. Sorunu şu oradaki Kürt vatandaşlarımızın bölücü terör örgütü diye sorunu var. Çok yol aldık. Orada bayrak dalgalanıyor. Oraya başlattığımız yatırım ve destek hamlesiyle 10 yılda 160 milyar yatırım yapacağız. Biz sessiz sizler aktif ortak olacaksınız.
 

 

DHA